Multi Medya'da Merve'nin resmi var iyi okumalar...
-Doğa'nın Ağızından-
Gezi haberinden sonra Burcu'yla çok mutlu olmuştuk. Günü belli değildi ama hemen annemi ikna etmem gerekiyordu. O geziye gitmeliydim. İkna yolları düşünmeye başladım... Alt dudağımı sarkıtmak, köpek bakışı yapmak, yalvarmak, ayaklarına kapanmak.Ahh hayır. Acilen yeni bir yöntem bulmalıyım. Bunlar çok basite kaçıyor. Hmm daha etkili bir yöntem... Ne olabilir ki?
Zil sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Kantine gitmek, gezmek, sohbet etmek felan derken son tenefüse girmiştik.
Burcu defterine yazı yazmakla meşguldu. Bende sıkılıp sınıftan çıktım. Ardından karşıma Kaan çıktı.
Kaan ile barış antlaşması imzalamıştık. Çok ciddiyim gerçekten imzaladık. Bir ara Kaan ile tartışırken, Anıl, elinde bir kağıtla yanımıza geldi, ardından 'Sizin kavgalarınızdan bıktım bu yüzden de barışmanız için bir anlaşma hazırladım ikinizde imza atın.' demişti. İçimden salak demedim değil yani.
Ama bu saçma imza anlaşması sayesinde özür dilemektende kurtulmuştum. Zaten istesede özür dilemezdim. Farkettimki şuana kadar hiç kimseden özür dilemedim. Bir arkadaşımla küstüğümde bile gelip o özür dilerdi. Zaten genelde, ben değilde, karşımdaki şahıs küsmüş olurdu. Nolursa olsun ben küsmezdim. Ne biliyim, işte öyle. Saçma olabilir hatta kesinlikle saçmada. Ama kızlara küsemiyorum sanırım. Şuana kadar erkeklerle arkadaşlık kurmadığım için erkeklerle de küsmemiştim. Kısacası bir kız bana küsünce asla özür dilemem onun dilemesini beklerdim. Napabilirim? Sanırım buna alışmıştım.Düşüncelerimi bölen ses Kaan'ın sesi oldu.
''Okul çıkışı bir işin var mı?'' dedi ifadesizce.
''Yok, neden ki?'' dedim anlamayarak.
''Artık var. Saat 7'de seni evden alırım. Adresini bliyorum.'' dedi ifadesizce.
Ben daha, 'Adresimi nereden biliyorsun' diyemeden ve soru yağmuruna tutmadan gitmişti.
Nereye gidicektikki?
Benimle nereye gidebilirdiki, sonuçta?
Zilin çalmasıyla kafamı yoran sorulardan uzaklaşarak sınıfa girdim. Ardından da Burcu'ya, Kaan'ın dediklerini anlattım.
''Ne yani şimdi senin randevun mu var?'' dedi sırıtarak Burcu.
''Ne randevusu ya, ayrıca daha nereye gideceğimizi bile bilmiyorum.''
''Desene ozaman süpriz randevu.'' dedi gülerek.
''Burcu delirtme beni, zaten gıcık oldum şu öküze. İnsan birazcık kibar olur. Gelmek istiyormusun felan der. Resmen 'geleceksin' diyor bana. Öküz ya!'' dedim sinir kudurmuş bir sesle.
''Hadi sana kolay gelsin.'' dedi Burcu gülerek.
''Kolaysa başına gelsin.'' dedim gülerek.
Ardından hoca geldi.
Sıkıcı bir dersin ardından, okul bitmişti. Okuldan çıkarken Burcu'nun bana
''Akşam ne giyeceksin''
diye sormasıyla;
''kot pantolon ve tişört'
dememle, kızıp, beni giydirmek için benimle birlikte eve gelmişti.
Ev boştu. Annem işte olmalıydı. Farkettimki bu aralar çok fazla zaman geçiremiyoruz annemle. Düşüncelerimden sıyrılıp vakit kaybetmeden hemen odama çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Hikayesi
ChickLitBen Doğa Nerden başlasam bilemedim ben 18 yaşındayım lise 4 e gidiyorum. Annemle yaşıyorum çünkü babam yok. Aslında bu uzun bir hikaye: Ben herzaman erkeklerden nefret ettim ... Peki ya neden ? babam yüzünden... Böyle diyince genelde akıllara gelen...