Saatler ilerlerken kız sırtında ki acıyla yavaş yavaş uyanıyordu. Gözlerini araladığında nerde olduğunu anlaması biraz zaman aldı ama turkuaz gözlü adamla gözleri tekrar karşılaşınca hızla yerinde doğruldu. Abi bir hareket yaptığı için sırtında ki acı ağırlaşmıştı. Yüzünü buruşturup elini sırtına götürdüğünde bir sıcaklık fark etti, görünüşe göre Dabi'nin özgünlüğünü etkisi hala geçmemişti.
"Prenses uyanmış." Çaprazında ki duvara yaslanmış olan adama çevirdi gözlerini, adamın vücudunun rengi maviydi ve her yerinde eller vardı. Ah, bu villainler gerçekten korkutucuydu. İki topuzu olan kız Betty'nin yanına atladı. "Aç mısın?" Derken elinde ki pizza dilimini ona uzatıyordu. Betty ona ve pizzaya iğrenmiş bir bakış atıp diğerlerine baktı. "Ne istiyorsunuz benden?" Kız sesini soğuk tutmaya çalışarak konuştuğunda Dabi yüzünü ona yaklaştırdı, "aslında seni görene kadar seninle ilgili planlarım yoktu," sesi başka birine göre tahrik edici olabilirdi ama Betty, yüzünde iğrenç yaralar olan bu adamın nefesini yüzünde hissetmekten hoşlanmamıştı. Dabi elini kızın yüzüne yaklaştırdığında Betty sinirli bir bakışla, elinin tersiyle Dabi'nin elini ittirdi. Ama Dabi durmak yerine kızın kulağına yaklaştı, "güzel olduğun kadar, zorsunda." Dedi ve geri çekildi ve bir anda ciddileşti. "Şimdi bize onların yerini söyle!"
Betty çok geçmeden buradan çıkacağını biliyordu bu yüzden onlara bir oyun oynamaya karar verdi. Ayağa kalkıp Dabi'ye yaklaştı ve parmak uçlarında yükseklip gözlerine baktı.
"Yerlerini mi öğrenmek istiyorsun?" Dedi fısıltıyla. Dabi tatmin olmuş bir şekilde gülümseyip, 'evet,' dercesine kafasını salladı.Bakugou ve diğerleri ise hala Betty'i arıyorlardı. Yoldan geçen insanlara fotoğrafını gösterip onu görüp görmediklerini soruyorlardı ama buradan da bir şey çıkmıyordu, ne biri görmüştü ne de duymuştu. Bakugou artık çileden çıkmak üzereydi kaçırılma ihtimali aklına geldikçe aklını kaybediyordu. Ona daha açılamamıştı, ona doğru düzgün sarılamamıştı, öpememişti, sevememişti..
Ajansta saatler geçmek bilmezken Mic'in içeri girmesiyle herkes ayaklandı.
"Osaka şehrindelermiş! Ama yerlerini bulmak kolay olmayacak." Hepsiyle göz teması kurduktan sonra Momo'ya döndü. "Sen!"
Sonra parmağıyla Iida'yı işaret etti, "sen!"
"Ve sen!" Bu sefer Deku'yu göstermişti. Bu görev için size güveniyorum çocuklar. Bakugou sinirle ayağa kalktı. "Tch! Bende gidiyorum!"
"Hayır, bu görev için özgünlüğün gereksiz." Mic'in sözüyle Bakugou'nun siniri daha da artıyordu, çoğu kişi yumruklarını sıktığını fark etmişti. Momo sinirle ayağa kalktı. "Sensei! Orada arkadaşımız tehlike de ve özgünlüğümün bu durumla uyumlu olup olmadığı umrumda değil, her ne olursa onu kurtaracağım." Mic şaşırsa da eski öğrencilerinin gözünde ki bu kararlılığı gülümsedi. "Tamam çocuklar, ama dikkatli olun lütfen."
Mina, Bakugou, Deku ve Iida gidiyordu. Mic onlar için Osaka treninden bilet almıştı çünkü bu saatte oraya sadece trenle gidilebilirdi.
Trendeyken Bakugou'nun ağzını bıçak açmıyordu, sadece cam dan dışarıyı seyrediyordu. Mina, Bakugou'nun yanına gelip elini omzuna koydu ama bunu bile önemsemedi. "Onu kurtaracağız."
Yaklaşık 30 dakika'nın sonunda tren durduğunda herkes yavaş yavaş trenden iniyordu. Osaka, Japonya'nın belki de en huzurlu şehri. Yüksek binalara bakarken Deku konuştu. "Zor olucak, ama onu bulacağımıza eminim."
"Tch!" Bakugou kollarında bombalar olan ellerini cebine koyup ilerlemeye başlarken diğerleri ona yetişti.
Iida kollarını robot gibi sallayarak Bakugou'ya bir şeyler dese de o dinlemiyordu.
"Gruptan bağımsız hareket etmemen gerekir Bakugou-mun, ayrıca birlikte.."
"Kes sesini dört göz!" Bakugou'nun beyaza dönen gözleriyle Iida'ya bağırmasıyla bir sessizlik oluştu. O sırada Mina'nın telefonu çaldı. Arayan Aizawa Sensei'ydi.
"Sensei?"
"Yerlerini tespit ettik, konum atıyorum ama hızlı olmanız lazım, aksi taktir de çok geç olabilir."
Mina boğazında oluşan yumruyla telefonu kapattığında Aizawa'dan bir mesaj geldi.
"Ne diyor?" Diye sordu Bakugou sesini düz tutmaya çalışarak. Ama Mina cevap veremedi. Bakugou sinirle elinden telefonu çekip ekrana baktı, bir konum vardı ve o konum 2 sokak sonrasını gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
astronomia
FanfictionWe're so young, boy we ain't got nothin' to lose... cr//wenceily august 13, 2021 bakugou x reader au