Medya: Ayato Sakamaki.
"İnsanın maruz kaldığı en kötü şeylerden birisi de acıdır."
~ ══════ ∘◦❁◦∘ ══════ ~
Yaslandığım yerde, duyduğum tanıdık ses ile gözlerimi açtım. Net görmeyen gözlerimle görmeye çalıştığım kızıl saçlar, her şeyi açıklıyordu.
"Ayato?"
Sesim ona ulaştığında başını bana doğru döndürdü. Yüzündeki kızgınlık, görüşüm net olmasa bile fark edilebiliyordu.
Fakat hâlimi gördüğünde kızgınlığı birkaç saniyeliğine geçti ve kaşları düz bir çizgi hâline geldi.
"Arkadaşının arkadaşı ise bana ne? Beni alakadar etmiyor."
Ayato, duyduğu ses ile önüne döndü. "Seni-..."
O sırada gelen öğürmeyle yere doğru eğildim ve ellerimi ağzıma götürdüm. Öğürme sesini duyan Ayato ise yanıma geldi ve önümde diz çöktü.
"İyi gözükmüyorsun. Merak etme, bendeniz seni buradan çıkaracak."
Hâlsiz olduğumu görünce kalkmama yardım etti ve bir şey demeden yürümeye başladık. Kısa süre içinde, zor da olsa çıkışa geldik ve o da bir taksiyi durdurdu.
Ayato, aracın arka kapısını açtı ve ben de içeri girmek için eğildim. Fakat görüşüm net olmadığı için, kafamı arabanın üst kısmına çarptım. "Ah!"
Ağzımdan çıkan bu ufak çaplı sese güldü ve yaklaşık 2 dakika içinde taksiye bindik. Ardından Ayato, gideceğimiz adresi söyledi. Ben de kafamı cama yasladım ve bulanık bakışlarımla dışarıyı izlerken, düşüncelere daldım.
Laito'nun böyle biri olduğunu az çok biliyordum. Ama bu kadar ileri gitmemeliydi. Ben gerçekten böyle birinden mi hoşlanmıştım?
Düşüncelerim beni ele geçirmek üzereyken, kapanmak isteyen göz kapaklarım bu durumu bozdu. Onlar karanlığa teslim olmak isterken, direnmeye çalıştım. Lakin bu çok uzun sürmedi. Göz kapaklarım kendiliğinden kapandı ve bedenim uykuya daldı. Gerisi ise karanlıktı...
* * *
Camdan dışarıyı izleyen genç adam, yanındaki kızın çok sessiz olduğunu fark ettiğinde, başını onun oturduğu tarafa döndürdü. Ardından yüzüne baktı, gözleri kapalıydı.
Sarışının uyuyup uyumadığını merak eden Ayato, Yui'nin oturduğu tarafa doğru kaydı ve yüzüne yakından baktı. Uyuyordu.
Ancak 2-3 saniye sonra, kızın yanağına düşen yaşı görünce afalladı. Ağlamış mıydı? Evet, belki bir ihtimal...
Ama görünen o ki, uykuda olan genç kız bunun farkında değildi. Her şeyden bir haber, uyuyordu.
Kızıl, elini yavaşça sarı saçlı kızın yanağına koydu ve göz yaşını baş parmağıyla sildi.
Birkaç saniye boyunca, dikkatli bir şekilde yüzünü inceledi. Fakat ön taraftan gelen bir ses, bu anı bozdu.
"Efendim, buradan sağa mı dönecektim?"
Duyduğu ses ile hızla Yui'nin yanından uzaklaşan Ayato, çok geçmeden cevap verdi. "Evet."
Şoförün yanıtı gecikmedi. "Peki."
Bu olaydan sonra eskiden oturduğu yere geçen genç adam, kafasını cama doğru çevirdi ve dışarıyı izlemeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•~Hold My Heart | Diabolik Lovers~•
Fanfic[Kapak fotoğrafının editi bana aittir, çalmayınız!] Siz daha önce yaşadıkları yüzünden kendini sürekli olarak suçlayan bir kız gördünüz mü? O suçluyordu... Kendisinden nefret ediyordu. Onun kendisini sevmesini her şeyden çok istiyordu ama bilmediği...