Arkadaşlarıyla beraber oturup gülüşen bedene bir kez daha baktım ve kafamı resim defterime indirdim.Her zaman olduğu gibi onu çiziyordum. Mükemmel mimikleri, yan profili her şeyi mükemmeldi. Burnu, dudakları, gözleri, saçları......
Özenilerek yaratıldığı belli oluyordu.
"Yine mi?" Aniden yanımda beliren bedenle irkildim.
"Soobin-ah." Soobin gülümseyerek yanıma oturdu ve elindeki içeceklerden birini bana uzattı.
"Vazgeçmelisin." Uzattığı içeceği aldım ve resim defterimi kapatıp yanıma koydum.
"Bencede, vazgeçmeliyim." Arkama yaslandım ve karşımdaki bedene bakmaya devam ederken içeceğimi açtım.
"Aynı odada kalıyorsunuz ama sorsan adını bile bilmez. Neden illa devam ediyorsun? Şansını başka kişilerde denemelisin. Mesela homofobik olmayan birinde." Soobin'e kısa bir bakış attım ve omuz silktim.
"İstemiyorum, Yeonjun'u sevmeye devam edeceğim."
"Cidden. Tam bir aptalsın." Soobin'e karşı güldüm ve kafamı salladım.
İstesem saniyesinde vazgeçerdim ondan. Bende böyleydi. İstediğim kişiyle şansımı dener, hemencicik bağlanırdım o kişiye ama istemiyordum işte. Yeonjun'u istiyordum.
Homofobik olmasına rağmen.
"Şuraya bak, toplamış etrafına kızları. İğreniyorum sen nasıl seviyorsun ki?"
"Sen alışkın değilsin Soobin. Ben her gece başka kızlarla konuşmalarını dinliyorum."
"Woah, cidden." Soobin tiksinerek Yeonjun'a bakmaya başladığında kıkırdadım.
O kadar alışmıştım ki her gün başkasıyla konuşmasına, artık eskisi kadar acımıyordu canım. Alışmıştım.
"Onu sevdiğini öğrenirse? O zaman ne olacak?"
Soobin'in sorusuyla yutkundum.Bir bilsem.
"Ne bu böyle soru yağmuru. Kaç yıldır arkadaşız niye hala bunları konuşuyoruz?"
"Aklını yerine getirmeye çalışıyorum. Şahsen yüzde yüz karşıyım onu sevmene."
"Sence bu benim umrumda mı?" Alaylı bir ses tonuyla konuşurken yanımdaki defterimi aldım ve ayağı kalktım.
"Ne? Ne dedin? Ne demek umrumda mı?!" Gülerek adımlarımı hızlandırdığımda Soobin arkamdan gelmeye başlamıştı.
"Hiç değil hemde Soob."
"Öyle olsun! Nankör!" Soobin yorulup durduğunda kahkaha attım ve onu arkamda bırakıp okula ilerledim.
Soobin ile uğraşmaktan daha eğlencelisi yoktu.
~
Elimdeki kitaplarla beraber cebimden kartımı çıkartmaya çalıştım. Zorlu mücadeleden sonra sonunda kartımı cebimden çıkarttım, kartı kapının önündeki kilide uzattığım sırada kapının açılmasıyla durdum.
Yeonjun'du.
"Selam." Yeonjun gülümseyerek selam verdiğinde öylece kala kalmıştım.
Bu aynı oda arkadaşı olduğumuzu öğrendiğimiz günden beri ilk defa bana selam verişiyidi.
"S-selam?" Yeonjun elini bana uzattığında kaşlarımı çattım.
"Adın neydi?"
Tanrım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
\Badass Roommate\ -Beomjun-
Teen Fiction"Kendini kandırma Choi Yeonjun, her karşılaştığımızda deli gibi beni öpmek istediğini biliyorum."