Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
K
ız sabah uyandığnda ilk olarak boş odaya göz gezdirdi. Bugün New York'ta ki son günüydü. Mimarlık yapan kız Japonya'da yeni bir ofis açmayı düşünmüştü, orada işlerini daha hızlı yürütebilecekti bu yüzden de oraya taşınma kararı almıştı. Yatağından kalkıp perdesini araladı ve son kez baktı New York'un manzarasına. Ailesini, arkadaşlarını burada bırakıp yeni bir hayata başlıyacaktı, yeni başlangıçlar yapmayı severdi. Tıpkı kimsenin ona karışmasını sevmediğini gibi. Bu yüzden ailesinin yanından ayrılıp kendi evini tutmuştu. Boş evi gezerken burada ne kadar çok anısını olduğunu hatırlatıyor hüzünlense de aklına Japonya'yagidiceğim gelince heyecanlanıyordu. Odasına geçip üstüne günlük bir şeyler giydi ve evden çıkıp New York'un sokaklarında yavaş adımlarla yürümeye başladı. Saat henüz çok erken olduğu için sokakta kimse yoktu. Sokaklardan geçerken burnuna gelen portakal kokusuyla duraksadı ve etrafına bakındı, bu koku ona çok tanıdık geliyordu. İstemsizce gözlerinin dolmasına engel olamazken yanında ki portakal ağacını gördüğünde, dolu gözlerinden bir kaç damla yaş süzüldü, ne kadar kendine itiraf etmek istemese de, bu şehirden taşınma sebebi sadece işi değildi. Başka bir şey daha vardı, başka biri, Eric... 3 yıldır birliktelerdi, tam 3 yıl. Böyle söyleyince Ne kadar güzel geliyor değil mi? 3 yıldır birlikte olan bir çift, dışarıdan bakınca herkes ne kadar yakıştıklarını söylerlerdi. Ama aslında olay bundan ibaret değildi, Eric çok fazla içki içen biriydi ve bu Betty'e zarar veriyordu. Eric içtikten sonra Betty'nin kapısına dayanır ve onunla birlikte olmak istediğini söyler Betty izin vermezse de zorla ona dokunmaya çalışırdı ama Betty buna asla izin vermezdi ve Eric'de onu döverdi. Evet, Betty ne kadar kabul etmek istemese de bu ilişki onun için çok yıpratıcı olmuştu. Bir gün alış veriş yapmış evinin olduğu sokağa giderkenki ara da birilerini görmüştü. Bu Eric'ti ve yanında da sarı saçlı, uzun boylu bir kız vardı, bi süre onları izledi. Gülüyorlardı ve eğlendikleri belli oluyordu, kızın elleri sürekli Eric'in üstündeydi, ve tam o sırada Eric'in bir anda kızın dudaklarına yapılmasıyla Betty çığlık atmamak için ağzını eliyle kapattı. Gözlerinde süzülen yaşlara engel olamıyordu, koşarak evine gitti ve kendini odasına attı. Hıçkırıklara odayı doldururken gözlerinden akan yaşlara hakim olamıyordu. Ve sonra da öğrendi ki o kızla yaklaşık 8 aydır birliktelermiş. Sürekli kendine ne kadar aptal olduğunu söylerken ayanaya baktı. Ağlamaktan kızarmış gözlerini ve dağınık saçlarını gördü. Afallamış bir şekilde ayna da ki kıza baktı içinden, 'bana ne olmuş böyle?' diye geçirirken hala şaşkınlıkla aynada ki kızın gözlerine bakıyordu. Yüzündeki kurumuş yaşları sildi ve banyoya gidip sıcak suyun altına girdi. Kaç gündür bu haldeydi o da bilmiyordu. O çocuğun her şeyine katlanmıştı, bir aptal gibi ve şimdi aldatılmak... Bunları düşünmemeye çalışarak duştan çıktı ve üstüne temiz bir şeyler giydi. New York'tan gitmeye o zaman karar verdi, yaşadığı bütün kötü anıları geri de bırakacaktı.
