3.

966 110 67
                                    

🍂"Ve tüm yapraklar üstümüzde hışırdadıkça,
Ve tüm kirler tenimizi kapladıkça,
Başını göğsüme yasla,
Sana eskiden sahip olabileceğimiz hayatın öykülerini anlatacağım."🍂

-The Life We Could Have Had

Rüzgar...

Eve geri döndüğümde yatağa atmıştım kendimi. Siyah tutamlar önüme gelirken derin bir nefes verdim. Ne yapmaya çalışıyordum? Çıldırmış mıydım? Hangi erkek başka bir erkeğe 'şaka' amaçlı, "Benim sevgilim ol," derdi ki? Ayrıca çocuğu yanağındanda öpmüştüm. Ama ne yapabilirdim ki? Uyandığında o şaşkın haliyle çok öpülesi duruyordu.

Derin bir nefes verip kafamı yastığa gömdüm. Uyumak istiyordum ama bu imkansızdı. Sabahlayacağıma adım kadar emindim. Bu yüzden telefonla oynamaya karar vermiştim.

Saatler birbirini kovalarken salondan kapı açılma sesiyle istemsizce kapıya baktım. Bu saatte gelebilecek tek kişi annemdi. Yine saatler sonra yorgun bir şekilde işinden dönmüştü.

Kapı kapanırken eşyaların koyulma sesini duydum. O sırada yerimde kayıp kapıyı arkama aldım. Örtüyü omzuma kadar çektiğimde kapım açılmış, salonun hafif ışığı içeri dolmuştu. Annem uyuduğuma kanaat getirip odadan çıktığında geri telefonuma döndüm. O da odasına girdi.

*

Sabahlara kadar ekrana bakmaktan gözlerim ağrırken kendimi yataktan attım. Güneş içeriyi aydınlatırken salona ilerledim. Annem mutfakta basit birkaç şey yapmaya çalışıyordu. Yanına gittiğimde, "Yemek kursuna mı yazılsam?" dedi. "Hiç gerek yok," dedim. "Ben hazır beslenmeyi seviyorum."

"Bende ama bu kadar beslenirsek hastanelik olacağız." İç çekerken tabakları masaya koydu. "Çocuğumu beslemek konusunda çok kötü bir anneyim."

"Şikayetçi olduğumu söylemedim." Yanına gidip yanağından öptüm onu. "Sende kendini suçlayıp durma. Ben bu halden gayet mutluyum." Güldüğünde içime su serpilmişti. Annemin üzgün olmasına dayanamıyordum.

"Hangi çocuk fast food yemekten şikayetçi olur ki?"

"İşte bu yüzden sorun etmemelisin," dedim. İkimizde masaya kurulduğumuzda annem bana baktı. "Hiç farklı şeyler oluyor mu?"

Biraz düşünür gibi ona baktım. "Ne gibi?" Omuzlarını silkti. "Bilmem. Her şey olabilir." Yemeğimle oynarken, "Sanırım birinden hoşlanıyorum," dedim.

Annem ilkten yemeğine bakarken sonradan şaşkınlıkla bana döndü. "Ama sen evden bile çıkmıyorsun." Yani ne diyebilirdim ki? Yakışıklı bir yan komşunuz olduğu sürece dışarı çıkmanıza gerek yoktu.

"Bu apartmandan mı?" Başımı salladım. "Yan komşu," dedim. "Aaa," der gibi bir anlama ifadesi verdi. Sonra kısa bir süre bir şey düşünürmüş gibi yemeğe baktı. "Bir dakika. Ama yan komşunun sadece oğlu var." Jetonun düşmesini bekler bir şekilde ona bakıyordum. Bir şeyler aklına otururken gözleri şaşkınlıkla açıldı. "O şekilde mi?" dediğinde hem ağzıma bir lokma atmıştım hem de başımı sallamıştım.

"Dur dur. Bu şimdi bir çocuğun ailesine açılması değil mi? Bu önemli bir konu?" Bana sanki dünyalar kadar önemli bir konuymuş gibi bakarken ben omuzlarımı silkmiştim. "Aslında çok da büyütülecek bir şey değil."

"Hayır, bu önemli bir konu. Sen bana güvendin ve bunu söyledin. Ama ben... ben bunu hiç anlayamadım." Gözlerimi kısarak ağzıma bir lokma daha attım. Verdiği tepkileri izlerken ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. "Anlaman gerekmiyordu."

Yaz Şarkısı | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin