Hello bebeklerim nasılsınız bakalım? Hadi uzatmadan bölüme geçelim😍
Yıldıza bastıysak okuyalım mı 😘nasılsın
🥀🥀🥀🥀
Hayat bazen insana öyle bir ders veriyordu ki, insan neye uğradığını şaşırıyordu. Taner, uğruna herkesi karşısına aldığı kadını otuzlu yaşlarının ortasında olduğunu belli eden adamla üzerinde oldukça cüretkar bir elbise ile gülüşüp yemek yediğini gördüğünde sanki kurşun yemiş gibi kalakalmıştı. Bakışlarını çekmek istese de çekemiyor, avına kitlenmiş bir aslan gibi bakıyordu. Masa'nın en sonunda oturan Umut Taner'i göremiyordu ki bu Hare'nin rahat nefes almasını sağladı çünkü Taner bakışlarını asla ikilinin üzerinden çekmiyor her an saldırmaya hazır duruyordu. Hare Kuzey ve Erhan ile göz göze geldiğinde çaresiz bir şekilde başını salladı. Taner'in yapacağı tek hareket bütün ipleri kopartırdı. Umut bu sefer asla sessiz kalmaz ve herşeyi tek kalemde siler atardı. Kuzey Taner'in ayağına masanın altından sert bir şekilde vurduğunda Taner irkilerek bakışlarını Kuzey'e doğru çevirdi.Kuzey arkadaşına napıyorsun sen tarzında bakış attığında Taner zorda olsa kendisini toparladı. Arzu ise Taner'i fark etmemiş karşındaki adam ile gayet hoş sohbet içindeydi. Adamın, kendisine olan ilğisinin elbetteki farkındaydı. Uzun zamandır peşinde koşuyordu Arzu'nun Arzu arada adamı etkilemek için masaya doğru hafif eğiliyor ve gögüs dekoltesini adamın gözlerinin önüne seriyordu.
Adam, gözünün önüne kısacık bir anda olsa gelen dolgunluklar ile terliyordu. Erkekliği demir gibi sertleşmişti ve masadan kalktığı anda kendisini ele verecek duruma gelmişti. Otuz beş yaşındaydı ve karşındaki bu kadını deli gibi istiyordu. Sevgilisi olmadığına emindi genç adam bir kaç defa Arzu'nun evine kahve içmek için gelmiş ve sürekli olarak konuşuyorlardı. Hayatında biri olsa bu kadar rahat davranamayacagından oldukça emindi. Arzu adam karşında kıvrandıkça daha çok zevk alıyor egosu tatmin oluyordu. En az Taner kadar zengindi bu adam.
Arzu artık Taner'den ümidini kesmişti çünkü Taner asla ailesine sırtını dönüp ona gelmezdi. Ama yinede Taner'ide elinden kaçırmak istemiyordu. Karşısındaki adamın aksine Taner oldukça yakışıklı ve dikkat çekici bir adamdı. Her gittikleri yerde bakışlar hep ikisine çevriliyordu. Arzu hala Taner'i fark etmemiş karşındaki adama kur yapıyor arada şuh kahkahalar atıyordu.
Taner ise bu gördüklerinin bir kabus olmasını diledi. İçi içine sığmıyor, kıskançlık zehirli bir sarmaşık gibi her yerini sarıyordu. Mekanı, yıkmamak için kendisini zor tutuyordu. Taner bakışlarını tekrar Arzu'nun masasına doğru çevirdiğinde kalkmak üzere olduklarını fark etti. Adam hesabı ödeyip kalktığında elini Arzu'nun beline doğru atıp hafifçe okşamıştı. Taner, daha fazla dayanamıyacagını hissedip masa'dan kalkmak üzereyken Hare küçük ellerini Taner'in elinin üzerine koyup durdurdu.
"Sakin ol lütfen! Abim Arzu'yu fark etti ve sana doğru bakıyor. Birşey yap ilgini bana yönlendir lütfen! Bak buradan dönüş olmaz sadece bizi değil kendi aileni de kaybedersin. Lütfen sakinleş."
Hare ellerini Taner'in yüzüne doğru uzattı elmacık kemiğini okşadı. Hare bu ufak hareketle bile içi kıpır kıpır olmuştu. Taner onun gözlerinin içine bir süre baktıktan sonra yüzündeki elini alıp avuç içine bir öpücük bıraktı. Ve nefesini avuç içine verip gülümseyerek konuştu ama dilindeki zehir Hare'nin avuç içlerine doğru akmıştı.
"Senden nefret ediyorum! Hayatımı siktin. Herşey senin yüzünden herşey! Ailem arada olmasa sana bir dakika bile katlanmazdım ama mecburum... Seni asla sevmiyeceğim Hare asla!"
Hare duyduğu her cümle ile yıkılırken abisinin bakışları üzerinde olduğundan zorlukla gülümseyip oda konuşmaya başladı.
"Beni suçlamaktan vazgeç! Sevgiline ben mi dedim elin adamı ile yemeğe çık haşna fişne yap diye!? Emin ol bende istemedim seni ama arada aileler var ve biz bu evcilik oyunu'na mecburuz! O yüzden kendine gel laflarına dikkat et! Karşında o sakin Hare yok artık. Tek lafıma bakar senin yok olman..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVCİLİK OYUNU
General Fiction"Bazen düşünüyorum. Başka bir zamanda başka bir yerde tanışsaydık keşke." dedi parmak uçları o asi siyah tutamlara dokunabilmek için karıncalanıyordu. "Hikayemizin böyle başlamadığı, böyle yıpranmadığımız başka bir zaman." Mavi gözleri acıyla kısıld...