🎆"Yukarıdan gönderilen melek,
Dünyamı aydınlattığını biliyorsun,
Ben yıkılmış, acı çekerken,
Beni kaldırmaya geldin."🎆-Hymn for The Weekend
Güneş...
Sabah odadan çıktığımda babamı da hazırlanırken bulmuştum. Bu geç gittiği günlerden biriydi. Masada yaydığı dosyaları düzenlerken içeri girmemle bana döndü. "Günaydın," dediğinde bende, "Günaydın," diyerek karşılık verdim. Dışarıda doğmuş güneşe baktım. Hava bugün gereğinden de sıcaktı.
"Ben akşam yine geçekalabilirim. Beni bekleme."
"Tamam," dediğimde dosyalarını çantasına doldurdu. İçeriden ceketini alırken çıkmak için hazırdı. "Kendine dikkat et. Bir sorun olursa ara tamam mı?"
"Tamam. Sen de kendine dikkat et."
O evden ayrılırken mutfağa gittim. Bir tane kek alıp odama döndüm. Sabah alarmla kalkmıştım. Ama dün akşam pek uyuyabildiğimi söylemezdim. Aklım hep Rüzgar'daydı. Ve rüyalarımdaydı da. Bir tanesi el ele beraber çimlerin üzerinde denizi izlerkendi. Rüzgar hafif bir şekilde eserken saçları savruluyor ve kocaman gülüşüyle bana bakıyordu. Neşesi bana da geçerken içimde bir sıcaklık hissediyordum. Sonra da uyanıyordum işte. Sonra tekrar uyuyor, böyle tatlı rüyalar görmeye devam ediyordum. Ama yine de... neden el ele?
Yatağa oturduğumda yastığı alıp yüzüme gömdüm. Bu biraz utanç vericiydi. Hayır, çok utanç vericiydi. Şu an yüzümün kızardığına emindim.
Böyle şeyler görmek hakkım değildi. Sadece son zamanlarda garip bir şekilde Rüzgar'a farklı baktığımı hissediyordum. Ama buna bir isim vermeye cüret edemiyordum. Ve ne kadar masum ve abartılacak bir şey olmasada el ele olduğumuz için bile bunu görmemem gerektiğini düşünüyordum.
Başımı yastıktan kaldırdığımda bıkkın bir şekilde odaya baktım. Ayağa kalkıp gitarımı aldım. Biraz dikkatimi dağıtmaya ihtiyacım vardı. Aklımda olan bir tane parçayı çalmaya başladım.
Zaman geçerken gözlerim saate kayıyordu. Çalarken notaları karıştırdığımda gitarı bıraktım. Saat dokuzu geçmişti. Ama Rüzgar ortalarda yoktu. Oysa şu ana gelmiş olmalıydı. Balkona ilerlerken köşeden onun tarafına bakmıştım. Acaba şu an ne yapıyordu?
*
Rüzgar...
Sabaha kadar yine adam akıllı uyuyamamıştım. Ama hayvan gibi de yorgundum. Bedenim o kadar ağır geliyordu ki ayağa bile kalkamıyordum.
Gözlerim daha aydınlanmamış hava da gezerken annem kapıyı açtı. Başım balkona dönük olduğu için yüzümü görmüyordu. Hareket etmeden durduğumda uyuduğumu düşündüğü için odadan çıkmış olmalıydı. O da birazdan evden iş için ayrılacaktı.
Onun çıkış sesini duyduğumda yerimde doğrulmaya çalıştım. Ama başıma giren ağrıyla geri uzanmıştım. Üşüyordum da. Hasta oluyordum galiba. Harika, harika. Şu an tam ihtiyacım olan şeydi zaten.
Yorganı kafama kadar çekerken yerimde kıvrıldım. Sadece birazcık uyumak istiyordum.
Büyük ihtimallede uyumuştum. Yüzümde hissettiğim dokunuşlarla açmıştım gözümü. Karşımda duran yakışıklı, yetenekli, zeki ve gelecekte kocam olacak çocuğa baktım. Evet abartıyordum. Belki hiçbir zaman birlikte bile olamayabilirdik. Ama şu an Güneş'im buradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Şarkısı | bxb
Teen FictionHer tatil olduğu gibi yine yaz tatili babasına kalmaya gelen Güneş, bütün yazının odasında müzik ve oyun içerisinde yalnız başına geçeceğini düşünmüştü. Ama beklemediği şey yan komşusunun her sabah balkondan girip onun söylediği şarkılar eşliğinde y...