boy story/ minsung

13

babam 2 hafta önce tutuklanmıştı.

bu 2 haftada minho ile okulumuza kaldığımız yerden devam etmiş,okul çıkışında her zaman gittiğimiz pizzacıya gidip ders çalışıyorduk.

artık tüm çalışanlar ile aşırı yakınlaşmıştık.
arkadaş olduğumuz çalışanlar bile vardı!

seungmin ve changbin ev arkadaşıydı ve part time olarak orada çalışıyorlardı. bizden 1 yaş büyüklerdi. yani üniversiteye yeni geçmişlerdi.

arkadaş olduklarını söylüyorlardı ama birbirlerine bakışlarını tek gören ben ve minhoyduk.

her neyse,zaten kurcalamak bize düşmez.

annem kendi özel okul öncesi eğitim merkezini açmaya karar verdiği için şehir dışındaydı 3 gün boyunca,minho da benimle kalacaktı.

annem gitmeden önce evi bizim için hazırlamıştı,çünkü bu gece arkadaşlarım ile bizde buluşacaktık.

son ders boş olduğu için başımı yaslayıp uyumayı tercih etmiştim.

minho ise yanımda kitap okuyordu.

öperek uyandırıldığımda gözlerimi ovalayıp saate baktım.

çıkış zilinin çalmasına 7 dakika vardı.

minho benden önce çantamı toplamış,beni bekliyordu. eve gidecektik çünkü bu gece arkadaşlarım ile takılacaktık.

çıkış zilini duyduğumuzda sonunda dercesine derin bir nefes aldım. ardından sınıftan çıktık.

motora doğru ilerlerken soobin'i gördük.
elini kaldırıp bize doğru yürümeye başladı.

"hey,merhaba!"

"merhaba!"

"bugün geliyorsun değil mi?"

"ah evet. 9'da orada olacağım!"

"peki,görüşürüz!"

minho ile motora doğru ilerlemeye devam ettik.

her zaman yaptığı gibi yine kaskımı takarken ellerimi öptü.

uzunca bir süre gözlerine baktım...

Lee Minho... benim için çok fazla şey ifade ediyorsun... çocukluğum,küçüklüğüm,dünüm,bugünüm, yarınım... ilk ve tek aşkım.

gözlerimi ondan çekip ellerimi beline attım ve eve doğru yola çıktık.

eve vardığımızda eşyalarımızı eve bırakıp markete gitmeye koyulduk.

marketten gerekli her şeyi aldıktan sonra eve gittik. biraz ders çalışmamız gerektiği ve çocukların gelmesine hala 3-4 saat olduğu için ders çalışmaya karar verdik.

sınavlardan kalırsak bu bizim için asla iyi olmazdı.

okulun üstüne ders çalışmaya daha fazla dayanamadığım için gözlerimin kapanmasına daha fazla engel olamadım... ve uyumaya başladım...

gözüme çarpan flaş sayesinde uyanınca sinirden gözüm dönmek üzereydi.

"MİNHO BENİ Mİ ÇEKTİN?"