Yazardan Uyarı!
Arkadaşlar; kurgu, karakterler, olaylar, kurgu, bütün kelimeler tamamen bana aittir. tamamen bana ai Sırf başkalarına özenmemek için hiç kitap okumadım şimdiye kadar, o herkesin kitap yazarken özendiği dizifilmleri de izlemiyorum. Bu yazdıklarım tamamen benim kafamda kurduğum, beynimde oluan şeyler.
EĞER HALA İNANMIYORSUNUZ KİTABI OKUMAYIN!!!
**********
İyi okumalarrr 🌸🌸🌸
**********
Hava göz açıp kapayıncaya kadar kararmıştı. Gökyüzünü saklayan kara, yağmur bulutları insanın zaman algısını alt üst ediyordu.
Amcam içkisinin kalanını kafasına dikti ve derin bir oh çekti. Bardağı koltuğun bitişiğindeki küçük sehpaya bıraktı. Eli hala dizimdeydi. "Prenses, sen üşümüyor musun böyle? Bak yağmur yağıyor dışarıda." diye sordu.
Hayır dercesine başımı salladım.
"Olur mu, bak buz gibisin." dedi elini bacağımda gezdirirken ve bir hamlede beni iyice kendine yaklaştırdı. Gerçekten de sıcacıktı, belki de içkinin etkisiydi. Kaloriferden farkı yoktu.
"Amca canımı acıttın, çekme öyle belimden!" dedim ve ofladım. Elini, bacağımdan çekmesini ima edercesine, hafifçe ittirdim.
"Tamam prenses. Sakin ol, sorun yok." dedi kelimeleri yayarak, ağzı leş gibi kokuyordu. Elini bacağımda gezdirmeye devam etti, yavaş hareketlerle parmağıyla elips çizerek okşuyordu. Bir yandan gözleriyle, eliyle çizdiği şekli takip ediyordu.
"Elini çeksen olur mu?" diye üsteledim.
"Neden? Bir şey yok ki bunda." dedi istifini bozmadan.
"İstemiyorum..." dedim ona direkt bakmaya çekinerek.
"Sakin ol, bir şey yok..." dedi. Elini biraz daha yukarı götürerek. Eli şortumun paçasındaki yaldızlı dikişe sürtünüyordu.
"Benim şu dürümü fırından çıkarmam gerek." diyerek koltuktan kalkmaya davrandım ama bunu fark ettiğinde diğer eliyle beni omzumdan kavrayıp kendine doğru iyice çekti. O anda neler yaşandığının ve yaşanmak üzere olduğunun farkına varmıştım, fakat artık çok geçti. Eli şortumdan içeri girdi. Burnunu boynumdaki girintiye gömdü ve beni koklamaya başladı. Boynumu uzaklaştırmaya çalışsam da beni sıkıca kendine doğru bastırıyor, hareket etmeme imkan vermiyordu.
Yaşananlar karşısında dehşete düşmüştüm ve korkuyordum. İki elimi de amcamın göğsüne bastırarak onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım.
"Sakin ol yavrum..." dedi ve boynuma küçük öpücükler kondurmaya başladı.
"BIRAK AMCA, BIRAK! İSTEMİYORUM!" diye sesimi yükselttiğimde şortumdaki elini çıkarıp gırtlağımı yakaladı ve var gücüyle sıktı. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Yüz ifadesi vahşi bir hayvanı andırıyordu. Gözlerinin içine baktığımda o kadar korkmuştum ki öleceğimi sandım. Gırtlağımı sıkmasıyla en ufak bir ses bile çıkaramaz oldum. Ses çıkarmak bir yana, zar zor nefes alabiliyordum.
"N'oldu? Sen de istemiyor musun? Cenazede herkesin içinde olay çıkarmayı biliyordun... İlgi orospusu!" dedi ve gırtlağımı bırakıp suratıma güçlü bir tokat patlattı. Ardından gıkımı çıkarmama fırsat vermeden yeniden gırtlağıma yapıştı. Sanki eliyle değil de bir külçe mermerle vurmuştu bana. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Çaresizlik içinde ağlamaya başladım.
Gırtlağımı bırakmadan beni koltukta sırtımın üzerine yatırdı ve üzerime yattı. Tek eliyle gıtlağımı sıkmaya devam ederken diğer elini şortumun içine soktu. Bir şey ararcasına elini şortumun içinde gezdirdi. İki elimle gırtlağımdaki eli sökmeye çalışıyordum ve bir yandan amcamın dizini tekmeliyordum ama gücüm ona yetmiyordu. Ben onun elini çekmeye çalıştıkça o daha çok sıkıyor, tekmelemeye çalıştıkça dizleriyle bacaklarımı iki yana ayırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cevher
ChickLit"Hiçbirini merak bile etmiyordum artık. Bütün bildirimleri topluca sildim. Bu, eski hayatıma veda etmenin ilk adımı olacaktı." ************************* Her kadın, sahibinin elinde parlatılamyı bekleyen bir cevherdir; fakat Arya Korkut bundan çok da...