Hazırlık

8 0 0
                                    

     Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım. Güneş ışıkları  perdeyi  aşarak duvarlara yansıyordu. Başımı zar zor kaldırdım. Bugün başım ağrımıyordu nihayet. Sık sık baş ağrıları musallat olurdu bana. Hayatta en nefret ettiğim şeylerden biriydi.  

    Perdeyi açtım ve bir süre dışarıyı izledim. Çok fazla şey düşünürken-ah evet bugün italya'ya gideceğimiz- aklıma geldi. Hey gerçektende unutmuştum. Biraz balık hafızalı olabilirim. Yada o anlık dalgınlığımdı. Bahçemdeki güllerin büyüdüğünü farkettim. Renk renk açmışlardı. Pembesi,kırmızısı,beyazı,sarısı,mavisi,turuncusu,moru... Tanrım mükemmel görünüyorlardı! Bunların hepsiyle kendim uğraşıyordum. Daha fazlası da vardı. Başka çiçekler. Begonyalar,menekşeler,mineler,karanfiller,şebboylar,sardunyalar,sümbüller,nergisler,laleler,kardelenler... Aralarında en sevdiğim güllerdi. Güzel kokuyorlardı ve renklerini çok seviyordum. Evet,bitkilerden anlıyorum,biraz... Çok mu demeliyim? Herneyse anlıyorum işte.  Moralim bozulduğunda onları okşar onlarla konuşurdum. Hayır deli değilim. Bu beni rahatlatıyordu.  

        Gitmeden önce onlara bakım yapmalıydım. Bazılarının biçilmesi gerekiyordu. Daha çok işim vardı. Yapmak istediklerimi düşünerek hızlıca kıyafetlerimi giydim.  

Kıyafetler demişken... 

Valizimiz henüz  hazır değildi...  

Silahlarda öyle... 

Yeter ama... 

Hangi biriyle uğraşacağım? Evet plan yapmalıydım. Silah işini neden ben yapayım ki? Arda'yla Onur'a kakala gitsin. Evet evet öyle yapacağım. Çok işim olduğunu söyleyip gözden kaybolacağım.  

İşim bitince bahçeye gideceğim. Odamdan çıktım ve gözüme gelen güneş ışınlarından korunmak için elimle yüzümü kapatarak salona geçtim. Etrafı toparladım ve kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Az sonra Onur uyandı ve yanıma geldi.  

"Günaydın" dedi esnerken ağzını kapatıyordu. Bardaklara çay doldurmakla meşguldüm.  

"Günaydın" diye karşılık verdim. Kayra uyanmamış mıydı? 

"Kayra nerde?" 

"Uyuyor."

"Birazdan kalkmazsa uyandır." 

"Tamam." dedi kısa süreli bi sessizlikten sonra "Kayra çok sağlam çocuk. Onu gördüğümde anlamıştım zaten."  dedi. 

"Evet öyle." dedim umursamaz bi tavırla. İyi insan lafın üstüne gelir derler ya aynen öyle oldu şimdi. Konuşmalarımızın üstüne Kayra yanımıza geldi.  

"Günaydın" dedi esneyerek.  

"Günaydın.  Çok tembelsin." dedi Onur gülerek. Bunlar ne ara samimi olmuştu?  

"Gece uyuyamadım." diye cevap verdi. Bende o sırada sofrayı kuruyordum onlar konuşurken.  Kayra herzaman uykusuzluk sorunundan şikayet ederdi. Geceleri bi türlü uyku tutmazdı onu. Ya canını sıkan bişey vardır yada gerçekten uykusu yoktur. Onu ondan daha iyi tanıyorum.  

"Doğruyu söylemek gerekirse bende uyuyamadım. Stresliydim biraz." dedi Onur.   

"Kahvaltı hazır." 

"Ne ara yaptın? Güzel görünüyor." dedi aç olduğunu belli eden Onur. 

"Siz uyurken ve acele etmeliyiz." 

"Neden?" 

"Hiçbir hazırlık yapmadım.  Silahları henüz yerleştirmedim. Yapacak çok işim var. Bu yüzden  bu işi Arda ve sana bırakıyorum."  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TaktiklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin