11

84 8 5
                                    


burnuma doluşan mükemmel kahve kokusu...

gözlerimi araladığımda minho'nun göğsüne yaslı bir şekilde uyuduğumuzu gördüm.

minho hala uyuduğu için doğrulup gülüşlerim eşliğinde yüzüne öpücükler kondurdum.

onu öpmek için yaklaşırken aniden beklemediğim bir şekilde uyanıp üstüme atladı.

"sen kimi gıdıklıyorsun lan?" diyip güldü.

o güldükçe güldüm...

karnımı gıdıklamaya çalışınca kahkaha atarak kollarını tutmaya çalıştım. ardından kollarımdan tutup beni yatakta oturur pozisyona getirdiğimde birkaç saat önce olan olaydan dolayı biraz canım ağırdı...

bay hyunjin ve bay jeongin kapıdan bize aşağı gelmemiz hakkında seslenince minho ile yüzümüzü yıkayıp inmeye karar verdik.

aynanın karşısında yan yana durup birbirimizi incelemeye başlarken minho'nun boynundaki morlukları gördüm.

hızla ona dönüp boynuna baktığımda şaşırıp aynısını bana yaptı.

şaşkınlıkla birbirimize bakıp kahkaha attıktan sonra morlukları umursamayıp odadan çıktık.

yürümekte zorlandığım için minho yavaşça yürüyordu ve kolumu bırakmıyordu.

babalarının yanına geldiğimizde minho sandalyemi çekip oturmamı bekledi.

ardından avukat olduğunu tahmin ettiğim kişi içeri girdi.

biraz konuştuktan sonra bana dönüp,

"uzaklaştırma kararı elimizde. sana dokunursa polis tarafından alınır. evden eşyalarını vesaire alabilirsin. herhangi bir sorunda ulaşman için kartımı bırakacağım. umarım her şey düzelir." dedi ve bay jeongin onu uğurladı.

ardından bana dönüp,
"eşyalarını almaya gidebilirsiniz. burada kalman daha iyi olacak. zaten ev de büyük istediğin odaya geçersin veya minho ile kalırsın sen bilirsin. aslında uzaklaştırma kararını almayı başarmamızda annenin de desteği büyük. pamuklar görüştük. burada olacağın için mutlu."

"annem mi?"

"annen o anlarda ses kaydı almış. benimle iletişime geçip dinletti. ben de polise sunmayı teklif ettim. kabul etti. oğlunun mutlu olmasını istiyor."

"ah anladım..."

"isterseniz beraber gidelim eşyaları almaya." dedi bay hwang.

"öyle daha iyi olur." diye yanıtladı minho.

ardından minho ile arka koltuklara kurulup ilerleyen arabada birbirimizi izledik.

minho başımı omuzuna yaslamış,elini omuzuma atıp saçımı kokluyordu. bu yaptığının neden böyle mükemmel hissettirdiğini bilmiyorum. ardından ona doğru dönüp dudaklarına çok minik bir öpücük bıraktım. yine aynadan izleniyorduk!

"baba,yola bak bize değil."

"ahahahan pardon oğlum." dedi bay hwang.

ardından vitesin üstündeki eliyle eşinin elini kavradı ve sıkıca tuttu...

ardından gülümsedik minho ile. o da aynısını yapıp bana gülümseyerek baktı.

babasının oğlu.

evin önüne geldiğimizde sorun çıkmamasını dileyerek eve doğru adım attım. minho da yanımdaydı.

bay hyunjin ve bay jeongin bizi kapıda bekleyecekti.

boy story/ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin