Megumi dudaklarını yavaşça Yuuji'nin dudaklarından ayırdı, pembe saçlı oğlanın hızla atan kalbini hissedebiliyordu. Gözleri kızarmış, her an ağlayacak gibi bir görünüşü vardı.
"Yuuji-"
Cümlesini tamamlayamadan arkadaşının elini dudaklarının üzerinde hissetti. Ellerinin titrediğini fark etmesi de çok zaman almadı, bir sorun vardı.
"Hiçbir şey söyleme."
—
Birinden hoşlanmak ve hislerini o kişiye açmak her zaman bu kadar zor değildir, bahsettiğiniz kişi hemcinsiniz olmadığı sürece... Ve sorunlar sadece bununla da kalmaz, heterosexual veya homosexual, karşıdaki kişi her zaman kafanızı karıştıracak eylemlerde bulunur, ardından ya mutlu bir ilişkiye başlardınız ya da aranızdaki gariplik gitgide arttığı için arkadaşlığınız bir anda mahvolurdu.
Yuuji için karmaşık olan şey Megumi'nin duyguları mıydı yoksa ilk kez böyle duyguları deneyimlemenin getirdiği boşluk hissi miydi emin olamıyordu. Tek bildiği artık küçük sırrını içinde tutamayacağıydı. Duyguları bir anda öyle bir şekilde yoğunlaşmıştı ki söyleyediği her kelime ona yük gibi geliyor, gerilmesine ve midesinin bulanmasına sebep oluyordu.
Yaşadığı onca şeyden sonra anladığı tek şey aşkın kitaplarda okuduğu ve filmlerde izlediği gibi bir duygu olmadığıydı. Gerçek hayatta bunu deneyimlemek, oldukça dik bir yokuşa tırmanmaya benzetilebilirdi, işi başarıyla tamamladığında alacağı zevk kesinlikle konunun kendisi değildi, bu sadece belirkenen amaç ve kurulan hayaldi. Asıl hikaye ise dağı tırmanmaktaydı, bütün gerçekliği ile aşk buna benzetilebilirdi. Nefesinizi keser, sizi yorardı; umutsuzluğa düşmeniz ve kayıp hissetmeniz de olağandı. Ancak her şeye rağmen bu sona erdiğinde hissedeceğiniz gurur ve mutluluk hissini düşündüğünüz zaman, bu küçük sorunların varlığını kabul eder hatta onları sevmeye başlardınız.
Yuuji şu an karşısındaki görüntüye küçük bir sorun diyemese de...
İşte Kyouka tam karşısında, üzerine giydiği kısa kollu elbise ile gülümsüyordu. Masanın karşı tarafında ise koyu saçlarına her zamankinden daha farklı şekil vermiş olan Megumi duruyordu, gözlerine hafif bir makyaj yapmış olacaktı ki, açık alnı ve yeşil irisleri gözlerinin iyice öne çıkmasını sağlamıştı. Megumi mutlu görünüyordu, Kyouka ile konuşurken yüzünde eşsiz bir gülümseme vardı. Hoş, Yuuji'nin tam tersine, otelin partisinde bulunan herkes mutlu görünüyordu.
"Ona bir şeyler hissediyormuş gibi görünmüyor," dedi Choso, dikkatini vermesi için parmağını Yuuji'nin çenesine koyup, "Sadece eğlenmeye çalış."
Yuuji gözlerini devirmemek için büyük bir çaba harcadı, hoşlandığı çocuk karşısında bir kızla gülüp eğlenirken lanet olası partinin nasıl keyfini çıkarabilirdi ki? Choso gibiler için bunu söylemek elbette ki kolaydı, uzun saçları ve düzgün bir vücudu vardı, istediği kızı anında elde edebilirdi. Onun için hiçbir şey, Itadori'ye olduğu kadar zor olmayacaktı. Onlar heteroseksüllerdi, hiçbir zaman yönelimleri için zorbalığa uğramayan ve bunu gizlemek zorunda olmayan insanlardı.
"Hava almaya çıkacağım," diye bilgilendirdi Yuuji, abisini. Ardından titreyen ellerini gizlemeye çalışarak ayağa kalktı.
Nereye gideceğini biliyordu, bilmekten de öte, oraya gitme ihtiyacı duyuyordu. Duygularını yabancı bir insana döktüğünde olayı daha objektif değerlendireceklerini biliyordu ve buna kesinlikle ihtiyacı vardı. Otelin kapısından çıkarken nefes alış-verişini düzene sokmaya çaba gösterdi ve cebinde duran telefonu çıkararak bir hafta öncesinde kaydettiği numarayı aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Central Park :: itafushi
Fanfiction"Beni sevdiğini söyle," diye fısıldadı Megumi, pembe saçlı oğlanın kulağına doğru, "Duymak istiyorum."