- 10 ay sonra -
"Jungkook, Mia dışarı çıkmak istiyor!"
"Geliyorum!" diye seslenen Jungkook'un ardından gözlerine gelen sarı saçları arasından bana bakan kızıma döndüm. Koltuğu kenarına tutunarak ayağa kalkmış, büyük bir istekle yüzüme bakıyordu. Bam ve babasıyla bahçede oynamayı öyle çok seviyordu ki havalar ısındığından beri neredeyse tüm gününü dışarıda geçirir olmuştu.
Mia büyüyordu. Bunu kesinlikle inkar edemezdim. Dişleri çıkmış, saçları ve boyu uzamış, kilo almış, emeklemeye ve hatta yürümeye başlamıştı. Birkaç adım dışında yürüyemiyor olsa da Jungkook sayesinde bunu da çabucak öğrenecekti. Çünkü Jungkook ona karşı öyle ilgiliydi ki haftanın yalnızca dört günü çalışıyor, kala günlerde ise büyük bir ilgiyle ona bir şeyler öğretmeye çalışıyordu. Sürekli benim yorgun olduğumu düşünerek ona bakma görevini üstleniyordu.
Çok değişmişti.
Geçen aylarla beraber sanki o da kızımızla beraber büyüyormuş gibi hissediyordum. Dünyanın en iyi babasıydı. Fazlasıyla düşünceli ve hassas davranıyordu bana karşı. Bazen gerçekten çok yorulduğumda dilime hâkim olamıyor ve kavga çıkarmaya yer arıyordum ama o hep olgun davranıp beni sakinleştirmenin yolunu buluyordu.
Günler geçtikçe ona daha fena aşık oluyordum.
Günün sonunda onun göğsünde yatmak, kokusunu ciğerlerime buyur etmek ve dudakları ile kutsanmak mükemmeldi.
"Hadi gidelim civcivim."
Mia babasını görüp heyecanla minik ellerini birbirine vurmaya başladığı sırada yanıma gelen Jungkook belimi tutarak beni öpmek için kafasını eğdi. Ne kadar bunu Mia'nın önünde yapmak gözüme yanlış gelse de her seferinde olduğu gibi ona dayanamayıp dudaklarını öptüm. Kısa bir öpücüğün ardından geri çekildi ve bu sefer de alnımı öptü. Bam havlayarak salona girdiğinde beni bırakıp kızımızı kucağına almak için eğildi. Gülümseyerek ikisini izledim.
"Bekle," diyerek elimi pantolonumun cebine attım. "Saçları gözlerinin önüne geliyor. Sonra sürekli yere düşüyor." Elime aldığım iki siyah lastik tokayla Jungkook'un kucağında bir şeyler söyleyen kızımın sarı saçlarını iki kuyruk olacak şekilde topladım.
"Çok güzel oldu. Hadi gidelim Bam."
Bam zıplayarak kapıya giderken Jungkook Mia'nın bileğini tuttu ve bana el sallamak için onu yönlendirdi. Uzanıp onun yanağını öptüm.
Üçü eğlenmek için bahçeye çıkarken mutfağa yöneldim. Hem Mia'nın yemek yemesi gerekiyordu, hem de bu akşam çocukları davet etmek istiyordum. Geçen aylar içinde kesinlikle çok güzel şeyler olmuştu. Namjoon ve Jimin bir daha ayrılmamak üzre barışmış, hatta mühürlenmişlerdi. Hoseok ve Yoongi evlenme kararı almışlardı. Aynı şekilde Hyunjin ve Felix'in arası da çok daha iyiydi. Üç çiftimle de gurur duyuyordum.
Mia'nın sebze püresini hazırlarken mutfaktan arka bahçeye açılan kapıdan dışarı baktım. Jungkook yere bıraktığı Mia'nın arkasında durarak ellerini tutmuş yürümesine yardım ediyordu. Bam ise havlayarak onlarla bir yarış içine girmişti.
Hava fazlasıyla güzel olduğu için Mia'nın yemeğini ve su dolu suluğunu alarak yanlarına gittim. Beni gören Mia heyecanla "Ma-ma." demeye başladı. Belli başlı şeyleri söyleyebiliyordu ama henüz tam olarak anlamlı bir kelime çıkmamıştı ağzından. Jungkook bunun için de çok çabalıyordu.
"Yemek zamanı." Kelimeleri uzatarak melodik bir şekilde söylemem ikisini de güldürdü. Bahçedeki çardağa yönelip ikisini bekledim. Jungkook Mia'yı kucağına oturtarak yerleşti. Tabağı onun önüne bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
piercing ✓
FanficJeongguk şehrin en bilindik barında diline piercing taktırır. |omegaverse| |alphajeon+omegatae| |sope+nammin|