- 1 - Doğum Günü

9.9K 247 62
                                    


Medya : Tuana'nın elbisesi ama beğenmezseniz siz başka bi şey hayal edin..

Aynanın karşısına geçmiş dikkatle kendimi süzüyordum. Elbisem ve saçım harikaydı. Makyajım abartısız bi şekilde sade ve güzel olmuştu. En sevdiğim olmazsa olmaz parfümlerimden birinide üzerime üç kere fıslatınca her şeyim tamamlanmıştı. Akşam ki doğum günü partime hazırdım.

Ben Tuana Naz Tiryaki bugün tam 19 yaşıma bastım. Bundan 3 sene önceye kadar hayatım çok güzeldi.. Her şey o kadar güzeldi ki kötü bir şey olmaması için her gece dualar ederdim. Korkardım hayatımdan birilerini kaybetmeyi. Ve tabiki koktuğum başıma gelmişti. 16 yaşımdaydım ve ben o zaman ilk babamı kaybetmiştim... Bunun acısı hiçbir zaman geçmeyecekti.. Ama annem için nasıl olduğu anlamasamda o acıyı içine gömmüş ve başka bi adamla evlenmişti. Adam her ne kadar iyi biri olsa da babamın yerini alamazdı... Babam benim kahramanımdı ve ben onun yerini hiçbir adamla dolduramazdım.

Annemin evlendiği adam da  çok iyi bir babaydı.. Babamın yerinde olmayı hiçbir zamam istemedi.. Ona baba dememi istemediğim için bu şartımı anlayışla karşılamıştı. Ben de bu anlayışı için ona abi demeye karar vermiştim. Hiçbir zaman beni kendi oğlundan ayrı tutmamış kendi öz kızı gibi severdi beni... Demek ki her üvey baba kötü olmazmış..

Bide üvey abim vardı.. Çağan Efe Ak. Kendisi bütün kızların peşinden koştuğu 20 yaşında olan  yakışıklılığıyla karizmatik duruşuyla  ela gözleriyle kumral saçlarıyla etrafa ateş saçan biriydi.. Ama tek sorunu vardı ki kalbi taştandı. Hiçbir kızla ilişki kurmayı sevmezdi. Sevdiklerine karşı yumuşacık biri olup dışarıya karşı kaya gibi sertti..

Kapımın tıklanmasıyla son kez kendime göz gezdirip kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığımda arkası dönük bi biçimde  abimi görmeyi beklemiyordum.

"Hazı-"

Abim kapının açıldığı anlayıp   bana taraf döndüğünde tam bi şey söyleyecekken lafı yarıda kalmıştı. O bana susmuş bakarken ben de ona takılı kalmıştım.. Bütün karizmatikliğiyle karşımda duruyordu. Bu çocuk her gün yakışıklı olmak zorunda mıydı?

Kafamda ki düşünceleri susturmayı başardıktan sonra abimin beni baştan aşağı süzen gözlerine odaklanıp konuşmaya başladım.

" Abi... Bi şey mi oldu?"

"Hıh.. Ne?"

"Hani geldin ya.. Bi şey mi söyleyecektin?"

"Ha şey.. B-ben hazır mısın diye bakmaya geldim.."

"Evet hazırım.. Nasıl olmuşum sence?"

Dedikten sonra abim elimden tutup yukarı kaldırdığında etrafımda döndürmeye başladı.

"Çok çok güzel olmuşsun.."

"Teveccühünüz efenim.."

"Bu kadar güzel olmasa mıydın ufaklık?"

"Birincisi bana ufaklık demeyi ne zaman kesersin ikincisi neden ki? Bugün benim doğum günüm güzel olmam lazım."

"Ufaklık demek hoşuma gidiyor."

"Ama benim gitmiyo abi onu napıcaz?"

"Senin de bana abi demen hoşuma gitmiyo peki onu napıcaz"

"Neden.. Abi demeyeceksem ne diyeceğim."

"Kendimi yaşlı hissediyorum... Sen bana Efe de."

"Yaşlı mı? Hahahah.."

"Ne gülüyorsun kızım....Neysee hadi gel aşağı inelim.. Herkes bizi bekliyor."

"Emredesin Efeciğim"

"İşte bu çok iyi.."

Dedi gülerek. Sonra koluna girmem için bana doğru uzattı. Bende kolumu onun koluna geçirdiğimde gülümseyerek merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladık...

...

Üç saat boyunca çok eğlendiğimiz bir parti olmuştu. Organizasyonu abim yapmıştı.. Benim mutlu olmam için elinden gelenin fazlasını yapmıştı. Bu yüzden ona çok minnettarım.. Herkes yavaş yavaş dağılmaya başladığında ben de  üzerime rahat bir şeyler giymek için odama  gitmiştim. Annemler de uyumaya gittiği için abim  gidenleri yolcu edecekti. Aşağı indiğimde herkes gitmiş abim ise yorgunlukla kendini koltuğa atmıştı. Ben de karşısında ki koltuğa oturmuş ona bakmaya başlamıştım. O ise tavanla bakışıyordu.

"Baya yordum seni bugün..."

"Değdi ama"

"Çok teşekkür ederim.. Gerçekten çok güzel bir parti oldu sayende."

"Teşekküre gerek yok.. Abiler kardeşleri için her şeyini feda eder."

"Abi sen ikizler burcu olduğunu gerçekten çok iyi belli ediyordun.. Az önce abi değildin hani?"

Dedim kıkırdayarak.

"Yeri geldiğinde abi de olurum ama sen yinede abi deme.."

"Peki abiciğim..."

"Ya bak oraya gelir seni gıdıklarsam görürsün abiyi..."

"Hahahah tamam tamam hadi kalk seni odana götüreyim senin yürümeye mecalin yok."

"Ne o beni kucağına mı alıcaksın?"

"Nerden bildin... Haha neyse hadi"

"Aynen ya   gerçekten şaka maka ben çok fenayım hadi bi an önce uyumaya gidelim."

Dediğinde ben de yanına gidip elinden tutarak ayağa kaldırdım. Kolunu omzuma attım.. Kolumu beline sardığımda yavaş yavaş yürümeye başladık. Odasının önüne gelince kapıyı açıp içeriye götürdüm. Yavaşça yatağa oturur halde bıraktım...

" Sen üzerini değişip uyu bende gideyim odaya."

Kafasını sallayınca tam arkamı dönüp gidicekken  o masum uykulu suratının tatalılığına dayanamayıp yanağından öptüm. Uykulu olduğu için tepki vermemişti. İyi geceler dileyip çıktım odadan. Kendi odama gittiğimde bende hızlıca yatağıma girip kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

Hellooo

Yeni kurgum ve ben... Biraz değişik bir kurgu yazmaya karar verdim.. Umarım beğenirsiniz..

Buraya ne yazacağımı pek bilmiyorum o yüzden fazla uzatmayacağım sjsjsjsjs

Yazım yanlışı ne kadar çok dikkat etsemde gözümden hep kaçıyor kusura bakmayın lütfenn :)

Hikayem hakkımda fikirlerinizi yazarsanın çoook mutlu olurum <3











Üvey Abim! ~ Çağtu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin