Kendimi nasıl eve attığımı bilmiyordum. En son aynaya baktığımda berbat bir haldeydim. Babam bu halimi görünce, hasta olduğumu düşünmüş doktor çağırmak istemişti ancak ona engel olmuştum. Arada odamın kapısı tıklatıp, ve neyim olduğunu soruyordu.
Cevap veremiyordum.
Acı içindeydim ve bunun nedenini babama açıklayamıyordum. Kimseye açıklayamıyordum.
Tekrardan gözlerim dolarken bu sefer kendimi ağlamamak için kasmadım. Boğazıma takılan hıçkırıklarımın çıkmasına izin verdim. İçimde tuttuğum her şey gözlerimden dökülüyordu.
"Jennie, kapıyı aç biz geldik."
Kulaklarıma dolan Lisa'nın sesiyle doğruldum. Onlara yaptığım onca şeyden sonra neden gelmişlerdi ki?
"Jendeuk, lütfen... ne oldu bilmiyoruz ama yanında olmak istiyoruz."
'Chaeyoung, ben sizi haketmiyorum, gidin' demek istemiştim ancak birbirine bastırdığım dudaklarımı araladığım an tekrardan yüksek sesli bir hıçkırık kaçmıştı.
"Jennie, endişeleniyoruz. Aç şunu artık."
Derin bir nefes alıp, ayağa kalktım. Kapını kulpunu sıkıca kavrayıp, kilidi açtım. Yüzlerine bakmadan kapıyı biraz aralayıp, tekrardan yatağıma döndüm. Dizlerimi kendime çekerken ikiside beni takip etmişti.
"Anlatmak ister misin?"
Dolu gözlerimi Lisa'ya çevirdim. Şefkatli bakışlarının ardındaki üzüntüyü görebiliyordum. Bu hale geleceğimi biliyordu, mahvolacağımı biliyordu.
"Anlatsam, beni sevmeye devam eder misiniz?"
Chaeyoung, yatağın üstünde biraz daha bana doğru kaymış başımı omzuna yaslamıştı.
"Ne yapmış olursan ol seninle olacağız. Sadece anlat. Neden acı içindesin bilelim."
Bakışlarımı ellerime indirirken nasıl açıklayabileceğimi düşünüyordum.
"Bir ilişkim vardı. Başlarda onu abim olarak görüyordum ama sonradan her şey çok değişti. O, çok değişti. Beni de çok değiştirdi."
Lisa, rahatlamam için ellerini bacaklarıma yerleştirmiş okşuyordu.
"Gün geçtikçe yakınlaştık, ondan uzak duramayacak hale gelmiştim. Sonra, bir gün. Bir gün." Cümlemin devamını getiremiyordum. Bundan sonra beni burada bırakıp, gitmek isteyebilirlerdi, sevmeyebilirlerdi.
"Sonra, sonra noldu, Jennie?" Lisa, şefkatle konuşurken derin bir nefes alıp, devam ettim.
"Bir gün bir davete bir kadınla geldi. O kadın onun karısıydı."
"Ne!?"
Chaeyoung kulağımın dibinde bağırınca yüzümü buruşturmuş, başımı ondan uzaklaştırmıştım. İkisi de şok olmuş gözlerle bakarken ne yapacağımı bilemiyordum.
"Dalga mı geçiyorsun?"
"O ana kadar evli olduğunu bilmiyordum. Yemin ederim ki bilmiyordum. O gece hiçbir tepki vermedim, sadece orayı terkettim. Peşimden gelmişti. Aslında evlilikleri sahteymiş, anlaşmalı bir evlilikmiş. Başta bu durumu kabul edememiştim ancak öyle bir durumdaydım ki... onsuz hasta gibiydim."
Hissettiklerimi anlatamıyordum bile.
"Günden güne ölüyordum. Dayanamadım. Gizli bir şekilde ilişkimizi devam ettirdik. Ama, bugün beni birisiyle gördü ve galiba yanlış anladı. Bir mesajla terketti beni."
Chaeyoung kollarını bana sarıp, gözyaşlarımı sildi. Konuşmuyorduk. Ağlamama, kendimi rahatlatmama izin veriyorlardı. Bir tepki versinler istiyordum ancak vermemeleri daha iyidi.