12.Bölüm "Kalbim, bir ıslak kelebek."

414 50 16
                                    

Kim Jongin eve geldiğinden beri odasından dışarı adım atmamıştı. Kyungsoo Mi-Ran ile ilgilenmiş, konuşmuş, oyun oynamış ve yemek yemişti. Gece uyku saati gelene kadar.

Göğsünün her ağırlaştığını hissettiğinde Mi-Ran'a sarılıyor, sanki küçük kız bunu anlıyormuş gibi elini kalbine koyuyordu.

Her ne yapıyorsa çokta iyi geliyordu.

Mi-ran sevdiği oyuncağa sarılmış yatağında yatıyordu.

"Ben büyücü müyüm?" dedi gayet sakin bir tonda. "Annem gibi miyim?"

Kyungsoo kafasını salladı. "Hemde çok güzel bir büyücüsün." Kyungsoo biraz duraksadı. "Başka bir şey hatırlıyor musun? Annenin karnındayken?"

Mi-ran kafasını iki yana salladı. "Annemin süyekli benimle konuştu hatıyladım. O izin veyiyse dışayıyı göyüyodum."

"Babanı hiç gördün mü?"

Mi-ran hızla başını salladı, yüzü gülmüştü. "Biy keye." dedi hemen. "Dans edeyken." 

Kyungsoo duraksadı. Demek bayan Kim'de hayranlık duyuyordu kocasının dans edişine. Nasıl duymasın ki?

"Senin kalbinde de o vay" dedi kız, küçük elini kalbine koyarak ve hemen oradaki ağrıyı keserek. "Babam dans ediyo oyda."

Kyungsoo öylece bakıyordu bakıyordu Mi-Ran'a. "Sen nereden biliyorsun?" dedi şaşkınca.

"Çünkü o babamın dansı."

Kalbi tamamlayacak olan Jongin miydi? Jongin'i her gördüğünde hissettiği şeyler aşktan dolayı mıydı? Aşk güzel bir şey değil miydi? Böyle acı mi veriyordu?

Küçük elini çektiği anda daha beter ağrı binmişti göğsüne. Derin nefes aldı acıya alışmak için.

Keşke hiç öğrenmeseydin aşkı.. diyordu içinden bir ses ona. Keşke hiç aşık olmasaydın..

"Artık uyu hadi." dedi fısıltı ve acıyla karışık çıkan ses tonuyla. "Güçlü büyücüler uykusuz kalmamalı."

Mi-Ran tebessümle gözlerini kapatıp yastığına iyice gömüldü. Kyungsoo'nun zoraki tebessüm eden dudakları, küçük büyücü gözlerini kapatır kapatmaz solmuştu. Bir elini göğsüne koyup kendini odadan dışarı attı. Derin nefes alıyor ama geçmiyordu kalp acısı.

Tam o sırada yan odanın kapısı açıldı ve Jongin çıktı. Saçları dağınık, bakışları yorgundu. Sabahki kıyafetlerini hala çıkarmamıştı.

Göz göze geldiklerinde, kafasını çevirmekte zorlandı Kyungsoo. Neden ondan kaçıyordu ki? Orada dans eden kişinin o olduğuna dair bir şey söylememişlerdi. Yoksa kendisi anlamış mıydı? Ama neden utanıyordu? Sevmek utanılacak bir şey miydi?

"Kyungsoo."

Kyungsoo Mi-Ran'ın tek seferde sakinleştirdiği kalbinin deli gibi çarptığını fark etti. Yorgun ve kalın sesi neden hoştu?

"Efendim?"

"Biraz konuşalım mı?"

Kyungsoo derin nefes aldı. "Tamam." dedi ve merdivenlere yöneldi.

"Benim odamda."

Kyungsoo tam adım atacağı sırada durdu. Sertçe yutkundu. Gözlerini kapatıp derin nefes aldı. Daha sonra yüzüne hiçbir şey olmamış gibi bir tebessüm yerleştirerek döndü.

"Pekala." dedi.

Jongin kapıyı açtı ve önce Kyungsoo'nun girmesine izin verdi. Kyungsoo bu odaya ikinci kez girmiş olsada, tekrardan etrafı inceledi. Karısıyla olan fotoğrafı kaldırmıştı.

Bakıcım Bir Vampir //KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin