"Özledim"

154 7 0
                                    

"Ben Aslan Haznedar" sertliğinden esın vermiyordu. Şaşırmış kadına daha da yaklaştı. Ölümcül bakışlarıyla bağırdı kadına.
"Kapalı odadaki kızı getir!"
Emri karşısında ürkmüş olan kadın yurkunarak
"Akif Bey'in emri var , kızı kimseye.."
"Kes sesini "diyerek gürledi. Kadını kolundan sıktı.
"Ne diyorsam onu yap. "
Yiğit dostunun öfkesinden yanına bile yaklaşamamıştı.Zira öfkesinden nasibini alabilirdi. Yanlarına doğru gelen temizlikçiyi gören Yiğit "Olduğun yerde kal" dedi.Korkan temizlikçi işine devam etti.
Kadının elinden birşey gelmeyeceğini anlayan Aslan işini Akif'le halletmeye karar verdi. Babasının ortağı olan Akif karanlık bir adamdı. Daha 1 aydır tanıdığı bu adamdan hiç haz etmiyordu.
Kadını itelercesine savurdu. Tehditkar sesiyle tekrar gürledi.
"Tekrar gelicem"
••••••••••
Eli boş çıkmak Aslan'ı çileden çıkartıyordu. Yigit'e dönerek "Âkif'e gidiyoruz." Akif'ten hiç hoşnut olmayan Yiğit " Kafayı mı yedin sen! Akif çok tehlikeli , sende biliyorsun "
Aslan adeta öfke saçıyordu."Sıçarım tehlikesine. Ne olursa olsun o kızı oradan çıkarıcam."
Hiçbirşey söylemeyen Yiğit kendi arabasını bırakarak Aslan'ın arabasına bindi. Sinirinden nebze kaybetmeyen dostuna merak içinde sorusunu yöneltti.
"Neden bu kadar çok istiyorsun?"
Direksiyona koyduğu kafasını kaldırarak cevapladı Aslan.
"Bilmiyorum. Bildiğim tek şey o kızı çıkarmam gerektiğini hissediyorum. " Ses tonu daha da alçaktı. Koyulaşmış gözleri bir boşluğa bakar gibiydi.

Bir plan içerisinde hareket etmeye karar veren Aslan ve Yiğit Âkif'e gitmekten vazgeçtiler. Yiğit'in arabasını alması için geri dönen Aslan Klayley'in önüne bıraktı. Aslan da bütün düşüncelerinden sıyrılma isteğiyle spor salonuna gitti.
•••••••••••
Ayhan Bey oğlunun delicesine kurtarmak istediği kızı açıkcası merak etmişti. Oğlunun acıma duygusu ne kadar da kuvvetliydi öyle. Kendisine karşı meydan okuyan oğluna da bariz öfkeliydi. Klayley'e gittiğinin haberini de almıştı. Arabasını hazırlatarak akşam yemeğinden sonra evinden çıktı.
Klayley'e girdiğinde mekanın tıklım tıklım dolu olduğunu görünce gururla gülümsedi. Gücüne güç katan Klayley kat kat paralar kazandırmış ,iflasın eşiğinden kurtarmıştı Ayhan Bey'i. Oğluda öğrendiğine göre ortaklıktan ayrılmaktan vazgeçmişti. Var kısmından sola dönüp odasına geçti. Yanına gelen adamlarına kızı getirmelerini emretti.

Kısa zaman sonra mekandaki sağ kolu olan Erkan kapıyı açarak kızı sertçe masanın önüne fırlattı. Ayağa kalkarak kızın yanına giden Ayhan Haznedar kızın yüzünü görmek için saçlarından tutup geriye asıldı.

Gördüğü yüzle bu bataklıktan kurtarılacağını düşünen genç kız umut dolu gözleriyle adama baktı.
"Ayhan Bey , siz.. siz " diyerek elleriyle adama tutundu.Kapatıldığı günden beri acılar içinde ağlamaktan şişmiş gözleri bu sefer mutluluktan akmaya başladı.
"Beni kurtarmaya geldiniz biliyorum. Aslan ,o nerede " adama daha da sıkı tutundu.
Hareketsiz kalan Ayhan Haznedar gördüğü bu kıza inanamıyordu. Nasıl bir oyuna sürüklenmişti.

Kızın dediklerine aldırmayarak kapının önünde dikilen adamı Erkanın yanına gidip sert tokadını yüzüne indirdi.
"Bu kızın ne işi var burda " diyerek bağırmaya başladı. Duyduklarıyla çığlık atan kıza döndü.
"Kes sesini "
"Yalvarırım kurtarın beni , lütfen yardım edin" yalvarışlar içerisinde olan kız nefes nefese kalmıştı. Acı çekiyordu, bitsin istiyordu. Kapatıldığı bu yerden geldiği gibi gitmek istiyordu.

