Girdap

1.1K 23 0
                                    




  Döndüğümüzde o gözler hala aklımdan  çıkmıyordu. Gözlerimi kapattığımda karşılaştığım o girdap hemen karşıma geliyor ve beni içine çekiyordu. Neydi bu anlamadım? Yani evet gözleri çok güzel bir adamdı ama gerisi yoktu, maviler içinde kaybolmuş biriydi işte niye bu kadar takılmıştım bilmiyordum. Kendime bir kahve yapıp merakla pc nin başına oturdum. Arama motoruna "Mavi giyen adamlar" diye yazdım. Çıkan sonuçlara baktığımda aradığımı bulamamıştım. "Çölde mavi giyen adamlar" yazdığımda karşıma çıkanlarla ekrana eğildim "Sahra'nın mavi adamları Tuaregler" diyordu. Bütün fotoğraflara ve bilgilere bakmıştım. Çarpıştığım adamın bir Tuareg olduğunu öğrendiğimde bu bilgiyi neden araştırdığımı bilemez halde ekranı kapatıp telefonuma bakındım. Bulduğumda yakın arkadaşım olan yasemini aradım. Şen sesiyle "Selaaaammm tatlım, ne zaman döndün?" Kulağımın çınlamasına aldırmayarak "Yeni döndüm tatlım. Nerdesin?" İçimden kesin bir yerlerde geziyordur diye geçirdiğimde tahminimde yanıltmamıştım. "Buğra'nın yanındaydım. Şimdi ayrıldık. Sen evdemisin?" Duyduğum isme şaşırarak "Buğra da kim?" Diye sormadan edemedim. Ahizeden gelen kıkırdamayla gülümsemiştim. "Yeni aşkım tabi ki. Hemen geliyorum sana yeni aşkımı anlatmam lazım. Şarap içermiyiz?" Heyecanına gülümseyerek "Çabuk gel tatlım bekliyorum. Sen gelene kadar mezeler hazır." Diyerek telefonu kapattım. Şarabın yanına atıştıracak mezeleri hazırlayıp Yasemin in gelmesini beklerken duş alıp giyinmiştim. Neşeli bir kızdı Yasemin, sohbeti ve samimiyetini seviyordum. Kendi neşeli olduğu kadar etrafını da neşelendirirdi.

Yazın sıcağında boğuşmamak için masayı balkona hazırlayıp, bir kaç mumla masayı süslemiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazın sıcağında boğuşmamak için masayı balkona hazırlayıp, bir kaç mumla masayı süslemiştim. O sırada çalan zille kapıyı açtığımda elinde şarabıyla kocaman gülümseyen Yasemin "Hello bebitom. Ben geldiiiim" içeriye dalıp üstüme atlamıştı. Kahkahalarla sarılışırken "En çok neyi özlüyorum biliyomusun? Senin bu deliliklerini" dediğimde yalancı bir dudak büküşün ardından kocaman bir kahkaha gelmişti. "Ahh tatlım bensizlik çok zor biliyorum. Ben olsam beni özlerdim tabi ki" , çıkardığım dilimle "Kendini beğenmiş, şımarık!" Dediğimde o da bana dilini çıkarmıştı. Masaya geçip oturduğunda "Tamam kıskanma çünkü bende seni özledim dansözüm benim" derkenki sırıtışı beni kışkırtmak içindi. Söylediğine gülerek karşılık verip "Beni kızdırmaya çalışmanı da özlüyorum."deyip göz kırpmıştım. "Ee anlat bakalım en son Demir de kaldım ben. Buğra nereden çıktı? Vallahi yetişemiyorum sana." O sırada şarabı açıp servis etmiştim. "Bebeğim ayıp ediyorsun ben hiç aşksız kalır mıyım? Demir den kurtulduğum gece Buğra ya rastladım. Mekanda yanıma gelip bana içki ısmarlayınca devamı geldi." Şokla açılan gözlerimle "Delisin kızım seeeen! Sonra ne oldu demeyeceğim çünkü sabah Buğra nın yanında uyandığına eminim" dediğimde ve evet yine haklı çıkmıştım tabi ki hemen yelkenler sudaydı. "Yani birazcık öyle olmuş olabilir" derkenki yalancı uyanışına gülmüştüm. Böyle gece geç saatlere kadar sohbet edip şarabın sonuna ulaştığımızda kendimizi yatağa zor atmıştık.

AHUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin