3-kara gözler

4 1 0
                                    

Sabah gözlerimi güneş ışığıyla güne merhaba dedim kuşlarının sesi aynı bir melodi gibi belkide burada en sevdiğim zaman dilimi sabah tı
Dün akşam ki yapılan iğne sayesinde durumum biraz daha iyiydi ben üzerimi giymeye ve hazırlanmak için banyoya geçtim çıktığımda ateş ve kül kahvaltıya çoktan kurulmuş birşeyler yiyiyordular fısıltı sesimle

" günaydın "

geç kalmıştım bir an önce gitmeliyim" ateş kul koşsaniza geç kalıyoruz hep sizin yüzünüzden eğer kahvaltıda beni oyalamsaydınız geç kalmayacaktık hem konuşuyor hemde bahçede koşuyordum tabi koşarken arkamda biri vardı sanki baktığımda kimse yoktu önüme döndüm koşmaya devam ediyordum ama büyük bir kayaya çapmasaydım bu mümkündü ah kafam hemen aklıma gelenlerle mesafeyi açmak zorundaydım

ama mümkünatı yoktu topuzum göğsüne yapışmıştı ben kafamı çekmeye calişıyordum karşımdaki kaya ise beni itiyordu ikimizde cebeleşiyorduk dışardan nasıl göründüğümuz umrumuzda değildi üzerimizdeki veba varmış gibi birbirimizi itiyorduk kalbim yerinden çıkacakmış gibi daha da hızlanmiştı nefesim sanki yetmiyordu   atak  geçirmemem gerekiyordu  ateş nerdeydi beni neden bırakmıştılar karşımdaki her kimse benim durmamla büyük bir nefes çekti kalbim dahada hızlanıyor nefes almakta zorluk yaşıyordum zar zor çıkmıştı kelimler ağzımdan

" çan..tamın en arka gözün..de makas var alın ve biran önce ayırın bizi " karşımdaki aceleci bir şekilde makası aldı ama ne yapıyorsa beceremiyordu " hızlı olsanıza bir şeyi beceremediniz " emir kullanmam sanırım kızmış olmalı ki Anlamadığım birseyler söylüyordu en sonunda ayrılmıştık beni itmesiyle saçlarım özgürlüğüne kavuşmuş yüzümü kapatmıştı  ilaçlarımı  almam  gerekiyordu  okulda  kiriz  geçirmek  istemiyordum   titreyen  ellerimle  zorda  olsa  bulmuştum  hemen   ilaçlarımı    ağzıma  attım  sakinleşmek ve nefesimi   normale getirdim normale dönmüştüm   derse  geç  kalıyordum  bir an  önce  koşmam  gerekiyordu

Bir yanda koşuyor bir yandan kalemle saçlarımı topluyordum saçlarımı kimse görmemişti sevmiyordum zaten ama olan olmuştu sınıfin kapısı yarı acıktı demekki hoca gelmemişti ellerimle kalemi saçıma sokmaya çalışıyordum açık kalan kapıdan sınıfa girdim en arka boştu kimseyle göz teması kurmadan yerime gidiyordum

"Hadsiz hemen sınıfımdan defol " o hocanın sesimiydi yavaşça arkami döndüm sanki kırmızı görmüş boğa bana bakıyordu" ne duruyorsun Hemen terket burayı" bende gitmek istiyordum ama malesef gidemezdim üniversiteye bile yollamazdilar zaten son sınıftım aklıma gelen şeyle hocaya döndüm kimseden ses çıkmıyordu küçümseyen bakışlarla bana
bakıyorlar " hocam siz geçen gün kapı kapandıktan sonra kimse dersime gelmesin dediniz "

" evet "

İstediğim cevap da geldiğine göre sıradaki hamleme geçme zamanı

" hocam kapı zaten tam kapalı değildi yani ben sadece Aradan içeriye girdim kapı koluna bile dokunmadım " sınıfta kıkırdamalar çoğalmıştı ama kırmızı görmüş boğa hoca dahada ofkelendi dersine kaldığı yerden devam etti. Sanırım beni asla unutmazdı

Nihayetinde hocanın itici bakışlarının sonunda dersle beraber bende bitmiştim kendimi odüllendirmenin zamanı demli bir çay vazgeçilmezim eşyalarımı hızlıca kalem ve not defterimi çantama yerleştirmeliydim

" merhaba "
Duyduğum sesle kafamı kaldırdım bahçede gördüğüm kız dı bu neden benimle konuşuyordu ki merak dolu gözlerle " merhaba "

" hocanın verdiği gurup ödevine sende bizim guruptasin eğer müsaitsen kantinde bir toplantı yapalım " birde bu var dı hoca boş durmayıp ödev vermişti çok az dersimiz yokmuş gibi

Sesizligin  FısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin