14.06.2017
(Hoseok ve Yoongi)
Elinde dakikalardır beklettiği hapa yeniden bir bakış atan çocuk kafasını kaldırdı ve aynadaki yansımasında göz gezdirdi. Hayatındaki en boktan günü geçirmişti ve biraz olsun kafa dağıtmaya ihtiyacı vardı. Bu haptan iyisi olamazdı. Yine de tereddüt etmeden edemiyordu.
Artık elinde tutmaktan sıkıldığı için ağzına attı ve suya gerek duymadan yuttu. Ne zaman etki ederdi bilmiyordu ama sokakta boş boş dolaşacak ve temiz hava alacaktı.
Üzerindeki ceketi çıkartıp tuvaletten ayrıldıktan sonra barın iç kısmına yöneldi. Jimin ya da Taehyung nerdeydi, hiçbir fikri yoktu. Pek umursadığı da söylenemezdi. Bugün sadece kendine odaklanacaktı.
Ceketini boş olan koltuklardan birine atıp doğrudan barın kapısına yöneldi. Gün boyu oldukça yorulmuştu. Şimdi tek istediği dinlenmekti. Hiçbir şeyi düşünemeyecek hâle geldiğinde de zaten dinleniyor olacaktı.
Hiç tereddüt etmeden adımlarını barın arka sokağına yöneltti. Az önce bu hapı aldığı çocuğu bulursa belki onunla beraber sigara içebilirdi. Bu hoşuna giderdi doğrusu. Çünkü Yoongi bugün yaktığı tüm sigaraları iki nefes çekişin ardından söndürmek zorunda kalmıştı. Omega babasının hastanede olmasının ona yarattığı zorluklardan sadece biriydi bu. Ama artık bitmişti. Babası bugün ölmüştü. Yoongi o dakikadan beri alfa babasını arasa bile ona ulaşamamıştı. Zaten beş yıl önce boşanmışlardı ve bir komutan olarak savaslara katılan babası çoktan ölmüş bile olabilirdi. Bilmiyordu.
Uzun zaman sonra düştüğü bu boşluk onu etkilememiş sayılmazdı. Ne kadar aylardır hastanede olsa ve iyileşmeyeceğini bilse de babasının ona veda edemeden gözlerini yumması kendini suçlama isteği uyandırıyordu. Tam da bu yüzden yarın cenazeye gitmeyecekti. Çünkü bu vakit kaybı olurdu. Veda etmesi gereken kişi Yoongi değildi. Buna ihtiyacı yoktu.
Ağır adımlarla yalnızca bir sokak lambasının zar zor aydınlattığı sokağa döndü çocuk. Başındaki dayanılmaz ağrı yavaş yavaş geçiyordu. Bu hap tıpkı çocuğun dediği gibi oldukça etkili bir şeydi belli ki. Bu kadar kısa sürede işe yarayacağını düşünmemişti.
"Buralarda çok sık görünür oldun."
Arkasından gelen hırıltılı nefesin kime ait olduğunu bilmek sırıtmasına neden oldu. Jongin burda takılanların lideri gibi bir şeydi. Çoğu zaman içtikleri şeyleri pazarlamak için uğraşırdı. Başarılı da oluyordu, para konusundan hiçbir sıkıntısı yoktu.
Yoongi arkasını dönüp çekinmeden alfanın elindeki sigarayı aldı ve kendi dudakları arasına yerleştirdi. Ardından hiçbir şey olmamış gibi, oldukça rahat bir şekilde "Rahatsız mı ettim?" diye sordu. Bu Jongin'i gülümsetti. Her zaman Yoongi gibi bir omegaya karşı sert tavırlarını bir kenara bırakıyordu.
"Hayır. Daha çok gelmelisin buraya. O güzel gözlerinin kızarmasını her gün görmek istiyorum."
İçine çektiği nefesi karanlık ve soğuk havaya doğru üflerken gülmemeye çalıştı çocuk. Çünkü buraya sadece bir günlüğüne gelmişti. Ona lazım olanları içecek ve birkaç gün içinde vücudunda bu pisliğe dair bir şey kalmayacaktı bile. Bu yüzden oldukça rahattı.
"Şansına küs. Her zaman mutsuz olmam."
İçtiği sigaradan mıydı emin değildi ama vücuduna tarifi eşsiz bir sıcaklık yayılmıştı. O fark etmese de feromonları değişmiş ve yoğunlaşmıştı. Jongin'i yanında duran ve çoğu kez barda karşılaştığı çocuk "Ne içtin sen?" diye sordu kaşlarını çatarak. Yoongi sırtını arkasında kalan duvara yasladı. Adını bilmiyordu ki, nasıl cevap verecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
piercing ✓
FanficJeongguk şehrin en bilindik barında diline piercing taktırır. |omegaverse| |alphajeon+omegatae| |sope+nammin|