Ayhan Haznedar, Erkana seslendi "Götür " sesinde duygu yoksunluğu vardı.Hissettiği bir acı , pişmanlık yoktu. Sadece ilk anda şaşırmıştı. Şimdi o da geçmişti. Düşündüğü tek şey Aslan'ın bu kızı görmemesiydi.
Kolundan tutan adama çelimsizleşen vücuduyla direnmeye çalışan kız sesini güçlükle duyurdu.
"Bırakın beni , bırakınnnn" daha fazla dayanamayıp Erkan'ın kollarında bayılıverdi.

Çalan telefonunu yanıtlamak için masasına uzandı. Arayan kişiyi dinleyip yanıtladı.
"Klayley'deyim. Buraya gel" Kız nasılsa kilit altındaydı. Göreceğini sanmıyordu. Erkan'i çağırarak misafirini karşılamasını emretti.

Kısa sürede Klayley'e gelen Yiğit, Erkanın yönlendirmesiyle Ayhan Bey'in odasına doğru gitti. Silik bi tipti bu Erkan, hiç sevmemişti.
Odanın önüne gelince tam girecekken aralıklı olan kapıdan konuşma seslerini işitti. Sessizce yaklaşan Yiğit dinlemeye başladı.Kızdan bahsediyordu.
"Kim getirdi o kızı sana Akif "sesi daha yükselmeye başladı.
"O kaltak ne yapmaya çalışıyor ,o kız Cemre. Aslan'ın sevgilisi"

Yiğit duyduğu isimle kapıyı tekmeleyerek açtı. Ne olduğunu anlayamayan Ayhan Bey telefonu kapatıverdi.
"O kız Cemre mi!" Sessiz duran adam karşısında tekrar bağırdı.
"Cemre mı dedim sana "
"Evet " korkusuzca söylemişti Ayhan Haznedar.
Tiksinerek baktığı Ayhan Bey'in yanına yanına hızla yaklaşıp yakalarından kavrayarak ayağa kaldırdı. Sımsıkı tuttuğu elleriyle adamı sarsarak bağırdı.
"Sen ne bok yediğini sanıyorsun, Şerefsiz!" Kendisine asıldığı adama kafa atarak küfretti Yiğit.
Yere yığılan adama her zaman saygı duymuştu. Ama şimdi küfürler ederek odasından çıkıyordu.

Tek düşüncesi Aslan'a yardım etmekti. Ama artık vazgeçirmek için uğraşacaktı.Tabi kendisi Cemreyi Âkif'in elinden alıcaktı.
••••••••••••
Ertesi gün akşam Klayley'e gittiği ilk gün adamların düşürdüğü anahtarı hatırladı. Giysi dolabını açarak cebine koyduğu ceketini aldı. Anahtarı eline alarak evinden ayrıldı.
Yol boyunca düşünceler içerisinde olan Aslan'ın öfkesi hala babasınaydı. Yiğitle bir müşteri görüntüsünde gitmeyi düşündü. Böylelikle o odaya ulaşabilirdi. Kendisini tanıyan o kadının orda olmamasını diledi.
••••••••••
Sert bir içki isteyen Aslan yavaş yavaş yudumlamaya başladı. Sırtına dokunan elle geldiği ilk gün hissettiği nefreti hatırladı. Yanına oturan Yiğit bir an önce Aslan'ı buradan çıkarmalıydı. Eninde sonunda Cemreyi söyleyecekti fakat daha kendi bu halde sindirememişken Aslan kim bilir neler yapardı.
Yiğit için de bir içki söyleyen Aslan kendisine de 3. kadehini aldı.

"Kızın kaldığı odanın anahtarı bende"
Aldığı yudumu boğazında kalan Yiğit için için kendine kızdı. Nasıl unuturdu bu ayrıntıyı.
Derin bir nefes alan Yiğit Aslan'ın sırtını sıvazlayarak
"Belki de vazgeçmelisin "dedi.
"Asla " diyen Aslan bardağını kafasına dikti.
Peki Cemre için neler hissediyordu?

"Özledin mi onu?" Yiğit'in hazırlıksız sorusuna yakalanan Aslan kalbinde ağır bi sızı hissetti. Gözlerini elindeki bardağına dikti.
"Kimseyi unutamayacak kadar çok özlemedim."
Içkisini bardağından boşaltırcasına içti, dudakları hafif tebessümüyle yana doğru kıvrıldı.
"Özledim"
Aslan lavaboya gitmek isteyerek kalktı uzun taburesinden.
Yiğit herşeyi unutmak istercesine içmeye devam ediyordu.

Kalabalığın içinde ilerleyen Aslan aniden arkasını dönen kıza çarptı.

Kaskatı kesilmişti bu adam. Hayal görecek kadar çok mu içmişti de onu görüyordu. Hareketsizce karşısındaki bir çift mavi gözlere bakıyordu.
"Sen burada ne arıyorsun!"

DELİCEMRESİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin