Jongin hayatında ilk defa bu kadar panik olmuştu.
Eşini kaybettikten sonra kızının ilk pişik olduğunu fark edince yaptığı panikten ya da diş çıkarırken yükselen ateşini görünce yaptığı panikten daha beter bir panikti.
Kyungsoo'yu yerde baygın görünce öylece kalakalmış, kızının bağırışıyla kendine gelmişti. Annesi evi hiçbir şey demeden fakat yüzündeki gülümseme ile terk etmişti.
Ne yapacaktı? Hastaneye götürmeli miydi? Ama o insan değildi ki? Onlar için özel bir hastane var mıydı? Arkadaşlarını çağırması gerekiyor muydu? Neden bayılmıştı üstelik? İnsan olmayan biri neden böyle bir şey yaşamıştı ki?
Kucağına alıp kendi odasına taşıdı. Mi-Ran, uyanana kadar yanından ayrılmadı. Ateşi çıktığı için soğuk sirekli su koymuştu alnına, koltuk altına ve boynuna.
Bir saat olmuştu ve Kyungsoo hiç uyanmamıştı. Mi-Ran, Kyungsoo'nun karnına başını dayamış ve orada uyuyakalmıştı.
Bugün neyi vardı sahi bu adamın?
Sabah baş dönmesi ile kalkmıştı. Önceki günler hep dinç olurdu. Bir hastalığı mi vardı? Ya da onu evden gönderince mi bir şey olmuştu?
Hafifçe kaşları çatılınca baygın adamın, oturduğu yerden kalkıp hemen yanı başına geçti.
"Kyungsoo?"
Elini alnına dayadı, şimdi ise sıcaklık gitmiş buz gibi bir ten gelmişti yerine. Sertçe yutkundu.
"Kyungsoo?"
Neden aniden böyle bir düşüş yaşamıştı? 5 dakika öncesine kadar soğutmaya çalışırken şimdi ısıtmaya çalışıyordu baygın yatan adamı.
"Uyansana." diye dürttü biraz sertçe. Kyungsoo'nun başı hafifçe yana doğru düştüğünde eli havada, gözleri kocaman açık, öylece kalakalmıştı.
Kızının kıpırdadığını görünce paniği daha çok arttı. Ya Kyungsoo'nun öldüğünü zannederse? Ya da gerçekten Kyungsoo öldüyse?
Kızını hızla kucağına alıp odasına bıraktı. Geri dönüp hızla Kyungsoo'nun başına dikildi, yanaklarına vurmaya başladı sertçe.
"Kyungsoo!" Bacaklarına güvenmediği için yatağın kenarına oturdu. "Kyungsoo uyan artık."
Jongin kendini bir anda, ne olduğunu anlamadan, sarı gözlerle karşı karşıya bulmuştu. Kyungsoo onu yakasından sertçe çekmiş, burun buruna getirmişti. Kendini geri çekemiyordu.
"Sakin ol." dedi canı acıyor gibi konuşurken. "Kanın.." sertçe yutkundu. "Deli gibi vücudunda dolanıyor."
Sarı gözler bir an boynuna gidince nefesini tuttu. Çok canı yanıyor gibi bir hali vardı. Gözlerini sımsıkı kapatıp derin nefes aldı. "Jongin." dedi yavaşça. Kana ihtiyacı vardı ve bunu nasıl söyleyecekti? Borç para değildi sonuçta bu. Öylece boynunu ya da kolunu uzatacak değildi kendisine.
"Kyungsoo?" Neden bu kadar canı yanıyordu? Ya da ne yakıyordu? Ne söyleyecekti söyleyemiyordu?
Boynundaki eli sertçe geri çekti. "Ya git." dedi kendini iyice geri çekerken. "Ya da gözlerini kapat."
Jongin hafifçe geri itilmenin etkisiyle tekrar ne yapacağını şaşırmış halde kalmıştı. Kyungsoo sinirle kaşlarını çatmış, zorda olsa ayağa kalkıp cama ilerlemişti.
"Ne yapıyorsun?" dedi hızla yerinden kalkan şaşkın adam.
"Kestirme yol kullanıyorum."
Kyungsoo bir saniyede atlamıştı camdan. Jongin peşinden gitsede yetişememişti. Yalnızca yatağın diğer tarafına geçmiş ve camdan dışarı uzatmıştı kafasını ama Kyungsoo kayıplara karışmıştı çoktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakıcım Bir Vampir //KaiSoo
Vampir"Göydüümm!" dedi küçük kız babasına. "O adam gece kıymızı bity şey içiyoduu."