2. BÖLÜM - ''Asi kızımız utandı mı yoksa?''

464 7 0
                                    

Uykunun derinliklerinde hayallerin zirvesinde herşeyin güzel olduğu olduğu bir yerde-

''Doğa uyan artık okula geç kalacaksın!''

Ahh hayır... Neden ben? Ben ne güzel uyuyordum aptal rüyalarımla birlikt-

''Doğa kime diyorum''

Ses verme belki susar mantığıyla yatmaya devam ettim. Bu formül işe yaramamış olacakki, şuanda başımda dikilen ve odama tüplü dalış yapan bir adet anne görüş alanıma girdi.  

''Doğa, okula geç kalacaksın hadi kalk artık.''

''Anne 5 dakika daha'' yalvarırcasına

''Hiç boşuna yalvarma hadi hazırlan.''

''Ozaman 2 dakika daha?'' dedim yalvarırcasına

''Doğa hadi uğraştırma beni kalk artık''

''Ozaman 1 dakikada anlaşalım kabul mü?''

''Doğa...'' dedi uyarırcasına

''Tamam kalkıyorum Annem''

''Ben şimdi mutfağa gidiyorum geldiğimde seni hazır görücem'' dedi itiraz istemeyen sesiyle.

Annemin kapıyı kapatıp çıkmasından sonra düşünmeye başladım.Önümde 2 seçenek vardı... Birisi kalkıp hazırlanmak diğeride uyumak...Birkaç dakika uyumaktan zarar gelmez değil mi?

-------------------------------------------------------------------------

Gözlerimi açtığımda uyuya kaldığımı farkettim ve saate baktım.Olamaz işte şimdi boku yedim. Okulun ilk günü yeni okula geç kalmanın nasıl bir duygu olduğunu bilmiyorsanız beni izleyin derim.

Hemen giyinip hazırlandım. Kapıdan çıkarken annem yanıma geldi.

''iyi dersler meleğim''

''Teşekkürler... ''Sanada yeni işinde iyi şanslar'' diyip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Annem benim herşeyimdi... Şimdi annem benim sevgilim gibi dicemde, vazgeçtim çünkü adım lezbiyene çıksın istemem... Aptal ve garip düşüncelerimden sıyrılarak hemen yola koyuldum. 

---------------------------------------------------------------------------

Birkaç dakika sonra okula vardım. Okula doğru ilerledim. Okulun kapısına geldiğimde durdum ve ileriye doğru baktım. Evet burası benim yeni okulumdu... Yeni saçmalıkların , yeni kişilerin ve yeni- Sırtımı dürten-Daha doğrusu delen, elle düşüncelerimden sıyrılıp kafamı arkaya çevirdim. Karşımda bir adet erkek bulmamla lafı yemem bir oldu sanırım...

''Ne duruyorsun kapının önünde? Girmek için davetiye mi bekliyorsun?'' 

Ne diyeceğimi şaşırarak ona bakakaldım biraz durakladım ve ''Pardon dalmışım.'' dedim ve çekildim.

''Daldığını gördük herhalde. Birdahakine ortada sap gibi durma''

Emrin olur paşam. Teknik olarak kapı ortada olmadığından ortada durmuş olmuyordum. Herneyse seninle uğraşamam. Deminki olanları umursamayarak yoluma devam ettim.

Okulun bahçesi büyüktü ve bomboştu okulun içide bundan pek farklı sayılmazdı... Hani kovboy filmlerinde çok ıssız ve boş bir kasabaya giderler ya ve o sessizlikte yerde topak gibi bişiy yuvarlanır-Herneyse anladınız siz işte bu sessizlik bana onu hatırlattı. Biliyorum çok saçma ama konu Ben isem saçmalıkta sınır yoktur.

Sessizliği bozan bir kadın sesi olduğunda arkamı dönerek kadına baktım. ''Zil çaldı herkes sınıflarına!'' Sanırım o kadın nöbetçi öğ-Bir dakika o kadın 'Zil çaldı' mı dedi yoksa benmi yanlış duydum? Derse geç kalmak istemiyordum.Tabikide inek felan değilim, ama şimdi dersin ortasında sınıfa tüplü dalış yapacaksın herkes uzaylı görmüş köylü gibi sana bakacak. İşte bunu istemiyordum.Ayrıca bugün tüplü dalış ile ilgili sorunlarımın olduğun karar verdim.

Bir Aşk HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin