"Özür dilerim. Kız kardeşim kendini rahatsız hissediyor. O yüzden gelemedi. Odasında dinleniyor."
"Sıkıntı değil."
Küçük çocuk bunu söyledikten sonra karşısındaki kıza sorular sormaya başladı. İkisinin sohbeti eğlenceliydi, mutluydular ve yanlarında duran tüm hizmetçiler iki çocuğun kahkaha seslerine tebessüm ettiler.
"Claude, ben içeri geçiyorum."
Claude kalması için ısrar etmeyi düşündü ama o burada kalmayacaktı. Kalsa bile onların sohbetine dahil olmayacaktı.
"Peki abi."
Anastacius ayağa kalktı. Ciddi yüzünü hiç bozmadı.
'Madem kız kardeşini getirmiyorsun gelme o zaman.'
Homurdanarak yürüdü.
İçeri girecekken arkasında baktı. Güneş batmak üzereydi ve son ışıkları yaprakların arasından yüzüne vurdu.
Bu parıltılar o gün onu kurtaran kızın gözlerindeki ışığa benziyor.
Prenses Alexia.
''Sarayıma kadar geldin ve beni görmemek için bahane uyduruyorsun.''
Sırıttı.
''Çok kırıcısın Alexia.''
İçeri girdi.
🌇🏰🌅
''Hey, sen.''
Anastacius'u karşısında gören hizmetçi hemen eğildi.
''Emredin ekselansları.''
''Prenses Alexia hangi odada kalıyor?''
''Dördüncü katta, sağdaki beşinci oda. İsterseniz sizi götürebilirim ama Prenses şu an çok hasta gibi görünüyor.''
''Gideceğim.''
Hizmetçi kız bir şey söylemedi. Gitmeyin, dese bile Anastacius'un gideceğini biliyordu çünkü.
🛌💤🚶🏻♀️
'Yani gerçekten hasta.'
Hızla merdivenleri çıktı.
'Hasta olmasa beni görmeye gelecekti. Hehe.'
Gülümsedi. Ama aniden duraksadı.
'Hasta?'
'NASIL HASTA OLABİLİR?! SİODONNA'DA ONA İYİ BAKMIYORLAR MI?!'
Merdivenleri daha hızlı çıktı.
Odanın kapısını tekmeleyerek açacaktı ama uyuyor olabileceğini düşündü.
Yavaşça kapıyı araladı.
Gözleri odayı hızla taradı.
'Acıyor...'
Sesin geldiği yöne doğru baktı. Gördüğü tek şey lila rengindeki yumuşak saçlar oldu.
Yavaş adımlarla Alexia'ya doğru yürüdü. Küçük kızın kapalı gözlerinden yaşlar akıyordu ama bilinci yerinde değildi.
Anastacius sinirlendi ve üzgündü. Çünkü yapacağı hiçbir şey yoktu. Sadece ağlayan kızın saçlarını telaşla okşadı.
Gözleri hayal kırıklığıyla doldu.
'Claude gibi olsam onu iyileştirebilir miydim?'
O sırada öğrendiği basit iyileştirme büyüsü aklına geldi.
'İşe yarayacak mı?'
Denedi. Elinden çıkan berrak ışığa bakarak mutlu oldu.
Alexia kaşlarını çattı. Acısı azalmış gibiydi ama tam geçmedi. Yine de çok acıdı.
Anastacius bu görüntüye daha çok sevindi.
'Daha çok yaparsam daha iyi olacak mı?'
Ondan sonra Anastacius denemeye devam etti. Fakat mendili, ceketi ve gömleği kıpkırmızı olmuştu.
Hep kan kustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wmmap ° two princess of the Siodonna
FanfictieBir gün aniden Diana'nın kız kardeşi oldum. Bu sadece bir şakaydı. Ama işin aslı da bu. Gözlerimi bu hikayede, Diana'nın kardeşi olarak açtım. Gün geçtikçe ona daha çok bağlandım ve hayatımı ona aramaya karar verdim. O benim değerli kız kardeşimdi...