Medya: Yui Komori.
"Eğer insanlar aşağılandığında üzülmeseydi, yapmak istemediği şeyleri yapmak zorunda kalmazlardı."
~ ══════ ∘◦❁◦∘ ══════ ~
Yüzüne baktığımda, bir anda gözlerinin şaşkınlıktan açıldığını gördüm.
Birkaç saniye sonra neşeyle konuştu. "Yui, bu kıyafet sana çok yakışmış! Kesinlikle bu elbiseyi almalıyız!"
Yanaklarımın -çok olmasa da- kızardığını hissettim. "Sahiden mi? Sence de çok açık değil mi?"
Bana bir süre anlam veremediğim şekilde baktı ve sıkıntıyla iç çekti. "Sana söylemiştim. Eğer o tür bir ortama gireceksen, buna benzer kıyafetler giymen gerekiyor. Her zaman giydiğin üstlerle oraya gidemezsin."
Daha fazla bu durumdan kaçamayacağımı anladığımda, mecburen kabul etmiştim. Celine, az önceki konuşmasından sonra, bana üstümdekini çıkarmamı söylemiş ve o elbise ile yanına gelmemi istemişti.
Kabinin perdesini çektim ve üzerimdeki abiyeyi çıkardım. Buraya gelirken giydiğim tişörtümü ve pantolonumu giyerek oradan çıktım.
Arkadaşımın yanına geldiğim zaman, elimdeki elbiseyi ona verdim. O da kıyafetin altına giymem için bana ayakkabı bakmaya başladı.
Yaklaşık 20 dakikanın ardından, elbisemin altına beyaz renkli, düz bir sandalet ve kombine uyan dikdörtgen şeklinde bir çanta seçmiştim.
Celine, bu seçtiklerimi de eline aldı ve kasaya giderek onların parasını ödemek için sıraya girdi. Kombinin parasını ödedikten sonra yanıma geldi ve oradan ayrıldık.
Başka bir yere doğru yürürken, kuaföre gideceğimizi duyduğum an, küçük çaplı bir şok geçirdim. "Ne demek saçımı da yapacağız?"
Celine güldü. "Yui, sadece aldıklarımız ile oraya gitmeyi planlamıyorsun, değil mi?"
Omuzlarımı düşürdüm. "Hayır, öyle bir şey söylemedim. Sadece sana fazla masraf çıkarmışım gibi hissediyorum. Keşke aldığımız bazı şeylerin parasını ben ödeseydim."
Tekrardan güldü ve yüzüme baktı. "Ödeseydim mi? Aldığımız sandaletin parasını sen verdin! Neden hiçbir şeye para harcamamış gibi konuşuyorsun?"
Küçük bir çocuk gibi omuz silktim. "Ama çoğu şeyin parasını sen ödedin."
Gülümsedi fakat bana cevap vermedi. Ben de bir şey söylemedim ve kuaföre doğru yürümeye devam ettik.
* * *
"Merhaba efendim, hoş geldiniz."
Yanıt verdim. "Merhaba, hoş bulduk."
Celine konuşmaya başladı. "Efendim, yanımda gördüğünüz arkadaşımın saçına güzel bir model yapar mısınız?"
Genç kadın gülümsedi. "Elbette. Nasıl bir şey istiyorsunuz?"
Ne tür bir saç modeli istediğimi bilmediğim için konuşmadım. Arkadaşım konuşmasını sürdürdü. "Meyhaneye uygun bir şeyler yapabilir misiniz?"
Kadın başını olumlu anlamda salladı. "Tabii ki, yapabilirim. O zaman sizi şöyle alayım, genç bayan."
Dediğini yaptım ve eli ile gösterdiği tekerlekli koltuğa oturdum. Kuaför de beni masaya doğru ittirdi ve aynadan bana bakarak, "Salaş topuz yapmamı ister misin?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•~Hold My Heart | Diabolik Lovers~•
Fanfic[Kapak fotoğrafının editi bana aittir, çalmayınız!] Siz daha önce yaşadıkları yüzünden kendini sürekli olarak suçlayan bir kız gördünüz mü? O suçluyordu... Kendisinden nefret ediyordu. Onun kendisini sevmesini her şeyden çok istiyordu ama bilmediği...