Çınar için bu yaşananlar rüya gibiydi. Bütün hayallerine ortak ettiği, her anını paylaşmak istediği kadının kollarında uykuya dalmıştı. O gece alınan yüksek miktarda alkolün etkisiyle Gezi Park'ının kuytusunda geceye karışmışlardı. Çınar göz kapaklarını usulca aralamaya başladığında güneşin yaydığı ışık dalgalarından nasibini almıştı. Hislerinin büyük bir şaşkınlık ve sersemlik ile beynini bulandırdığı o sırada Turkuaz'da hareketlenmişti. Hala Taksim'de lerdi. Çınar vücudunun ona yaydığı sersemliği yavaş yavaş atlatırken ayağa kalkmayı denedi. Turkuaz'ın kafası hala omzuna dayalı olduğu için muhteşem bir his ruhunu bürümüştü. Şaşkınlık yerini birlikte uyudukları fikrine bırakınca Çınar'ın yüzünde afilli bir gülümseme oluştu. Turkuaz'da Çınar'ın kalktığını farkedince içkinin vücuduna verdiği yorgunlukla ayaklandı ve Çınar'a doğru bakarak :"Nasıl ya? Biz bütün gece burdamıydık? Babam,annem,Beyazıt," dedikten sonra iç çekerek :"Şimdi sıçtık!" diyerek nefesini dışarıya üfledi. Çınar telefonunu kontrol ederken aynı işlemi Turkuaz'da yapıyordu. Çınar'ın ekranında hiç cevapsız çağrı görünmezken Turkuaz'a toplam 36 cevapsız çağrı bırakılmıştı. İlk 5'i annesinden diğer tümü babası ve Beyazıt'tan gelen aramalardı. Telaşlanmıştı, gözlerinde ki büyümeyi farkeden Çınar sakin olmasını söyledikten sonra :"Şimdi ara ve iyi olduğunu belirt. Gidene kadar ne söyleyebileceğimizi düşünürüz." dedi.
Turkuaz babasını aradı ve :"Baba, ben iyiyim. Bir şeyim yok. Neler olduğunu gelince anlatacağım." dedi.
Burhan Bey :"Kızım! Senin için çok endişelendik saatlerdir ortalarda yoksun,neredesin? Gerçekten iyimisin?" derken ses tonu hayli yüksekti ve bu yüzden Çınar'da duyuyordu.
Turkuaz :"İyiyim baba,hala Taksim'deyim ve iyiyim. Abimin kafesine giderim o da beni bırakır." dedikten sonra onayını alınca Turkuaz Kafe'ye doğru yürümeye başladı. Turkuaz'ın kafası karışıktı. Yüzünde ciddi bir ifadeyle Çınar'a bir şey söylemeden hızlı adımlarla ilerliyordu. Çınar'da arkasından ona nazaran daha hızlı adımlar atarak takip etti, en sonunda yanına varınca kolundan tutup :"Sakin olur musun? Emin ol hallolucak." dedi. 11 Ağustos cuma gecesi onun için çok farklı bir anlam taşımışken 12 Ağustos sabahı daha güzel olsun isterdi. Birlikte uyudukları düşüncesi hala vücuduna mutluluk hormonu salgılarken Turkuaz'a da bu açıdan baktırmanın peşindeydi lakin bu şimdilik imkansızdı. Kafeye ulaştıktan sonra abisine karşı rahat olan Turkuaz herşeyi anlattı. Çınar'ın kollarında sızdığını dahil. Abisi çok kızmadı,daha doğrusu bir şey söylemedi. Daha çok Turkuaz'a iyi olup olmadığını sorarken Çınar'ın mahçubiyetini farkedince bir şey söylemek istemedi.
Ali ise kardeşini bırakmak için paltosunu askıdan aldı. Çınar'a usulca eğilip :"Beni burda bekle, hemen döneceğim." dedi. Turkuaz kafeden çıkar çıkmaz abisinin kumandayla açtığı kapılardan ön tarafta kini açıp koltuğa yerleşti. Kafasına düşünceler yeni idrak ederken yüzünde bir gülümseme oluştu. Daha Beyazıt'ı bile aramamıştı. Çınar ile geçirdiği gecenin güzelliği dudaklarında bir tebessüme neden olmuştu.
Turkuaz eve vardığında Beyazıt'ta oradaydı, hepsiyle sarıldıktan sonra hesap vermek için koltuğa oturdu ve :"Biliyordunuz ki Çınar'laydım eve dağılmak üzere meydana geldikten sonra parka oturduk ve orada uyuyakalmışız." dedikten sonra herkesin yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı. Beyazıt'ın kaşları çatılırken annesi Fulya :"Ya başınıza birşey gelseydi Turkuaz?" diye bağırdıktan sonra ekledi :"Hemen odana!" Şüphesiz ki Turkuaz'a verilecek bir ceza vardı. Ve yine şüphesiz ki Çınar es geçilmeyecekti.
Ayaz gözünü sabaha açtığında rakı şişesi hala masada duruyordu. Beyazıt ortalarda yoktu. Sabaha kadar sızmıştı. Ayaz Bafat tehlikede bir adamdı ve bu tehlike sebebiyle daha karanlık bir adam oluyordu. Yüzünü yıkadıktan sonra ortalığı toparladı, odanın kapısını açar açmaz çenesi kaskatı oldu. Çınar hala yoktu. Yaşadıkları olaylardan sonra Çınar'ın da hedef olabileceğini düşündü. Bu düşünce büyük bir telaş vermişti. Hemen telefonuna sarıldı ve Çınar'ı aradı. Çınar hemen yanıtladı :"Kardeşim,ben iyiyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yılım
Teen Fiction"Ayaz ve Çınar..Biri cennet gibi severken,diğeri soğuk bir cehennem." Yetimhanede büyüyüp hayalleri ve umutlarıyla yaşayan iki genç. Turkuaz'a sevdasını feda eden Çınar.. Hırsı,gücü ve azmiyle büyük bir oyunun içinde olan Ayaz. Sırlar,gerçek...