"İnsanlar her zaman bana bakar."

24.8K 2.1K 2.9K
                                    

Elimde tuttuğum sigaradan düşmek üzere olan külü görüp kaşlarımı çatarak küçülmüş olan izmariti yere attım ve ayağımla üzerine basarak söndürdüm. Çalıştığım kısımda sigara içme yasağı olduğu için bu pis kokulu tuvaletlere gelmek zorunda kalıyordum. Özellikle de Çarşamba günleri, gözden uzak olmak için burası benim sığınağımdı.

Yan kabinden gelen sesler arttığında hızla yumruğumu kabinlerin arasına geçirdim. "Sessiz olun."

Beni umursamadan daha sesli inleyen Yoongi'ye gözlerimi devirdim. Burda fazla oyalanmış olmalıydım. Zaten birkaç saat içinde çıkacaktım, şimdi işten kaçmamam gerekirdi.

Kabinden çıkıp tuvaleti kullanmamış olmama rağmen ellerimi yıkamak için suyu açtım. Böyle pis bir yere girmek bile kendimi kötü hissettirmeye yeterdi. Köpük sıktığım ellerimi güzelce yıkadıktan sonra kenarda duran peçetelikten bir tane koparıp gelişigüzel bir şekilde sildim.

Hoseok ve Yoongi'nin feromonları etrafı sarmışken burda daha fazla kalabileceğimi düşünmüyordum. Boğucu ve mide bulandırıcı bir histi.

Tuvaletten çıkıp etrafa kısa bir bakış attım. Koridorun sonunda yanıp sönen ışıkları görebiliyordum. Son ses müzik bu tarafta bile etkisini kaybetmeden duvarları ttiretiyordu ve Çarşamba olduğu için etrafta daha fazla omega, daha fazla yaşlı alfa vardı. Yaşlı ve omega satın almak isteyen alfalar.

O taraftan gelen Yugyeom beni gördüğünde elini salladı. Ona aynı şekilde karşılık verdim. "Namjoon'u gördün mü?"

Elimle odamı gösterirken "En son yanıma gelip Jimin'i sordu." dedim. Aynı şeyi o da duymuş olmalı ki umutsuzca kafasını salladı. "Tek yapmanız gereken şu sikik Çarşamba günleri odadan çıkmamak. Neden böyle yapıyorsunuz?"

"Namjoon onun sevgilisi, üzerinde feromonu vardır."

Koridora giren bir başka kişiyi fark ettiğinde beni hafifçe iterek sırtımı duvara yaslamamı sağladı ve üzerime geldi. Kolumu onun ensesine sarıp yüzümü boynuna gizledim. Önümüzden geçip içeriden seslerin geldiği bir odaya giren adamı bakışlarımla takip ettim. Eğer beni görürse herhangi biri, bırakmayacağı kesindi. İşte Yugyeom, Namjoon ya da Hoseok gibi alfalar tam olarak burda devreye giriyordu.

Çarşamba günleri buraya herkesten daha güzel olan omegalar getirilir, evde eşleri ve çocukları olduğu halde buraya gelen alfalar kendi aralarında paylaşarak onları satın alır, beraber olur, dilerlerse eve götürürlerdi. Çarşamba günü bir omega olarak oradaysanız eğer hiçbir bahane kabul edilmeden sizi isteyen kişinin olmak zorunda kalırdınız.

Böyle saçma bir sistemin hakim olduğu bir yerde çalışmak beni fazlasıyla aşağılar nitelikteydi. Ama burda işe başlayana kadar bunu bilmiyordum. Hatta ilk Çarşamba günü beni bir alfanın kucağından alan Hoseok'u hatırlıyordum hâlâ. Uzun bir süre kendime gelememiştim çünkü böyle bir şey akıl kârı değildi.

Anlaşma gereği burada beş yıl çalışacağım için de şimdi mahkum gibiydim. Geçirdiğim iki yıl benim için oldukça zorluydu. Kızgınlıktaki alfalarla uğraşmak, her gün başka kişileri geri çevirmek ya da ağızlarının payını vermek... Hepsi yorucuydu. Yine de çok iyi bir maaş alıyordum.

Şehrin en iyi barında çalışan bir omega dövmeci olduğunu duyan herkes bana geliyordu. Ne için geldikleri önemli değildi. Sonuç olarak ben paramı fazlasıyla kazanıyordum. Bir şekilde omega olmak işime de geliyordu yani.

Adam odaya girdiğinde geri çekilen Yugyeom birkaç saniye o tarafa baktı. Ardından onun komutuyla beraber hızlı adımlarla odama ilerledim. Sigara molası için bile olsa ordan çıkmamam gerekiyordu.

piercing ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin