Kevin'in söylediklerinden sonra istemsizce yatağa oturdum. Duyduklarımı sindiremiyordum. Bethany mi? Deccal mi?
"Ne saçmalıyorsun sen Kev?" dedi Bethany gerileyerek. Sam de silahı üzerine doğrultup ona yaklaştı.
"Yalancı, bilmiyormuş gibi yapma!"
Bethany korkuyla karışık sinirle duvarın kenarına döndü ve bir yumruk attı. Eli duvarın içine girince korkuyla bize baktı. Kevin silahını indirip yanına gitti. Ben de ayağa kalktım.
"Beni anlamıyorsunuz," dedi bağırarak. "Kim olduğumu anlayamıyorsunuz!" Sam tekrar üzerine yürüdü. Silahın namlusu kafasına dayanmıştı Beth'in..
"Sam indir o silahı!" diye bağırdım. Birkaç kez gözlerini ben ve Beth arasında gezdirdi. Sonra içeriye sessizce giren Dean arkadan Sam'in kafasını yana doğru sertçe bastırınca yere fırladı. Silahını elinden alıp bana baktı.
"Evlat, Beth'i zindana götür." Zorla kafamı sallayıp onu kolundan tuttum ve sürükleyerek aşağı indirdim.Zindana gelince içerideki pentagramda Angel'ı ağlarken görünce durakladım. Beni ve Bethany'i görünce gözlerini silip ayağa kalktı. Rimeli yanaklarından boğazına kadar akmıştı. Beth'i de pentagrama soktum ve anneme yöneldim.
"Sen ne yapıyorsun burada?" dedim elini tutarak. Hala dolu gözleriyle bana acı acı baktı. Yardım ister gibi..
"Castiel.." dedi. Beth bize garipçe baktı.
"O.. Beni öldürmeye çalıştı." Sonra arkasını dönünce belki de hayatımın en kötü görüntüsüyle karşılaştım.Tişörtünün arkası yoktu. Sırtı melek kanadı halinde kesilmişti ve kanıyordu. Boynundan aşağı doğru da Şeytan Çıkartma ayini vardı. Beth'in gözleri korkuyla büyürken benim de gözlerim dolmuştu.
"A-Angel..." dedim sırtına elimi koyarak. Acıyla inleyerek bana döndü.
"Angel?!" Gelen şaşkın sesle arkama döndüm. Dean ona dehşetle bakıyordu. Angel ise kesik kesik inliyordu ve gözlerinin altı morarmıştı. Elini yanda duran kanlı yeşil bir çantaya uzatırken bile yüzündeki acı belli oluyordu. Çantayı zorla alıp açınca içinden bir bıçak çıkarttı. Değişik bir şey, taştan yapılma gibi..
"Dean, b-bu bıçağı al. To-Ah! Topeka'da Hillsburg Motelinde 1 numaralı odaya git." dedi ve bıçağı ona doğru uzattı. Ama Dean alamadan Angel yere devrildi. Gözleri hala açıktı.
"Beni buradan çıkarmayın.." dedi kısık bir sesle. "Eğer yaşamak istiyorsanız, yapmayın." Sonra gözlerini kapadı.
Bir yandan Beth'e bakarken diğer yanda annemi uyandırmaya çalışıyordum. Babam bunu yapmış olamazdı, bu kadar pislik olamazdı.
"Sen Beth'i götür yan tarafa. Ben onunla ilgilenirim." dedi Dean. Kafamı sallayarak Beth'in elini tuttum. Yan tarafa sokunca onu duvara dayadım.
"Bethany, nesin sen?" dedim gözlerimi gözlerine dikerek. Gözlerinde bir çok anlam taşıyordu, bu da beni korkutuyordu.
"Bilmiyorum." dedi ve bana sarıldı. "Yemin ederim, Bobby John. Bilmiyorum." Karşılık vermeyi istiyordum ama ellerim, kalbim buna izin vermiyordu. Ne oluyordu bilmiyordum. Bir yanım onu isterken diğer yanım defolup gitmesini istiyordu. Kafasını kaldırıp bana baktı. "Bana inanmıyorsun."
"İnanmak için bir sebep göremiyorum Bethany." Vücudumu saran kollarını geri çekti ve bana sertçe baktı.
"Sana inanamıyorum Bobby John! Bunu bana nasıl söylersin?" dedi işaret parmağıyla göğsümü ittirerek. Gözlerimi kapadım ve üç tane derin nefes aldım. Şu an işe yaramak zorundaydı, elbette Beth'in ağzını burnunu kıramazdım.
Biraz daha gözlerim kapalı beklerken arada oluşan boşlukla duvara doğru eğildim. Gözlerimi açınca Bethany'nin duvar ve benim aramdan çıktığını farkettim. Bana dolu gözleriyle acizce bakıyordu.
"Sana tek bir cevap vereceğim. Ama sonra beni öldüreceksin." dedi kesin ama titrek bir sesle. Ya söyleyeceği şeyden, ya da ölmekten korkuyordu.
"Söyle." dedim boğuk bir sesle. Ama ben de korkuyordum, bir daha kimseye güvenememekten.
"Bir gece rüyamda Angel'ı gördüm, anneni. Bana garip garip şeyler fısıldıyordu. Daha sonra ona biraz yaklaştım, hani belki duyarım diye. Tam önünde durunca gözlerini kapatıp açtı. Sapsarıydı. Çok korktum ama bana bu korkunun yersiz olduğunu, beni çok özel biri olarak gördüğünü söyledi. Sonra bana elini uzattı. Elini tutunca koluma bir şeyler oldu. Kendimi kaybetmiş gibiydim, güçlü hissediyordum. Sonra kolumda damarlarımın resmen göründüğünü farkettim. Uyanınca kolumda garip bir iz çıktı ama sonra yok oldu."
Duyuklarımı anlamak için aklımda tekrar ediyordum. Sonra gözlerimi kocaman açtım.
"Nasıl bir sembol?
Kolunu açıp gösterdi. Geriye doğru küfrederek adım attım.
Lanet olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Hayatım |SUPERNATURAL|- Bobby John Winchester
Horor"Seni artık tanıyamıyorum, ANNE.." Hayata acı bir veda edip iblis olan Angel, Cehennem'e kendini kaptırıp kötülüğün derin boşluğunda süzülmektedir. Onu bu hayattan kurtarmak imkansızdır. Tek çare ise mücadeledir. Peki bunu Winchester'lar, ama en öne...