/*𝟏𝟑*\

827 79 81
                                    

Başlık için fontu unutup unutup duruyorum

Sirius Black'in, yapacağı acımasız şakadan vazgeçmiş olması, hiç şaka yapmayacağının anlamına gelmiyordu. Bunun için gizlice Slughorn'un odasına girmesi gerekiyordu ancak pelerin kayıptı. Sirius Black kimin aldığını az çok tahmin edebiliyordu. E tabi, bir kişi odanın içerisinde görünmeden o fotoğrafları başka nasıl çekebilirdi ki?

Önce Natalie'den pelerini almalıydı. Ama nasıl?

Belki de pelerin ayağına gelirdi.

....

Natalie Jackson gece yatağında dönüp dönüp dururken Olivia onu dürttü.

"Hey! Artık dönmeyi bırak! Uyumaya çalışıyorum!"

"Hadi ama Olivia... Sende uyuyamamışsın belli. Hem birlikte mutfağa gidebiliriz..." Natalie bu lafları sanki bir çocuk edasıyla söylerken Olivia gözlerini devirdi.

"O pelerini vermen gerek artık. Bize ait değil. Tamam güzel, açıkçası bende çok seviyorum ama o onların."

"Offff! Ama bu son!" Olivia sevgili evladının köpek bakışlarına dayanamayıp onayladı.

Yanlarına hırkalarını aldılar. Birde piknik örtüsü.

Daha sonra pelerininin altına girip yatakhanelerinden çıkıp mutfağa doğru ilerlediler.

Armudu okşayıp mutfağa girdiklerinde evcinlerine masum köpek bakışlarını atarak, bir piknik sepeti istediler. İstediklerini aldıktan sonra teşekkür edip bahçeye doğru yol aldılar.

Bahçeye vardıklarında filch'in onları basabileceklerini düşünüp karanlık ormanın girişine ilerlediler.

Vardıklarında yere örtüyü serip üzerine sepeti koydular. Hırkalarını da giyip yiyeceklere yumuldular. İki genç kız ormanın ne görünen yerinde, ne de çok fazla derin yerinde değillerdi. Oldukları yer gayet güvenliydi.

"Bir daha bu keyfi yaşayamayacağız..."

"Üzülme Lie. Önemli olan yaşamış olmamız."

"Aslında bir daha yaşayabiliriz bu anı."

"Nasıl?" Dedi elmayı ağzına atarken Olivia.

"James sana farklı bakıyor. Hem bildiğim kadarıyla bu pelerin onun. Eğer okul bitmeden onun ile işi pişirirsen-"

Olivia elindeki elmayı Natalie'nin kafasına attı.

"Aptal aptal konuşma! Ben ve James imkansızız tamam mı!"

"Zamanında öyle demiyordun..."

"O zaman Lily etkeni yoktu."

"Hala yok. Hala bir ümit var. Farkında değil misin Olivia? Lily James'i sevmiyor bile. Bak, sana saçma gelebilir ama Severus Lily'den hoşlandığına göre aralarını yapabilirsin."

Olivia gözlerini devirdi. "Hayır Lie! Bu sefer James'in kalbi kırılacak."

"Seninde kırıldı?"

"Tamam bu konu burda bitti ve bir daha açılmayacak!"

Natalie eli ile ağzına fermuar işareti yaparak onayladı.

Sonrası ise Pek Değerli Filch.

....

Lanet olsun! Dedi içinden Natalie. Hani oraya gelemezdi?

"Büyük başarı bayan Jackson! Sayende bütün bahçeyi temizliyoruz."

Natalie ağzını açmadı ve işine devam etti.

....

Bütün gece bahçeyi süpüren Natalie ve Olivia sabaha karşı yatakhaneye girdi-

"Önce pelerin!"

Natalie yavaşça erkekler yatakhanesine girdi. Sirius'un yatağının yanına pelerini koydu.

Sonrası ise onun için uyumaktı...

....

Sirius sabah Remus'un zorlamaları ile kalktı yüzünü yıkadı, saçlarını düzeltti ve formasını giydi.

Cübbesini yatağınının yanından alacakken pelerini gördü.

"Gelmiş!" Çapulcular ona doğru döndü.

"Ne gelmiş?" dedi Peter.

"Pelerin!" Dediği anda hepsi Sirius'un yanına geldi.

"Şükür!"dedi James. Eğer kaybetmiş olsaydı babasına çok mahçup olacaktı.

Sirius parlayan gözler ile pelerine bakarken aklına bu sefer daha farklı bir şaka geldi.

KIZLAR YATAKHANESİNE GİRİP NATALİE'NİN YATAĞININ ÜZERİNE BİR DÜZENEK İLE SİMLİ BOYA KOYACAKTI.

....

Sirius o gün Natalie'yi hiç görmemiş ve merak etmişti. Hasta olduğunu düşünüp biraz endişelense de Olivia'dan cezaya kaldıklarını ve yorgun olduğunu duyup rahatlamıştı.

Düzenek için ders arasında kızlar yatakhanesine girip Natalie'nin tavana simli boyayı koymuştu.

Tüm düzenek hazır olduktan sonra Natalie'yi uyandırmak kalmıştı.

"Hey! Hey artık uyanma vakti uykucu!"

Natalie yavaşça gözlerini açtı.

"Ne oldu?"

"Kalk artık Mcgonagall seni çağırıyor." Natalie karşında Sirius'u görünce önce bir şok oldu.

"Hey! Burada ne işin var!?"

"Seni özledim yavrum. Hem bıdı bıdı etme kalk hadi."

Sirius yavaşça uzaklaştı. Natalie ise gözlerini ovuşturarak kalkıyordu ki- bileğine bağlı olan ipler sayesinde boşalan simli boyalar ile heryeri boya oldu.

Onu kahkahalar ile izleyen Sirius Natalie'ye doğru konuştu.

"Daha beterini düşünüyordum ama sana kıyamadım. Bununla idare et." Artık karnını tutarak gülüyordu.

Natalie bileğinde olan ipleri çıkarıp Sirius'a koştu. Sirius geldiğini görünce hışım ile koşmaya başladı.

Sirius tam yatakhaneden çıkıyordu ki profesör Mcgonagall ile karşılaştı.

Mcgonagall anında ne olduğunu anlayabildiği için beklemeden konuşmaya başladı.

"Siz bay Black, kızlar yatakhanesine girdiğiniz için ve muhtemelen bayan Jackson'ı bu hale siz getirdiğiniz için bir hafta boyunca ceza! Ve bayan Jackson, derslere girmediğiniz ve şakanız için bir hafta boyunca ceza! Şimdi ne haliniz varsa görün!"

Mcgonagall hışım ile yatakhaneden çıkınca iki genç oflayarak yatağa doğru kendilerini attılar.

Sirius Natalie'ye döndü ve konuşmaya başladı.

"Yaptığın şaka güzeldi. Gözüme fazlasıyla girdin."

"Sus bay Black! Sinirlerim çok bozuk!"

"Maalesef susamam. Çünkü senin ile cezaya kalmak benim için bir onurdur bayan Black..."

Bölüm tam bölüm gibi olmadı. Bir sonraki bölümde telafi edicem umarım, kusura bakmayın.
Hepinize kucak dolusu öpücüklerimi gönderiyorım.

 Hepinize kucak dolusu öpücüklerimi gönderiyorım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐓𝐡𝐞 𝐦𝐚𝐫𝐚𝐮𝐝𝐞𝐫𝐬'𝐬𝐢𝐫𝐢𝐮𝐬𝐛𝐥𝐚𝐜𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin