2 Ağustos Gecesi

194 14 0
                                    

"Yokluğuna sarıldığının insanın varlığına dokunamamak..Ne acı! Oysa benim senin yokluğunla seviştiğim geceler oldu."

Bu dizeleri,Turkuaz ve Beyazıt'ın ellerinin birleştiği an "sigara" bahanesiyle kendisini dışarı atıp,ceketinin cebinde ki küçük şiirliğine karaladı Çınar.Bir müddet sonra geri döndü.Nazik bir biçimde oturdu.Ayaz,muhabbete ortak olmuştu ; "Yetimhaneden sonra böyle yaşamaya karar verdik.Hayatta birbirimizden başka kimsemiz yok.Bir de güzel ev sahibimiz tabii.Çok anlayışlı ve güzel kalpli bir insandır.Varolsun!" diyerek gülümsedi.Çınar,ikisinde gergin ve endişeli olduğu bu masada Ayaz'ın bu kadar uzun bir cümle kurduğunu işittiği anda kısa süreli bir şaşkınlık geçirdi.Karşısında hayatını anlamlı kılan bir çift ela göz olduğunu idrar eder etmez yüzünde ki ufak dudak kıvrımıyla birlikte Ayaz'a eşlik etti.Turkuaz bu iki gizemli çocuk hakkında merakını gizleyemiyordu ; "Yetimhanede büyümek,çok zor olmalı.Güçlü kalmanız oldukça etkileyici." dedi Çınar ve Ayaz'a eşit süreli göz gezdirirken.Çınar ise birden lafa atıldı ;"Zorundalık,mecburiyet.Bunlar güçlü kılıyor insanı." dedikten sonra Turkuaz'la göz göze geldi.O an ki ruh hali büyücüler tarafından kaynatılmış halde gibi sihirli ve rengarenkti.Baktığı en güzel gözler karşısındaydı.Ne yapacağını bilmemesine rağmen güzel bir cümle kurduktan sonra dikkatini,Turkuaz ve Beyazıt arasında ki konuşmaya vermişti.Beyazıt nispet yaparcasına Turkuaz'ın elini tutarak ;"Peki sevgilileriniz var mı? Buraya onlarsız mı geldiniz yoksa?" diyip hafif sesli şekilde güldü.Ayaz tedbrili ve kontrollü davranıyordu.Çınar'ın sinirliliğini kaşlarından anlayabiliyordu.İçe doğru kasılmıştı.Hemen cevap verip ;"Zaman sevginin düşmanı bizim için,aşka yer bırakmıyor.Olsaydı elbette getirirdik,o kadar da öküz değiliz." dedikten sonra gülüşmeye ortak oldu.Turkuaz ;"Yani bir miktar öküzsünüz?" dedi.Ayaz bir Kerem Bursin alıntısı yaparak ;"Her erkek biraz öküzdür." dedi.Turkuaz bu sefer baya sesli gülmüştü.Çok iyi bir kızdı.Yüreği temizdi.Maddi durumları gerçekten iyiydi.Ama yetimhanede büyüyüp klasik bir hayat koşturmasına atılan bu gençlerin yanında dikkatli ve samimi olmaya özen gösteriyordu.O an da bir telefon çaldı.Çalan telefon Turkuaz'ındı.Çantasından Iphone 6'sını çıkarıp telefonu açtıktan sonra zarif bir saç savurmasıyla kulağına götürdü.;"Efendim baba? Hayır gerek yok.Abim halledecek.Böyle söyleme.Neyse,biraz gecikeceğimi söylemiştim.Görüşürüz." diyerek telefonu kapattı.Beyazıt ;"Ne diyor?" dedikten sonra Turkuaz geçiştirmeye başladı.Beyazıt ;"Yine mi kapıdan aldırma mevzusu?" diyince Turkuaz karşılarında ki iki gence mahçup olduğunu hissetti.Yüzünde ki hafif kızarmayı farkeden Ayaz ;"Sorun değil ya,tabii ki de bu konuda açık olabilirsin.Bu ciddi olacağımız değil güleceğimiz bir konu olmalı zaten." diyerek Turkuaz'ı bir nebzede olsa rahatlatabilmişti. "Teşekkürler ya." dedikten sonra Beyazıt'a dönüp ifadesiz şekilde "Evet.Yine aynı şeyi soruyor." dedikten sonra masada ki hep kişiye hitap edecek ses tonunda,iki dirseğide masaya koyarak konuşmaya başladı ; "Gittiğim yerlerde hep bir şöförünü yollayıp aldırmaya çalışıyor.Kendim olmaya fırsat bırakmıyor.Öyle holdingleri falan da yok.Soyadımızı taşıyan tek bir holdingimiz var.Oda gelişiyor işte.Durumlar iyi düzeyde olunca şımardı sanırım.Korkum,işinde git gide yükseliyor.Heralde bir yerleri tavan yapacak gibi." diyerek masa da ki 3 erkeğide güldürmeyi başarmıştı.Saat 10'a gelirken Turkuaz ;"Bıraksa metrobüsle gidicem ama,işte.." diyerek bir kez daha masada ki gülüşmelere sebep olmuştu.Çınar oldukça sessiz ve sakindi.Bir insanın içinde bu kadar fırtına koparken,ne var ne yok darmadağın ederken nasıl bu kadar soğukkanlı olunabilirdi? Beyazıt Turkuaz'a dönüp "Canım,abini ara istersen." dedikten sonra Çınar'ın dudaklarından ufak bir fısıltı çıktı "Hay senin canına.." Bunu en net yanında oturan Ayaz duymuştu,oda kıkırdayınca Çınar sesli bir şekilde kahkaha attı.Turkuaz ve Beyazıt şaşkın ifadelerle onlara bakarken,onlar birbilerine "Nasıl dost olunur?" dersi veriyordu resmen.Mutsuzlardı belki,ama gülmeyi başarabiliyorlardı.Bu gülümseme içtendi.Ruh ağlarken beden gülümsüyordu.Bu zıtlık en garip şeyleri ifade ettiriyordu.Bu zıtlık hayatın anlamıydı.

Bir YılımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin