19 | bir yol bulunur bir son bulunduysa

507 38 54
                                    

tom odell  -  another love
fleurie, tomme profitt -  hurts like hell
james young  -  i'll be good

"Bugünkü terapiye gittin mi?"

"Evet, gittim."

"En azından gözümün içine bakmadan yalan söylemen içimi rahatlattı, diğer türlüsüne üzülürdüm." diyen Jongdae hemen sağımda sorularını üstüme yağdırmaya devam ediyordu. Önümdeki bilgisayar oyununa odaklanırken yalanımın bu kadar çabuk ortaya çıkmasına şaşırmamıştım. Her gün aynı şeyi sorardı, her gün aynı yalanı söylerdim.

"İnat mı ediyorsun Baek, o gelmeyecek ve sırf inadından dolayı hayatınla beraber beni de yok sayıyorsun. Gözlerin aynı o gün seni bulduğum yerdeki gibi hala. Neden Baek? Geçmesi gerekirken neden hala aynısın?"

Düşmanın beni çatıdan vurmasıyla sinirlenip masaya vurduğum avuç içimi sıkarak kulaklıklarımı çıkarıp ona döndüm. "Öldüm Jongdae, beğendin mi yaptığını?" dediğimdeyse gözleri hayal kırıklığıyla kapandı. Arkasını dönüp saçlarını karıştırdı, tekrar döndüğünde hala vazgeçmiş görünmüyordu. "Kullanıyor musun Baek?" Sorduğu soruyla yerimden kalkmış ve gülerek cevaplamıştım. "Saçmalıyorsun, beni mahveden ve her şeyimi alan bir illete devam etmeyeceğimi biliyorsun."

"Neden terapi ve kontrollere gitmiyorsun Baekhyun? Chanyeol yüzün-"

"Artık ondan bahsetmeyi kes."

"33 gün oldu, 33 gece tüm sokaklarda onu arıyorsun ve benim ondan bahsetmem sorun mu oluyor?" demesiyle sözlerinin gerçekliğiyle sarsıldım. Haber vermeden, uyanmamı beklemeden çekip giden birini kocaman şehirde her gece arıyordum, komikti. Fakat acınası gibi görünmemek için bunu da yalanlayacaktım. "Gece kendimi daha rahat hissediyorum, onu aradığımı kim söyledi?" dememle gülüp kalktığım yere kendisi oturmuştu.

"Sen söyledin Baekhyun. Uyandığından iki hafta sonrasında bir gece o sefalet halinle birde sarhoş olup geldin eve. Yok dedin, her gece arıyorum onu ama yok, kaçmış dedin Baek."

Sadece eve döndüğüm kısmını hatırladığım o gece söylediklerimi Jongdae hatırlatmıştı bana. Yalanlayabilirdim ama bu aşırıya kaçardı sanırım. Onun yerine odadan çıkıp çıkış kapısına gittim. Jongdae hızlıca arkamdan gelirken montumla botumu giyindim. "Nereye, sarhoş olup onu aramaya mı?" demişti Jongdae sinirden köpürürken. Ölümle yaşam arasında sıkıştığım süreçte benimle beraber o da sıkışmıştı. Uyuşturucudan komaya girdiğimi öğrenen ailem utanç kaynağı olmamak için o gece hastanenin buz gibi dört duvar odasında beni bırakıp gitmişlerdi.

Jongdae kalmıştı.

Ona binlerce teşekkür etmem gerekirken hala canını acıtıyordum. Gitmesini söylüyordum, bana bakmaya, benimle olmaya mecbur olmadığını söylüyordum lakin reddediyordu. Yanımdan zorla ayırsalar da tekrar geleceğini söylüyordu. Acılarımı benle yaşamayı seçmişti ve benim bunu bitirmem gerekirken ona daha fazlasını yaşatıyordum.

"Gece terapi saatine gideceğim Jongdae, söz. Çoğu zaman ona gidiyorum. O adam daha iyi anlatıyor hem. Sabah terapisindeki yaşlı bunağın deneyimlerini dinlemek sıkıcı." dediğimde gülmüştü. Ardından sağ serçe parmağını ortamıza uzattı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

karanlığa ait kırmızı şaraplar | chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin