❣️ İyi okumalar❣️
Chanyeol
Baekhyun'un gözden kaybolmasıyla derin bir nefes alıp odaya girdim. Benim güzel meleğim sessizce duruyordu. Boğazımdaki yumru sanki kalbime oturmuştu. Neydi bu kaybetme korkusu?
"Chan?" Daldığım yerden gözlerimi ayırıp bana bakan iki sulu boncuğa baktım.
"Anne'm" sesim beklediğimden ince, güçsüz ve korku dolu çıkmıştı. Öyleki ayakta durmak bile benim için fazlasıyla zor.
"Gel buraya" İki adımda yatağa oturup başımı her ağladığımda yasladığım omuza koydum. Saçımda hissettiğim itirek el içimi dağladı resmen. Ağzımdan hıçkırık kaçtığında Saçımdaki eli tutup avuç içini öptüm.
"Ah benim güzel oğlum" Büyük annenin içli ve üzgün sesi babamın ölmeden önceki sesi gibi doldu kulaklarıma. Güçsüz ve üzgün.
"Anne gitme" başımı kaldırıp benim gibi yaş dolu gözlere baktım.
"Chanyeol oğlum benim ağl-" elini tutup yatakta oturur hale geldim.
"Sen bu haldeyken nasıl olurda ağlamam" Ben ağlarayak konuşunca beni tekrar göğsüne çekip sarıldı. Titreyen elleri tekrar saçlarımı okşamaya başlayınca hıçkırıklarımı zar zor tuttum içimde.
"Bak oğlum ben yaşlı bir kadınım ve ölümün ne zaman kimi alacağı belli olmaz. Tanrı yazdıysa bozsun belki minik Min Ji benden önce bile ölebilir" Aniden aklıma Baekhyun'un nasıl paramparça olacağı geldi.
"Birlikte iyi kötü bir sürü yılımız geçti. Beraber güldük beraber ağladık. Acımız, sevincimiz ayrı gitmedi seninle oğlum. Belki anne sevgisini sana elimden geldiğince veremedim affet beni"
"Böyle söyleme, sen benim her şeyimsin"
"Artık çok yorgunum. Hayat beni çok yordu. Öyleki artık vücudum hiç bir şeyi kaldıramaz hale geldi. Çok şey gördüm geçirdim. Belki gitme vakti geldi" Başımı kaldıracağım sırada eliyle bastırıp konuşmamı engelledi. Öylece göğsünde yatmaya devam ettim.
"Bak Chanyeol, bu hayatta her şey geçici. Kalbimin tam orta yerinde hissediyorum gideceğimi" dediğinde nefesim kesilir gibi oldu. Dedikleri koca bir taş gibi oturdu yüreğime. Ama diyecek bir şeyimde yok. Sevdiklerimin gidişine çok tanık oldum çok ağladım. Öyle ki bunu biliyor olmak, bir süre sonra onu diğerleri gibi bir daha göremeyeceğimi bilmek sanki alıştığım bir durumdu ama yinede canımı yakıyordu. Birileri gidecek ve ben kalbimdeki açılan bir boşlukla daha hayatıma devam edeceğim. Geriye kalan acı, tatlı anılar olacak.
"Hiç istermiyim seni yalnız bırakıp gitmek ama artık bir nebze olsun için rahat"
"Neden?" diye mırıldandım. Kimim vardı ki benim. Beni sevdiğinden bile şüphe ettiğim sevgilim ve Jongin dışında.
"Baekhyun" Büyük anne güçsüz ama mutlu bir şekilde söylediğinde aklıma ölen karısı için gizli gizli ağladığı geldi. O an onu kendime benzettim. Bende tuvaletlerde aylarca ağlamıştım gizliden gizliye.
"Eğer ben gidersem sahip çıkın birbirinize. Ne onun Kimsesi var ne senin yavrum. Kol kanat ol yavrucağıza. O seninde yanında olur sana güç verir, sen ona. Hem başı dertte senden başka güveneceği biriside yok" kaşlarımı çatıp yatakta doğruldum.
"Ne derdi?" Büyük anne derin bir nefes aldı. Ama o an acıdan burışurturduğu yüzü sadece ağlama istediğimi arttırıyordu.
"Ölen eşinin Üvey babası varmış. Adam, Eşinin babasından kalan mirası almak için Baekhyun ve minik kızcağızı öldürecek. Vicdansız adam" Duyduklarım artık hazmedebileceğimden fazlaydı. Bir an Baekhyun ve Min Ji'nin olmadığını düşündüğümde tekrar canım yandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİRAS [CHANBAEK]
FanfictionBaekhyun, eşinin ölümünü atlatamazken minik kızıyla baş başa kalır. Bir gün ölen karısının Üvey babası mirası kendine ve oğluna bırakmak için Baekhyun ile kızının peşine düşer. Amacı onları öldürmek. Baekhyun ise çareyi kızıyla kaçmakta bulur. Eşcin...