20. bölüm

755 86 19
                                    

Kamp için son gündü ve yarın evlere döneceklerdi. Bu yüzden kamptakiler etrafı keşfetmek için ormanın içine dalma kararı almışlardı.

"Cidden neden bunu yapıyoruz yaa?" Dedi Tuğçe gıcık sesiyle. "400 avro verdiğim ayakkabılarım mahvolacak."

"Keşke insanlar avro ile beyin de satın alabilselerdi. Gerçi senin beynin buradaki en ucuz beyin olurdu sanırım."

Ceren bunu dediğinde Ayşegül gülmemek için kendini zor tutmuştu.

"Sen o küçük aklınla benle dalga mı geçmeye çalıyorsun? Seni paramla satın alırım ben."

"Eminim alırsın."

"Boşver Ceren, uğraşma şununla."

Ayşegül Ceren'i çekiştirip yürümeye başladığı sırada Selim ile göz göze gelmişti.

"Biraz konuşalım mı Ayşegül?"

"Sen hala benimle konuşacak yüzü nerede  buluyorsun? Uzak dur benden."

Ayşegül hızlıca ondan uzaklaşırken Selim iç çekmiş, bir anda koluna giren Tuğçe ile de irkilmişti.

"Boşver şu eziği Selim. Zaten seni hak etmiyordu."

Selim Ayşegül'ün arkasından bakmakla yetinirken Toygar da hızlıca Ayşegül'ün yanına gitmişti.

"Dikkatli olun Ayşegül Hanım, buralarda çok fazla taş var. Düşüp bir yerinizi incitmeyin."

"Kendi başımın çaresine..."

Ayşegül sözünü tamamlayamamıştı çünkü önündeki taşa takılıp sendelemişti. Neredeyse düşecekken Toygar onu belinden tutarak ayakta kalmasını sağlamıştı.

Ayşegül de istemsizce onun boynuna sarılmıştı.

"İyi misiniz Ayşegül Hanım?"

"İyiyim, bir problem yok."

"İyi misin Ayşegül?" Deyip yanlarına hızlıca Ceren gelmişti. "Normalde bu sakarlıkları ben yapardım."

"Bir an konuşurken fark edemedim taşı."

Toygar hala onun belini tutuyordu ve Ayşegül bunu fark edince hafifçe geriye çekildi. Toygar da onun belinden elini çekmişti.

"Üzgünüm, fark etmemişim."

"Sorun değil."

"Bir şeye ihtiyacınız olursa ben buralardayım." Deyip oradan uzaklaştı Toygar.

"Şuna bak, utandı resmen. Ayşeeegül, bu çocuk sana yanmış."

"Öyle şeyler söyleme Ceren."

"Ne? Yalan mı? Kaba saba birisine benziyor ama içten içe çok nazik bir insan. Özellikle de sana karşı. Sen Selim'den sonra kapılarını herkese kapamaya dünden hazırsın ama bence bunu yapma. Toygar sana değer veriyor, bence ona bir şans vermelisin."

"Bilmiyorum Ceren." Deyip arkasındaki ağaca yaslandı Ayşegül. "Toygar bana çok nazik davranıyor ve bana karşı hisleri var, bunu biliyorum. Ama daha yeni bir ilişkiden çıktım, Toygar'a net bir hissim olmadan ona umut vermek istemiyorum. Sonrasında onu üzmekten korkuyorum."

"Ah benim düşünceli arkadaşım ah, ne yapacağım ben seninle." Deyip ona sıkıca sarıldı Ceren. Ayşegül de gülüp ona sarılmıştı. "Sen her şeyi zamana bırak, olacağı varsa olur zaten inan bana."

"Öyle mi diyorsun?"

"Evet öyle diyorum. Hem Selim de artık kendi işine baksın. Tuğçe ile olmaktan gayet mutlu gibi duruyor. Yeter canım! Her ayrıldığınızda, aranız bozulduğunda Tuğçe'ye yakın olmasından ben bile bıktım."

"İnan ben de bıktım Ceren." Deyip yürümeye başlamıştı Ayşegül. Ceren de hızlanıp ona yetişti. "Belki de haklısındır. Belki de Toygar'a bir şans vermem gerekiyordur."

Ayşegül Toygar'a bakarken Toygar da bir an ona bakmış ve göz göze gelmişlerdi. Sonrasında Ayşegül hafifçe gülümseyip ona el salladı ve Toygar'ın bir an dünyası şaştı. Eli ayağına dolandı ve en sonunda Ayşegül'e el sallamayı başardı.

"Bu çocuk abayı yakmış cidden." Dedi Ceren daha da gülerek. Toygar ise utanıp sıkılarak olduğu yerden uzaklaştı.

"En sevdiğim kız tipi, erkeğini bir gülüşü ile etkileyebiliyor."

....

Abi hepimize birer paket Toygar sarar mısın? Ya da bir doz Toygartech aşısı olalım yeter *-*

Acemi Aşık (Toygar-Ayşegül)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin