Ceza Sınıfı

132 9 9
                                    

"Bayan Cruz ve Bay Winchester, ikiniz de cezalısınız. İkiniz de gözetmen hoca eşliğinde burada bekleyeceksiniz." dedi müdür bey.

"Tamam kısa kes." dedim içimden ve Bethanye bakıp gülerek bir sandalyeye oturdum. Önündeki teste odaklanmış deli gibi kendi kendine konuşarak işlem yapıyordu.

"X'i ve Y'yi a parantezine alınca.. 2a da 28'e eşitse o zaman X artı Y eşittir 14. Hm. Madem öyle o zaman üçgenin çevresi otuz altı santim yapar." Sonra cevap şıklarına baktı.
"E burda otuz altı yok?" deyince gülmeye başladım. "O zaman yanlıştır." Bana bir savaştan çıkmış gibi baktı. "Hayır, değil. Cevap F şıkkı." dedi. Kahkaha atarak ona baktım. Kağıda F)36 yazıp onu yuvarlak içine aldı. Sonra bana baktı.

"Sen de test çözsene biraz?" Sandalyede geri yaslanıp güldüm. "Sessiz olursan çalışırım." Sonra oflayarak önüne döndü. Testleri çözerken içeri mini etekli sarışın bir hatun girdi.

"Ceza alan sevgililer siz misiniz?" dedi gülerek. Çok kısık sesle "Senin gibi birini ceza diye mi verdiler?" dedim. Yan taraftan kafama gelen silgiyle güldüm. Bethany ise bana çok ciddi bakıyordu.
"Biz sevgili değiliz. Hocam, ben başka sınıfa gideceğim." dedi ve kalktı. Kadına cevap vermesine bile izin vermeden sınıftan çekip gitti. O gidince kadın bana döndü. "İstersen gidebilirsin, kağıdınızı boş bırakmam." dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Yok, ben iyiyim böyle."

Test çözmeye başladıktan sonra gözüm sürekli kadının bacaklarına kayıyordu. En sonunda dayanamayıp çantamı topladım. Sınıftan çıkarken kadına selam verdim. Okulda Beth'i aradım ama bulamadım. Eve gitmiştir herhalde, diye düşünürken Impala'nın önüne gelince adeta şok geçirdim. Tüm tekerlekleri kesilmişti ve kaputu baştan sona çizilmişti. Hatta çiziğin bittiği yerde çakı tepeleme bir şekilde orada duruyordu. Hemen bir tamirci çağırttım ve arabayı yolladım. Eve gidince Dean beni, ben de Beth'i yolacağım.

Yarım saatin sonunda eve gelmiştim. Yorgun argın kendimi evin kapısına yasladım. Bu sırada kapı açıldı. Bethany bana elindeki çantalarla bakıyordu. Üzerinde de minicik bor kot şort, kremrengi bir atlet ve kahverengi bır hırka vardı. Ayağında da hala okuldaki çizmeleri vardı.
"Beth?" dedim şaşırarak. Bana sinirle bakıyordu. "Çekil önümden." dedi ve kapıdan çıktı. Henüz önümdeyken kolundan tuttum. "Nereye?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Kolunu sallayarak çekti.
"Sanane?" Tekrar kolunu tutup içeri soktum. "Diğerleri nerede?"

"Bilmiyorum, işimiz var deyip gittiler."
"Sen nereye gidiyordun?" dedim tekrar.

"Ebenin şeyine. Ya bırak kolumu!" diye bağırınca istemsizce güldüm.

"Sen beni mi kıskandın?" dedim hemen. Evet, kıskanmıştı.

"Hadi be oradan. Daha iki gün oldu tanışalı ne kıskanması?" Gülerek çantalarını alıp aşağıdaki koltuklara fırlattım. Sonra onu tutup odasına indirdim. Kapıyı kapatıp kilitledim.

"Ne yapıyorsun sen?" dedi korkarak. Gözlerimi kısarak ona baktım.
"Benden kaçışın yok, seni tecavüz edeceğim." dediğim an donup kaldı. Hiç gülmeden ciddi bir halde odadaki banyoya girdim. Orada bir güzel güldüm ve yoldan koparıp cebime attığım ama hala sağlam olan gülü aynanın önüne bıraktım. Odaya geldiğimde Bethany yoktu. Kapıyı açamazdı, zaten pencere de yoktu. Odada ona bakındım.
"Bethany? Burada mısın?" diye seslendim. Ama cevap gelmedi. Bir süre yatağının altından bir hıçkırık sesi geldi. Sonra bir daha, ve bir daha. Hızla yatağının altına eğildim.

"B-Bethany?" Yatağın altında bacaklarını karnına kadar çekmiş ve gözlerini kapatmış bir halde ağlıyordu. Uzanarak kolunu tuttum.

"Lütfen bana zarar verme." dedi fısıldayarak. O an beynimden vurulmuş gibi hissettim.

"Ne saçmalıyorsun Beth?" dedim ben de yanına girerken. Kaçmaması için ona sarıldım.

"Benden uzak.. uzak dur." dedi.
"Bethany seni incitmeyeceğim. Sadece şakaydı." dedim. Hala iç çekerek ağlıyordu.

Bir anda öksürmeye başladı. Nefes alamıyor gibiydi. Hemen kolundan tutup onu dışarı çektim.
"Hey hey hey! Beth, ne oluyor?" dedim.
"Ç-çan..tam." dediğinde koşarak çantalarını kurcaladım. Bir tane garip sprey kutusu bulunca da hemen odaya gittim. Suratı mosmor olmuştu. Eğilip ağzına ilacı sıktım. Biriz bekleyince tekrar sıkmamı işaret etti. Nihayet kendine gelince ayağa kalktı. Tavana bakarken orada bir şeytan kapanı ve ayin olduğunu hatırladım. Bana şaşkınca baktı. "Siz.. Avcı mısınız?" Kafamı sallayıp onu yatağa yatırdım. "Nereden anladın?"

"Benim babam da avcıydı."

"Ne?" Yatakta doğrultu. "Daniel Cruz."
"O senin baban mı?" dedim şaşkınca. "Karısının ölümünden sonra tam bir ayyaş olduğunu duymuştum." dedim. Kafasını salladı. "Doğru duymuşsun." dedi ve tekrar yattı. Sonra tekrar doğrulup bana baktı. "Peki sen bunu bana ne zaman söyleyecektin?" dedi merakla.
"Bilmem?" dedim ve odadan çıktım. Hemen Sam'i aradım.

"BJ çabuk söyle oyun oynuyoruz." dedi Sam hızla.

"Bethany," dedim.
"Ee ne olmuş ona?" dedi aceleyle.

"Daniel Cruz'un kızıymış." Bir an sessizlik oldu. Acaba kapandı mı diye telefona baktım ama arama hala aktifti.

"Sam?" dedim. Ardından hemen konuştu.

"Bobby John hemen o kızı geri gönder! Şimdi geliyoruz."

Ve Hayatım |SUPERNATURAL|- Bobby John WinchesterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin