G
ünler aynı şekilde ilerlerken, sıva günü gelmişti. Betty sabahın 6'sında uyanmış saat 9'da olan sınava çalışırken şehrin yarısından fazlası uykudaydı. Ama o kadar heyecan yapmıştı ki doğru düzgün odaklanamıyordu bile. Mutfağa gidip soğuk büyük bir bardak soğuk içti ve duşa girdi. Zaman geçmek bilmiyordu ve "ya kazanamazsam," korkusu onu bitiriyordu. Duştan çıktığında saçına bir ve vicuduna bir havlu sarıp odasına gidecekken kapının çaldığını duydu. Mina uyuyordu yani kapıyı Betty açacaktı, bu saatte kimin gelmiş olabileceğini düşünürken kapıyı yavaşça açmasıyla karşısında elinde paketler olan Bakugou'yu gördü. Bakugou, Betty'i o şeklide görmesiyle kırmızı gözleri sinirle beyaza döndü.
"Ya başka biri gelseydi aptal!"
Betty işaret parmağını dudaklarına götürüp sessiz olmasını işaret ederken kapıyı kapattı.
"Mina uyuyor, sessiz ol."
Betty, Bakugou'nun elindeki paketlere baktı. "Bunlar ne?"
"Tch! Sen şimdi heyecandan kahvaltı yapmayı da unutursun." Bakugou mutfağa doğru ilerleyip paketleri tezgahın üstüne bıraktı, Betty ise odasına çıkıp günlük bir şeyler giydikten sonra bütün dolapları tek açıp kapatan Bakugou'nun yanına indi.
"Ne arıyorsun?"
"Tabak!"
Betty ocağın yanında ki çekmeceyi açıp 2 tabak çıkardı. "
Mina dün devriyeden gelmişti ve öğleden önce uyanmazdı.
Bakugou'nun getirdiği paketlere baktı, gerçekten çok güzel şeyler vardı. Bakugou yüksek bar taburelerinden birine otururken Betty, Bakugou'nun getirdiği kahvaltılıkları tabaklara koyuyordu. O sırada paketlerin birinin içinde 2 büyük kutu portakal suyu gördü, portakal suyuna 5 yaşından beri bayılırdı ve Bakugou bunu biliyordu. Betty her şeyi hazırladıktan sonra Bakugou'nun yanına oturdu ve yemeye başladılar. Ama ne olursa olsun Betty hala heyecanlıydı.
"Ya kazanamazsam?" Dedi bir salatalığı ağzına atarken. Bakugou sevgilisinin U.A ajansını kazanacağına adı gibi emindi ama bunu ona söylemedi. Kahvaltılarını yaptıktan sonra birlikte mutfağı topladıklarında Betty saate bakmasıyla bir çığlık attı. Bakugou bir şey oldu sanıp, elinde ki tabağı yeri düşürmüştü. "Ne bağırıyorsun aptal!"
"Saat 8.30, gitmem gerekiyor."
Bakugou eğilip yerdeki kırık parçaları toplarken Betty onu kolundan tutup durdurdu. "Senin araban var, ayrıca sınav U.A'da olacakmış, yani beni sen götürebilirsin."
Bakugou elinde ki kırık cam parçalarını çöpe atarken konuştu. "Ne için sabahın bu saatinde buraya geldiğimi sanıyorsun?"
Betty yerinde zıplayıp kollarını arkası dönük olan Bakugou'nun beline doladı ve sarıldı, "teşekkür ederim!"
"Tch! Git hazırlan, yoksa cidden geç kalacağız."
"Tamamdır!" Betty hızla odasına çıkıp kahraman kostümünü giydi ve havalı arabasının yanında onu bekleyen Bakugou'nun yanına gitti. Yolda ilerlerken Betty nefes almayı bile unutmuş gibiydi.
"Tch, altı üstü bir sınav!"
"Altı üstü bir sınav değil! Bu benim en büyük hayalim ve ben onu gerçekleştirmekte geç bile kaldım."
Bakugou sessiz kalmayı tercih ederken Betty parmaklarıyla oynuyordu. Hem gergindi, hem heyecanlı hem de korkuyordu. Bir süre sonra Bakugou arabayı durdurduğunda Betty tırnaklarını kemiriyordu. Bakugou, Betty'e dönüp ellerini ağzından çektiğinde Betty bakışlarını Bakugou'ya çevirdi.
"Korkuyorum." Dedi, Bakugou'nun kırmızılıklarına bakarken. "Sanırım kazanamıycağım."
"Tch! O sınavı kazanmadan gelirsen seni öldürürüm aptal ışıltı!" Bakugou'nun sözleri Betty'i az da olsa gülümsetmişti, Bakugou'nun bu sözleri bile onu rahatlatmaya yetmişti. Şımarık bakışlarıyla yüzünü Bakugou'ya yaklaştırdı. "O zaman bir şans öpücüğünü hak ettim."Tch! Şansa ihtiyacın yok."
"Biliyorum, yine de öp."
Bakugou, gözlerini kıızın dudaklarına küçük bir buse kondurup geri çekildiğinde Betty arabadan indi. Kafasını kaldırıp okula baktı, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin burası hala onun zamanında ki U.A. Lisesi'ydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
astronomia
FanfictionWe're so young, boy we ain't got nothin' to lose... cr//wenceily august 13, 2021 bakugou x reader au