Canım gerçekten çok yanıyordu. Hatta uzun zaman sonra ilk defa böyle ruhsal bir acı içindeydim.
Nedenini bilmediğim bir şekilde kurdum ağlıyor, göğsüm sıkışıyor ve içimde tarifsiz bir huzursuzluk büyüyordu. İki gündür yatağımdan çıkamamış, sadece su ve ilaç içerek ayakta kalmayı başarmıştım. Kendimde güç bulduğum ilk an ise buraya gelmiştim.
Evlendiğinden beri ikinci defa kendi isteğimle buraya geldiğimi bilen abim oldukça şaşkındı. İlk gelişimde sinir krizi geçirdiğimi düşünürsek şu an rahat olmadığı kesindi. Çok erken bir saatte geldiğimden onları biraz uygunsuz bir anda rahatsız etmiştim. Her çiftin hakkıydı tabii sabah seksi.
Oturduğum hasır sandalyede bacaklarımı karnıma doğru çekmiş, abimin karşısında olmama rağmen bakışlarımı onda tutmamaya özen gösterdim. Çünkü dakikalardır süren bu sessizliği bozup ona verecek hiçbir cevabım yoktu. Yine de onun soruları asla bitmiyordu.
"Bana sorununu anlatmazsan çözemem."
"Anlatsam bile çözemezsin." diye homurdandım sessizce. Henüz erken olduğu için hava biraz serindi. Yine de buraya şort ve crop tişörtle gelmeyi tercih etmiştim. Daha çok elime gelen ilk şeyi üzerime geçirmiştim ama neyse.
Elinde bir bardak suyla masaya gelen Baekhyun Hyung boş elini yanağıma atıp okşadı. "Buz gibisin, iyi olduğuna emin misin?" Uzattığı suyu alırken teşekkür ettim.
Kesinlikle bana ne olduğunu bilmiyordum. Doktorlardan ve hastanelerden nefret etmeme rağmen evime ambulans çağırmayı bile düşünmüştüm.
Ayakta olduğum her saniye başım dönüyor, midem bulanıyordu ve güçsüz hissediyordum. Kızgınlığımı geçirmek için içtiğim ilacın yan etkisi olabilir diye düşündüğüm için dün ilacımı da almamıştım. Buna rağmen hâlâ devam ediyordu bu belirtiler.
Birkaç yudum su içip elim titrediği için bardağı çabucak bıraktım masaya. Bu halimi fark eden abim uzanıp elimi tuttu. "Taehyung sevmiyorsun biliyorum ama doktoruna gidelim."
"İstemiyorum."
"Kesin yaramazlık yaptın ve şimdi de kendini kötü hissediyorsun?" Baekhyun Hyung yanağımı sıkarak bana sataştığında kendimi gülümsemeye zorladım.
Çoğu zaman insanları etkileyecek ve muhtemelen benden nefret edecekleri bir davranış sergildiğimde hastalanırdım. Kurdum ve ben bambaşka kişilikte olunca birbirimize böyle dersler vermeye çalışıyorduk. Çok etkili olduğu söylenemezdi ama canım yanıyordu işte. Yine de son zamanlarda kafaya takacağım hiçbir şeyi yapmamıştım.
"Seojoon'la ayrıldık, kurdum depresyona girmiş olabilir mi?"
Sessizce mırıldanmama rağmen çabucak anladılar ve birbirlerine baktıktan sonra abim omuzlarını düşürdü.
"Abicim bana şu an nasıl hissettiğini anlatırsan yardımcı olabilirim. Bir şey bilmeden sana akıl vermeye çalışmak saçma olur."
Yumuşak ve bir o kadar da ikna edici ses tonuna boyun eğip iki gündür süren ağrılarımı, anlam veremediğim rahatsız hissi anlattım ikisine. Benden çok daha bilinçli iki insan olarak bir şekilde ne olduğunu anlayacaklarını biliyordum.
"Dün hastaneye gitmeyi bile düşündüm." diyerek cümlelerimi bitirdiğimde ikisi de oldukça ciddi bir şekilde yüzüme bakıyordu. Bu sefer inkâr edemezdim, kenara atmamam gereken bir konuydu bu. Zaten böyle yaşayamayacağım için kenara atmak imkansız gibi bir şeydi. Gerçekten çok kötüydüm.
"Sadece bir ihtimal," dedi abim az öncekinden daha gergin bir sesle. Çenemi dizlerime yaslayıp gözlerimi onun üzerinde tuttum. "Ruh eşini bulmuş olabilir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
piercing ✓
FanficJeongguk şehrin en bilindik barında diline piercing taktırır. |omegaverse| |alphajeon+omegatae| |sope+nammin|