10 ⚠️smut

165 8 33
                                    


yumruk sesi yüzünden zorlanarak daldığım,asla tat vermeyen uykumdan uyanmıştım. annem ve babam işte olduğu için kapıyı benim açmam lazımdı.

baygın bir şekilde aşağıya inip kapıyı açar açmaz sarılmam beraberinde geldi.

bedenimi saran kollara baktım.

beklemediğim yüz ile karşılaşınca ağlamaya başladım.

minho,şu an bana sarılıyordu...

"jisung'um,ne yaptı o orospu çoçuğu sana? ona bunu ödeteceğim. babam gösterdi her şeyi,jisung ben çok özür dilerim. lütfen ağlama ben çok özür dilerim."

ağlamaya devam ettim.

"lütfen ağlama,ben gidersem baban duracaktır sandım. durduğunda yine gelecektim. seni bırakamam ben zaten. hatalıydım. lütfen jisung,lütfen sevgilim ağlama. her şey geçecek. söz veriyorum halledeceğiz. söz veriyorum alacağım seni. bırakmayacağız burada. inan bana. seni çok seviyorum. seni korumak için her şeyi yapacağım. beni affet. babamlar bekliyor,gidelim lütfen."

"minho,sen mi geldin?" salak mısın jisung?

"ben geldim sevgilim. hadi gidelim."

üstümü değişmeme yardım etti ve hızla evden çıktık. ben de ayılmıştım zaten.

bunu babamın yanına bırakacağımı hiç sanmıyordum.

nihayet minho'nun evine gelmiştik.

bay hyunjin ve bay jeongin bizi kapıda karşıladı.

bay jeongin hızla yanıma gelirken bay hyunjin hızla bana sarıldı.

"jisung... benim için eskiden beri minho'dan farksız oldun. seni koruyamadığım için çok özür dilerim. her şeyi halledeceğiz. sadece polise gerçekleri eksiksiz bir şekilde anlat. unutma,ben senin babanım."

yaşlı gözlerimi durdurmam lazımdı.

"gidelim." diyip onaylamalarını bekledim.

bugün o yer cücesi babama hak ettiğini vermezsem,bir daha asla veremezdim.

bay hyunjin sürücü koltuğuna,bay jeongin yan koltuğa,minho ise benim yanımda arkaya oturmuş ellerimi tutmuştu.

yol boyunca saçlarıma tatlı öpücükler kondurdu. ellerimi öptü. babaları ise dikiz aynasından bize bakıp gülümsüyordu. bu beni biraz utandırsa da onlarlayken rahattım.

karakola geldiğimizde minho tuttuğu elimi asla bırakmadı. sıkıca tuttı. her an kayacakmışım gibi. her an ellerim toz olacakmış gibi tutuyordu. kalabalıkta çocuğunu koruyan anne gibiydi. uğurböceği yakalayınca kaçmasın diye uğraşırız ya,işte ben o an minho için uğurböceğiydim.

bay jeongin ve bay hyunjin polisler ile bir şeyler konuştuktan sonra ifadem alındı.

minho uzun ısrar sonucu oraya da benimle girdi.

polis benden anlatmamı istediğinde,bay jeongin ve minho'nun bilmediği her şeyi anlattım.

yediğim dayakları,tokatları,tekmeleri,vücudumda kırılan camları,sıcak şiş ile yakılan derimi...

minho dayanamayıp ağlayarak dışarı çıktı. ben de ağlamaya başlayınca polis şimdilik bunların yeterli olduğunu söyledi ve kanıtları aldı.

bay jeongin'in avukat arkadaşı sayesinde uzaklaştırma kararı bugün elimizde olacaktı.

arabada minho'nun sinir ataklarını anca dindirdik. sağı solu yumruklayıp arabaya binmemekte ısrar edince artık ağlamaya başladım. o da susup arabaya bindi. ama hala çok sinirli olduğu gözlerinden belliydi. arabada beni dizine uzandırıp saçlarımı okşadı... ta ki eve varana kadar.

boy story/ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin