Merakla beklediğiniz bölüm geldiiii. Keyifli bir şekilde okumanızı dilerimmm 💕 Yorumlarınızı eksik etmeyinnn😬🤌🏻
———————————————————————————Uzun, kumral saçlı küçük kız arabanın önünde bekliyor, anne babasının ilerideki tartışmasına anlam veremiyordu. Onun yanındayken çok mutlu, sevecen ve neşeli gözüküyorlardı fakat ne zaman ikisi baş başa kalsa sürekli kavga ediyorlardı. Küçük kızın dikkatinden kaçmamıştı. Anne babası kızın güler suratlı bir şekilde yanına vardıklarında arabanın arka kapısını küçük kızın binmesi için açmıştı babası.
"Baba Merve'de ne kadar süre kalabileceğim?"
"Birkaç saat oynarsınız kızım birlikte, sonra alırız seni." küçük kız babasına karşılık olarak kafasını onaylarcasına salladı.*
"Oğlum ben nereden bileyim anlattığın kızın bu olduğunu?" bilincim daha yeni yeni kendine geliyordu, çevremde ki konuşulanları zar zor ayırt edebiliyordum.
Gördüğüm rüyanın saçmalığı hâlâ aklımdan çıkmıyor, kafamın içinde çalmaya devam ediyordu. Merve? Ailemin yaşadığı faciadan önce beni Merve diye bir arkadaşıma bıraktıklarını hatırlıyordum. Fakat olaydan sonra bir daha hiç görüşmemiştik. Eğer amcam beni Mervelere sorarak bulabildiyse demek ki Merve'yi bulabilirsem bazı sorularımın cevaplarına ulaşabilirdim. Fakat soyadını aklımı ne kadar zorlasam da hatırlayamıyordum. En son tanımadığım bir herif tarafından yüzüme sert bir yumruk yemiştim. İz kalacağına o kadar emindim ki...
Yediğim yumruk tam iki gözümün arasının biraz aşağısına denk gelmişti. Burnumdaki sızı anlamdıramadığım kadar fazlaydı, gözlerimden fazlasıyla yaş gelmiş olmalıydı.
"Hem bu yanındaki ne alaka?"
"Benim bir adım var, Defne!" Defne'nin bağırışını işittikten sonra yavaş yavaş gözlerimi açmaya başladım.
"Bak kızı uyandırdın işte yaptığın hareketi beğendin mi?" yüzüme yumruğu atan adamın sesini artık daha net algılayabiliyordum.
"Sen hâlâ konuşuyor musun? Valla bir geçiririm yumruğu suratına!" artık her kimse Defne'yi çok öfkelendirmişe benziyordu.
"Ne oluyor ya?" kafamı karıştıran sorudan sonunda kurtulmuştum.
"Elisa iyi misin? En son bu dangalak suratına yumruk geçirmişti." Defne lafını bitirince yüzüme yumruğu atan adam çok keskin ve öfkeli bir şekilde bakışlarını fırlatmıştı.
Bulunduğumuz salonda bizden başka bir kaç kişi daha vardı. İki kız ve erkek. İlk dikkatimi çeken uzun boylu, biçimli vücudu olan kızdı. Kumral renkte kısa saçları, dolgun dudakları ve kavisli bir burnu vardı. Gözlerinin yeşille mavinin ortasında bir renk olması şaşırmama sebep olmuştu. Kız gerçekten tam anlamıyla mükemmeldi. Yanında onunla birlikte ayakta duran kız da daha tatlı bir tipe sahipti. Kahverengi gözü , uzun saçları vardı. Kızların sol tarafında ileri geri yürüyen erkeğin yüzü göze çok alıcı geliyordu. Dalgalı saçları , ela gözleri yüzünde çok güzel taşıyordu. Kafamı döndürdüğümde uzandığım koltuğun direk karşında ki masanın üstünde oturmuş bana bakan o surat, bana yumruğunu geçiren o herif! Sarı renge çalan, dağılmış saçları dikkatimi çeken ilk yeri olmuştu. Ve malum isim Barlas'ta buradaydı. Suratıma düz bir ifadeyle hiçbir şey olmamış gibi bakıyordu. Duygusuz herif!
"Bunlar kim?" sorumu direk Barlas'a bakarak dile getirmiştim.
"Şu an bu salon komple benim takımımı oluşturuyor. Sırasıyla tanışmanızın vakti geldi." yavaş bir şekilde ayağa kalktım. İşaret parmağımı yumruğun denk geldiği kısma bastırdım az bir şey. Gerçekten çok acıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEMESİS
ActionYaşamak, hissetmek bile anlamını yitirmişti benim için. Verdiğim kayıplar, acılar ve çok daha fazlası... Lanetler savurduğum, korkunun tüm bedenimi kapladığı o gün. Benim için her şeyin bittiği ya da bittiğini sandığım başlangıçlar... Girmiş olduğ...