1.bölüm

8.6K 336 109
                                    



Başımdaki kapşonumu biraz daha sıkı çekerek yuvarlak gözlüklerimi baş parmağımla ittim. ve otobüs durağına doğru yürümeye başladım.

Yağmur bütün İstanbul'u ele geçirerek kadar yağarken üstümdeki bol siyah beyaz kapşonumun oklarını sıkıca, küçük parmaklarımın gözükecek bir şekilde tutuğumda sırtımdaki lacivert çantamı tek kolumla sabit tutuyordum.

Gündüz yavaşça kendini geceye teslim oluşunu izleyerek boş olan durağa gelip otobüsü gelmesini beklemeye başladım.

Edebiyat dergisinde çalışan kapak tasarımcı Aziz Bey'in yüzünden bu saate kadar çıkamamıştım dergi binasından.

Ben kimiydim?

Mete Öztürk yirmi dört yaşında İngiliz edebiyat bölümünden mezun olmuş ve ünv. bitirdiğinde beri edebiyat dergisinde editörlük yapan asosyal biri.

Çalışmadığım tüm zamanımı kitap okuyarak veya film, dizi izleyerek odamda geçiriyordum.

Siyah uzun Kore kesimi saçlarım mavi iri çekik gözlerim 1,70 boyum ve beyaz bir tene sahiptim.
Kilo almadığım için zayıf biriydim. fiziksel özeliklerimi seviyordum sonuçta kendim ile barışık bir insandım. biraz da sessiz.

Otobüs sonunda geldiğinde bir kaç kişini itiş kalışı ile en arkaya geçerek beklemeye başladım.

Arkadaşım yoktu çünkü asosyal kavramının kuralını yerine getirmeye çalışıyorum. şaka yapıyorum bilmiyorum aslında neden arkadaşımın olmadığını sadece bildim bileli yalnız kendi dünyasında yaşayan etliye sütleye karışmayan bir tiptim. anne ve babam bundan rahatsız olurken ben filmlerim ve kitaplarında mutluydum.

Odamın üç duvarı kitap raflığı ile ve tıka basa kitaplarla doluydu. kitaplar benim dünyamdı. onlar kafamın içindeki şölen dünyasıydı. seviyordum onları.

Sonunda otobüs durduğunda arka kapısı açılarak indim.

İki katlı şirin bahçesi olan beyaz müstakil bir evimiz vardı. 

Birinci katı salon iken ikinci katta anne ve babamın odası ve çaprazında benim odam vardı.

Küçük bahçeden geçerek zile basarak kolumdaki çantamı sabit tutarken kapıyı annem açtı.

Yüzünde kocaman bir gülümseme ile geçmem için kenara kaydı.

"Hoş geldin oğlum"dedi siyah uzun saçları topuz yapmış  ve koyu mor bir elbise giymişti.

"Hoş bulduk anne"dedim garipseyerek. normalde de güler yüzlü bir kadındı fakat bir acayip bir sırıtışı vardı. öğrenci siyah beyaz ayakkabılarımı çıkartarak içeriye girdiğimde salonda babam baş koltuğa oturmuş ve anne ve babamın yaşlarında bir kadın ve bir adam vardı.

Bakışlarımı yan koltuğa çevirdiğimde beni izleyen kaşları hafif çatık duran siyahlar içinde giyinmiş bir adam vardı.

"Merhabalar "dedim salondaki herkese annem beni babam ve kendi arasındaki koltuğa çekiştirerek oturttuğunda bana dik bir şekilde bakan adamdan gözlerimi kaçırarak anne ve babama baktım.

Kaşları çatmamıştı sadece öyle duruyordu sanki. üstünde takım elbise ona karizmatik bir hava katıyordu.

"Mete neden bu kadar geç kaldın bak misafirlerimiz var oğlum "annem bana gülümseyerek baktığında üstümdeki kapşonu çıkartarak yün beyaz bol kazağımla kalarak gözlüğümü düzelttim.

"Şey yayına girecek derginin kapak tasarımı yanlış olmuştu onu düzeltiyordum"dedim açıklama yapma  gereği duyarak.

"Seni Selen hanım ve eşi Nihat Bey'le tanıştırayım"dediğinde kahverengi saçlı kadına baktım.

"memnun oldum efendim "dedim sakin bir ses ile gözlerim karşı çaprazımdaki bana bakan adamın gözleri ile kesişirken sakince nefesimi tutum. bu adam neden sürekli bana bakıyordu ya.

gözlerimi ondan çekerek önüme döndüm. belki de ben abartıyorumdur. 

"Benim oğlum çok efendi saygılı çok sessiz biridir. 24 yaşında bu zamana kadar hiç bir tane bile hatasını görmedim duymadım"dedi annem. sanki bu konuşmanın içinde bir şeyler vardı.

"Tam Asaf oğluma layık bir damat "dedi Selen başımı anneme çevirdiğimde bana bakarak gülümsüyordu. ne diyordu bu kadın ya ayrıca yemek miyim ben ya tam asaf oğluma layık falan.

"Evet isterseniz gençler biraz konuşsun yalnız hatta Asaf oğlum bahçede konuşsunlar bizde düğün tarihini belirleyelim"dedi annem. dondum ne diyordu bu kadın ya. gözlerimi anneme çevirdiğimde annem kulağıma yaklaşarak "sana her şeyi anlatacağım sadece sözümü dinle anneciğim" dedi annem.

Bu sefer babama baktığımda bana bakıp şefkat ile gülümsüyordu.

İsminin Asaf olduğunu öğrendiğim siyah giyinimli yapılı vücudu olan adam ayağa kalkarken bende ayağa kalkarak onu takip ederek bahçedeki beyaz masaya oturduğumuz da Asaf bana bakıyordu.

Gözlüğümü işaret parmağım ile iterken ilk konuşan oldu.

"Edebiyatı seviyorsun"dediğinde başımı sallayarak onayladım. "evet "

"Annem ve babam seninle evlenmemi çok istiyorlar açıkcası seni görmeden önce istemiyordum hatta senden nefret bile etmiştim ama şimdi bakınca ruhunun güzelliği yüzüne vurduğunu görüyorum"dediğinde gözlerimi onun gözlerine sabit tutum.

O ise gülümseyerek bana bakarken masanın altındaki elimi tutu.

"Çok güzel ve narin kırılgan bir ruhun var "dedi. Annem elinde iki fincan ile bahçeye çıktığında elimi çektiğimde Asaf bana bakıp gülümsedi.

"Alın bakalım soğutmadan için size kurabiye de getirdim"dedi bahçeden çıkarak eve girdiğinde Asaf fincanı alarak çayını içtiğinde masaya bakıyordum.

"Seninle hemen evlenmek istiyorum Mete"dedi masanın altındaki elimi tutarak dudaklarını bastırarak öptüğünde bedenimdeki sıcaklık yükselmişti. ne yaptığını sanıyordu bu adam. elimi geri çektim.

"ben içeri geçsem iyi olacak "dedim anne sen ne işler karıştırıyorsun.

**********Yeni kurgumuz hayırlı olsun bol yorum ve oy istiyorum arkadaşlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**********
Yeni kurgumuz hayırlı olsun bol yorum ve oy istiyorum arkadaşlar.

KOCAM-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin