elsa emilie - au volant
"Sikiksin."
"Ayıp oluyor."
"Bu duruma beni sen soktun oropsu çocuğu ne ayıbı?"
Saatlerce bu yer altında parmaklıklar arasında oturuyordum. Aynı zamanda Han'ın tam bir psikopat olduğunu düşünmeye başlamıştım. Böyle bir yeri nasıl bir kafayla yapmıştı. Yer altı zindanıydı resmen ve asıl şey karşımda tıkılı kalmış bir Mingyu vardı. Onun kaçıp gitmiş olduğunu düşünüyordum. Fakat Han benim gibi onu da bulmuş ve atmıştı buraya.
Burada olduğumu kimsenin bilmediğine emindim, sarışın hariç. Saatler önce yaşadığım ironik durumun etkisinden çıkamıyordum adeta. Chanyeol'ün o kızla olmasının bir sebebi olmalıydı çünkü kimse beni o kızla başka bir amaçla beraber olduğuna inandıramazdı. Duvara yaslanmış yaşadığım saçmalığı düşünürken Mingyu tekrar konuştu.
"Yemin ederim seni ben ifşa etmedim Kızıl, yemin ederim."
"Kes sesini." dediğimde ona dönmüştüm. Uzun süredir buradaymış gibi görünüyordu. Fakat herkes Mingyu'nun ortadan kaybolduğunu sanıyordu, ben dahil. Çünkü Han asla konusunu açmamıştı ve sadece beni suçluyordu. Demek ki ilk suçluyu çoktan yakalamıştı. Mingyu'dan nefret etmiyordum. Nasılsa aramızda bir çıkar ilişkisi vardı ve birbirimizi satmaya müsaittik, babasının oğlu değildim nasıl olsa.
"Han peşime beni izlemek için birini takmıştı. Her şeyi görmüş. Bak şerefsiz biriyim ama asla seni ifşa etmedim ben. Hem Chanyeol dosyaları bulup getirmişti Han'a, sen nasıl düştün buraya?" dediğinde demir parmaklıklara yaklaştı. O kadar yorgundum ki ona cevap vermek istemiyordum fakat delicesine merak ettiğim şeyler vardı. Bir yandan söylediklerine inanmak istedim.
"Han tabii ki inanmadı. Ben Piramit'ten ayrılınca hemen yakaladı beni." dedim sıkkınca.
"Ne!? Piramit'ten mi kovuldun?"
"Hayır, kendim ayrıldım diyorum. Öyle gerekiyordu." dediğimde biraz düşündü ve tekrar parmaklıklara sarılıp konuştu. "Bazen aptal olduğunu düşünüyorum. Sarışınlar aptal olur derlerdi ama kızıllar da olabiliyormuş demek ki. Ensende bir katil varken nasıl en güvenli yerinden ayrıldın?" dediğinde sinirle patladım.
"Kes sesini artık. Bana en büyük darbeyi koyan sensin zaten daha ne konuşuyorsun?" dediğimde buz gibi havanın hissiyle titredim. Bunu farketmiş olmalı ki yanındaki ince örtüyü parmaklıkların arasında bana fırlatmaya çalıştı fakat ortamızda durdu. Göz devirirken ne yapacağımı düşünüyordum.
Bu adama ölmek istemiyordum.
"Neden Chanyeol hakkında bildiklerimi sorgulamıyorsun Kızıl?"
"Artık her şey o kadar garip geliyor ki buna şaşıramıyorum." dedim sessizce. Mingyu bana Chanyeol hakkında bir şeyler anlatmıştı. Eğer onunla işbirliği yaparsam da her şeyi öğreneceğimi söyledi fakat ilk andan itibaren enselenmiştik iki aptal. O yüzden ondan bir şeyleri anlatmasını istemedim.
Dakikalar sonra biraz daha uzaktan geldi sesi. Zindanın en köşesine gitmişti. Elindeki çiviyle bir şeyler çiziyordu duvara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlığa ait kırmızı şaraplar | chanbaek
FanfictionBaekhyun, ailesi yüzünden borç batağında yüzerken arkadaşının yardımıyla garip işler yürüten liderliklerden birine girer. Hiç beklemediği olaylar birbirini takip ederken, Chanyeol'ü yıllar sonra tekrar burada, eskisinden çok daha farklı karakteriyle...