Eskiler

101 16 0
                                    

      Odalarımız çıktık ve Cenk işlerini halletmek üzere tekrar dışarı çıktı. Onur uyumak istediğini söyledi. Eşyalarımı yerleştirdim. Biraz sonra Kayra geldi. Artık burada ne aradığını öğrenmek istiyordum. Ceketimi çıkarttım ve dolaba astım. Kayra kollarını kavuşturmuş kapının önüne durup beni izliyordu. En sonunda "Şebnem" diyebildi. Ona baktım. Sessizce bakışıyorduk sadece. "Senin burda ne işin var?" dedim. "Senin için geldim" dedi. Neden? Neden şimdi karşıma çıktın ki? 

 2 Yıl Önce                      

     Kayra bileğimi tuttu ve "Lütfen" dedi."Yapma bunları" dedi. Gözlerindeki acı tarifsizdi. "Bırak beni" dedim. Kayra'yı çok seviyordum ancak bunu yapmak zorundaydım. Gitmek zorundaydım. O da bana aşıktı. Elbette bir sebebi vardı. Ama bunu ona söyleyemezdim. 

     "Hayır Şebnem bunları yapmak zorunda değilsin. Neden Şebnem neden?" "Hayır artık çok geç" dedim. Bileğimi bıraktı ve ellerini iki yanıma koydu. "Hayır" dedi ciddiyetle. Beni yolumdan döndürmeye çalışıyordu. "Hiçbir yere gitmiyorsun." Dudaklarıma bakıyordu. Gitmeliydim. Yoksa vapuru kaçıracaktım. "Bak Kayra bırak beni gideyim lütfen. Seni istemiyorum. Kendi hayatımı yaşamak istiyorum. Lütfen buna izin ver." Bunları ona bakmadan söylemiştim. Onunla göz teması kurmaktan kaçınmıştım. Çenemi tuttu ve "Gözlerime bakarak söyle beni istemediğini." dedi. İçim yanıyordu. Ama yapmak zorundaydım. "Seni istemiyorum" dedim. "Pekala git o zaman" dedi. "Kendine iyi bak" dedim. Gözlerindeki acıyı görebiliyordum. Bunu yapmak zorundaydım. Başta babam için. Ailem için...

         "Neden?" dedim ona doğru yürüyerek. Bileğimi tuttu ve beni yatağa attı. Üstümdeydi. Ellerini iki yanıma koydu. Sıcak nefesini hissedebiliyordum. 

         "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedim. "Hatırlıyor musun? 2 sene önce beni nasıl bıraktığını."  

      "Bunu yapmak zorundaydım."  "Söylesene Şebnem kaç kişiyi öldürdün? Kaç kişinin canına kıydın? Bütün bunlar para için değer miydi?" dedi ve acı bir şekilde güldü. 

          Bir an sessizlik oldu ve "Evet değerdi" dedim. "Ne" dedi umut bir şekilde bakarak. Onu üzmeye hakkım yoktu. "Demek öyle" dedi. "Senin ne işin var burda neden geldin?"  "Seni istiyorum. Sen beni istemesende. Hala vazgeçebilirsin Şebnem. Hala-" dedi ve cümlesini tamamlamadı. "Neyse boşver" dedi umutsuzca. Üzerimden kalktı ve "Söylediklerimi düşün" dedi. Beni tam öpecekken yüzümü çevirdim. Onu ümitlendirmek istemiyordum. 

       Ceketimi giyip dışarı çıktım. Biraz dolaşmak istiyordum. Yağmur yağıyordu. Canım yanıyordu. Durma yağmur durma diye haykırmak istiyordum. Söylediklerini düşünüyordum. Onu üzmek istememiştim. Zamanı gelince herşeyi anlatıcaktım. Ama şimdi değil. Şimdi olmamalıydı. Yağmur gittikçe şiddetleniyordu. Kayra beni vazgeçirmek için elinden gelen herşeyi yapacaktı. Telefonum çaldı. Onur arıyordu. "Nerdesin?" "Dışardayım." "Otele gel Cenk yarım saat sonra bizi almaya gelecek." "Tamam otele yaklaştım zaten" Saçlarım ıslanmıştı ve makyajım akmıştı. Otele geldim ve hemen odaya çıktım. Kayra belirdi. Kollarını kavuşturdu ve "Hasta olacaksın" dedi. Cevap vermedim ve havluyla saçlarımı kurutmaya devam ettim. Tarağımı alıp saçlarımı tarayacaktım ki Kayra benden önce davrandı. "İzin ver" dedi ve saçlarımı taramaya başladı. Taradıktan sonra "Üzerime değiştireceğim çıkar mısın" dedim. "Nasıl istersen" dedi ve çıktı. Üzerime şık bir elbise giydim. Hafif bir makyaj yaptım. Altın küpelerimi de takınca hazırdım. Onur geldi ve "Hazır mısın" dedi. "Hazırım" dedim. Onurla aşağı indik."Kayra nerde?" dedim. "Birazdan gelecek" dedi. Neler çeviriyordu yine. Cenk az sonra geldi. O sırada Kayra da geliyordu. Kayra beni süzüyordu. Bana yaklaştı ve fısıldayarak "Çok güzelsin" dedi. Kayra bana arabanın kapısını açtı ve yanıma oturdu. Yarım saat sonra büyük ve güzel bir restorana geldik.

TaktiklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin