"Lisa iyi misin"
Yanıma gelen jisoo ile kafamı ona kaldırmıştım. Nerdeyse üç haftadır jungkook için çalışıyordum şimdi ise toplantıda mallar hakkında karar alıyorduk.
Şuana kadar rosé ile kavga bile etmemiş kendi yoluma bakmıştım.
Ama sabahtan başlayan yağmurla beraber içimde kötü bir his vardı. Aldırış etmedim yağmuru sevmezdim ama şuan çok farklıydı."İçimde kötü bir his var"
Gözlerim dolmuştu bile bakışlarımı masaya indirmiş gizlemeye çalışmıştım ama gelen silah sesi hepimiz irkilmiştik.
"Buda neyin nesi!"
Jungkook önde olmak üzere hepimiz kendimizi dışarı atmış insanların meydanda birşeyin etrafında toplanması ile orda birşey olduğunu anlamıştım.
Diğerleri oraya giderken jungkook bana dönüp bakmıştı.
Islanmıyım diye evin çatısının altına kalmıştım ama hepsinin bana bakması daha bir korkutuyordu beni..."o çocuk kimki"
Yanımdan geçenlerin konuşmaları kaşlarımın iyice çatışmasına sebep olmuş hızla oraya doğru yürümeye çalışmış ama önüme geçen Jennie beni engelliyordu.
"Jennie çekil!"
Neden bu kadar Eve girelim diye ısrar ediyorduki. Gözlerim bilekliğe takılırken gözümden yaşlar düşmeye başlamıştı çoktan. Jennie'yi tek seferde kenara iterek koşmaya başlamıştım.
"LUCAS!"
Kardeşim!
Delik değişikti heryerinden kanlar akıyordu yüzü gözü morarmıştı. Yağan yağmur artmış göz yaşlarım ile karıştırmıştı deli gibi ağlıyordum.
Hızla yanına çökerek onu dizlerimin üstüne almış elime yüzünü okşamaya başlamıştım.
"Ben geldim ablacım hadi hadi uyan bunların hepsi hayal hadi bebeğim"
"Jungkook u-uyanmıyo-"
Kafamı jungkook'a kaldırmış ama onunda dolan gözleri ile karşılaşmıştım.
"HAYIR ÖLMEDİ O BİRŞEY YAPIN ÖLMEDİ!"
"AMBULANSI ARA"
tanrısal Bakış açıcı
Deliler gibi ağlıyordu yağmurun altında lalisa. Saatlerce kardeşini buradan kaldırmamış kriz geçirerek herkesi kovmuştu. Şimdi ise yeni öldüğünü kabulenerek sırtını betona yaslamış eli kardeşinin saçında saatlerce ağlayarak eski anıları düşünüyordu...
Bir zamanlar ondan nefet eden insanlar bile pencerelerde durmaya dayanamamış ağlamaya başlamıştılar. Bir zamanlar onu öldürmek isteyen roséanne bile lalisaya üzülmüştü.
Jungkook'un aklı almıyordu herkes mükemmel gidiyordu nasıl bulup öldürdüler ne olucaktı bilmiyordu. Peki lalisa bu olandan sorna bir daha ona güvenirmiydi veya onu öldürmezmiydi.
Dayanamıyordu sevdiği kızın böyle ağlamasına. En sonunda cesaretini toplayarak dışarı çıkmış ve lalisaya doğru yürümeye başlamıştı.Gelen ayak seslerine karşılık ağlamaktan şişen gözlerini jungkooka çevirdi lalisa.
İzlediği beden yanına çömelerek elini uzatmıştı.
"Belkide beni öldürmek istiyorsun şuan ama izin ver lalisa bunu yapanları bulalım sonra bana istediğini yap"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
real love
Fanfiction" yanılıyorsun evlat. kadınlar çok önemli varlıklardır. .." "Mesela bütün büyük adamların arasında onu yönetebilcek bir kadını var"