Yeni bolum icin hicbir sekilde motivasyonum yoktu diye bolum biraz gec geldi, özür dilerim <8
~
Daha fazla geç olmasına zaman tanımadan ayağa kalktı ve köşeye bıraktıkları poşetleri almak üzere o yöne doğru bir adım attı. Ancak bileğine dolanan el ona engel olmuştu. Megumi'ye doğru döndüğünde hâlâ kapalı olan gözlerinin hafifçe hareket ettiğini fark edebilmişti. Sonunda uyanmış olmalıydı.
"Yuuji," dedi koyu saçlı oğlan, "Ben hâlâ uyanmadım."
—
Huh?
Megumi gözlerini henüz açmamıştı ancak kaşları, endişe ile çatılmış, garip bir şekil almıştı. Yuuji bir anlığına, Megumi'nin kendisi yanlış anladığı için böyle bir cevap verdiğini düşündü. Dalga geçmek için söylemiş olsa bile, Megumi onu nasıl yanlış anlayabilirdi ki? Karnavalın merkezinden uzaktalardı ve müzik sesleri suyun altından geliyor gibi boğuktu, yanlış duymasının bir imkânı yoktu.
"Fushiguro," diye başladı Yuuji. Yine olmuştu işte, kalp atışları gereksiz bir şekilde hızlanmıştı. Megumi'nin yaptığı ve söylediği en ufak şeylerde bile böyle oluyordu zaten, alışmaya başlamıştı, "Uyanman gerekiyor, gecikirsek-"
Yuuji'nin cümlesi, Megumi'nin ayağa kalkıp onu kendine çekmesi ile yarıda kesildi. Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır! dedi Yuuji içinden. Bugün zaten yeterince yorucu geçmişti, şimdi bir de Megumi ile bu kadar yakın olmayı, heyecan içinde çırpınan kalbi kaldırabilir miydi? Megumi'nin tişörtünün kendisininkine temas ettiğini hissettiğinde nefesini tuttu ve zorla da olsa gözlerini onunkilere sabitledi.
Boş bakışlarının altında anlamını çözemediği garip bir ifade vardı. Yuuji'nin küçük kalbi, göğüs kafesini delip dışarı çıkmak istercesine atarken, içinden arkadaşının bunu hissetmemesini diledi sadece.
Megumi'nin eli sırtından yukarı çıkardı yavaşça. Yuuji elinde olmadan titredi, belki de bu Tanrı'nın bir işaretiydi. Megumi'ye açılmalı mıydı? Derin bir nefes alıp cesaretini toplamaya çalıştı, Nobara haklıydı eğer her şekilde pişman olacaksa yaptığı için pişman olmayı tercih ederdi.
Pembe saçlı, Megumi'nin elini başının arkasında hissettiğinde düşüncelerini bir kenara bırakıp ne yaptığını anlamak amacıyla başını geriye çevirmeye çalıştı. Vücutları birbirine o kadar yakındı ki, Yuuji aynı zamanda hem Megumi'nin katlanan tişörtünü hem de üzerine giydiği gömleğin düğmelerinin karnına yaptığı baskıyı hissedebiliyordu. Megumi yüzünü Yuuji'nin yüzüne yaklaştırdı ve aralarında sadece birkaç santim bıraktığından emin olduğunda duraksayarak bakışlarını pembe saçlı arkadaşının dudaklarından ayırıp gözlerine sabitledi.
"Yuuji," dedi Megumi, Yuuji onun sıcak nefesini dudakları üzerinde hissedebiliyordu yine de göz temasını bozmamak için çabaladı. Dudakları karıncalanıyordu, Megumi bu kadar yakınında duruyorken ve derisine işlemiş duş jelinin hafif kokusunu alabiliyorken kendisi de bir adım atmamak için tutuyordu kendini. Bir anlığına bile dikkati dağılırsa yanlış bir şey yapabilirdi ve bunu kesinlikle istemezdi, en azından Megumi'nin de gerçekten isteyip istemediğine emin olmadan bunu yapamazdı.
Megumi başını biraz daha eğdikten sonra, Yuuji'nin saçlarını karıştırdı ve geriye çekildi, "Yapmayacağın şeylerin sözünü bile etme. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Central Park :: itafushi
Fanfiction"Beni sevdiğini söyle," diye fısıldadı Megumi, pembe saçlı oğlanın kulağına doğru, "Duymak istiyorum."