V

113 18 93
                                    

Saat öğle vaktine geldiğinde kara bulutlar güneşi sakliyordu buna rağmen evin içi de büyük bir hazırlık vardı.

Çiğdem: tavuğu fırına koydun mu Ayperi?

Ayperi: evet şimdide kaan ile pasta ve kurabiyeler yapacağız

Batur: kaan ve kurabiye yapmak mi?

Baturun gülerek söylediği şeye diğerlerde güldü

Gökçen: ya şu yılbaşı için olan süsler arabada mi kaldı

Çiğdem: sanırım evet gidip bakmamı ister misin

Gökçen: olur ama arabadaysa daha getirme yılbaşına 2 gün var daha

Çiğdem: peki

Çiğdem arabanın anahtarlarını alıp titreyerek arabanın yanına gitti

Bagajı açıp baktığında tüm süslerin yerinde olduğunu gördü ve...ve bir de süslerin arasında minik bir bebek kafası

Çiğdem korkarak geri çekildi şu an bağırsa bile kimse duymazdı onu evden uzaktaydı gözlerini ovuşturup tekrar baktığında hiçbirşey olmadığını gördü ve rahatladi

Bagajı kilitleyip arkasını döndüğünde ormana doğru ilerleyen bir kan gölü gördü

Ayakları istemsizce o kan gölüne yaklaşıyor buda çiğdemi korkutuyordu

Yaklaştı...

Yaklaştı...

Yaklaştı...

Ve kan gölündeki kendi yansımasına kaydı gözleri.

Uçları hafif sarı olan saçları dağılmış giysileri adeta parçalanmış tam bir canavar gibi görünüyordu

Çiğdem: b-bu ben değilim bu ben olamam

Korkuyordu. Çok korkuyordu. Ormanin ıçinde bir gölge görmüştü. Ama bu az önce kan gölündeki gördüğü kendi yansımasının gölgesiydi

Eve gitmek istiyordu biran önce son gördüğü şey o gölgenin ormanın içinden gelip kendisine yaklasmasiydi

Sınır 6 oy 20 yorum 

SAVAŞÇI/GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin