Canlarım ciğerlerim sizleri çok özledim memlekete geldiğim için internet sıkıntısı çektim ve burada kardeşimle uğraştım biraz, çok vaktim olamadı hepinizden çokça özür dilerim☺️🙃
Birde merak edip yazanlar beni çok duygulandırdı hepinizi çok seviyorum güzel okuyucularım 💗
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalar ✨
Yazarın ağzından 1 hafta sonra Natalie bu hafta Sirius ile hiç konuşmamış hatta ve hatta Sirius kendisiyle iletişime geçmeye çalışırken ondan resmen kaçmıştı. Marlene ile Sirius'u yan yana görmek canını sıkmıştı Natalie'nin. Yine günlerden bir salı günüydü. İlk ders bitkibilim olmasına karşın Natalie çok üzgündü. Herkes bilirdi ki bitkibilim dersinde en iyi öğrencilerin başında gelirdi Natalie Jackson. Bugün mutsuz olmasının nedeni Sirius değil, o sabah kahvaltıda annesinden azarlayıcı bir mektup almasıydı. Natalie yinede haline şükrediyordu. En azından bir çığırtkan almamıştı. Natalie genelde azarlayıcı mektuplar alırdı ancak bu sefer ki çok farklıydı. Annesi Natalie'nin yaralandığını öğrenmiş ve o sırada büyü yapamadığı için azarlamış ayrıca kendilerine mektup yazmadığı için kızdığını belirten bir mektup yazmıştı. Natalie annesinin geçmiş olsun, şimdi nasılsın?, umarım bir yerinde bir şey yoktur gibi şeyler yazmasını beklemişti. Ancak o beceriksiz demese bile onu andıran yazılar yazmıştı.
Dersliğe girdiklerinde sağ tarafında Olivia sol tarafında ise James vardı. Genelde ikisinin arasına girmezdi *bol bol kavga ettikleri için arada kalırdı* fakat bu sefer umursamamıştı. Zaten Olivia ve James, Natalie'yi anladıkları için iletişime bile geçmemişlerdi.
Sirius karşısında üzgün şekilde duran nişanlısına baktı. Neden böyle olduğunu düşünebiliyordu. Birbirlerinden uzak yerlerde otursalar bile mektup geldiğini görmüştü. Kendisinden bir haftadır kaçtığının da farkındaydı, bunun nedenini de anlıyordu. Sirius Natalie'nin kendisine trip attığını düşünüyordu. Bu düşünce onun sırıtmasına sebep oluyordu. Yine boş boş sırıtırken profesörün, "En son ne anlatıyordum bay Black?" demesi ile kendine geldi. İlk kez diyecek bir şey bulamamıştı.
"Bay Black? İyimisiniz?"
"Profesör başım çok dönüyor, hayali şeyler görüyorum. Galiba amel defterim kapanmak üzere... Şu son günümde bir madama uğrasam nasıl olur?" demesi ile profesör dahil tüm sınıf göz devirdi. Sınıftan drama Queen, yine buldu birşeyler, palavracı gibi uğultular çıkıyordu.
"Bay Black bu sefer inanacağımı düşünüyorsanız yanlış düşünüyorsunuz demektir. Sizin için en baştan anlatacığım." dediğinde sınıfta off'lar yükseldi.
....
Son derste bittikten sonra yemek için büyük salona doğru yol aldılar. Sirius önünde Natalie'yi görmesi ile çapulcuların yanından koşarak Natalie'nin yanında koştu. Kolunu kızın omzuma attıktan sonra konuşmaya başladı.
"Görüşemiyoruz."
"Daha ne istiyorsun?"
"Cık cık cık benimle ters bir şekilde konuşmayı bırakman gerek canım."
"Bırak seninle ters konuşmayı, bundan sonra seninle düzde konuşmayacağım."
Sirius Natalie'nin yüzüne bön bön baktı.
"Bana öyle bakma! Senin ile iletişime geçmek istemiyorum!"
"Aah hadi ama Natalieee, sen hala Marlene-"
"Hayır ben onda kalmadım. Hem sen ve ondan banane. Şimdi yanımdan gidersen sevinirim."
"Offff şimdi ben trip mi yiyorum?"
"Trip yenmez canım."
"Atılır mı?"
"Salak trip ele gelen birşey mi?"
"Of Natalie... Tamam en zeki sensin."
"Evet en zeki benim. Sende- sende geri zeki yani ✨ GERİZEKALI ✨ 'sın."
Sirius yüzünü buruşturdu ve, "Ha ve ha." diyerek Natalie'nin önünden geçerek büyük salona ulaştı. Her zaman ki yere oturarak yemeğe başladı. Bu akşam yemeğinde Dumbledore olmadığı için bir saat konuşma dinleyip karınları guruldamıyacaktı.
Natalie büyük salona girdiğinde ne kadar büyük tesadüf ki bir tek çapulcuların hep oturduğu yer boştu. Oflayarak Olivia ile oraya geçti.
Natalie'nin geldiğini gören Sirius yine ve yine sırıtmasını engelleyemedi.
Olivia Sirius'un yanına, Natalie de Olivia'nın yanına geçti. Onların ardından gelen James Sirius'un yanına Remus ve Peter karşılarına geçerek oturdular. En son gelen Lily ve Marlene ise Remus ile Peter'ın yanına doğru geçtiler.
Marlene konuşamaya giren ilk kişi olmuştu. "Bugün çok somurtkandın Jackson. Hayırdır annen çok mu azarladı seni?" diyerek kıkırdamaya başladı.
Natalie sinirden kızardığını hissedebiliyordu. Ancak cevap vermeyecekti.
Lily Marlene'i dürtmesine rağmen Marlene devam etti. "Cevap vermeyide unutmuş hanımefendi..." dediğinde Sirius konuya girdi.
"Marlene boş boş konuşacak isen karşı tarafımızda olan Slytherin masasına geçebilirsin. Orada seni çok sevgili(!) kuzenim Bellatrix bekliyor zaten." diyerek konuyu kapattı.
Natalie ağzını yine açmamıştı. Sirius'un onun için konuşması hoşuna gitmişti oysaki...
Marlene ise Sirius'a hayal kırıklığı ile bakıyordu. Sirius'un kendisine katılacağını düşünmüştü fakat Sirius'un her zaman haklının yanında olduğunu unutmuştu. Ne olursa olsun, araları kötü bile olsa haklı olanı tutardı Sirius. Hele ki haklı olan nişanlısı ise...
O konuşmadan sonra James kötü havayı kovmak amacı ile konuşmaya başlamıştı.
"Olivia bugün yine ne kadar malsın(!)"
Tabi Olivia altta kalırmı,
"Hah sen aynaya bak önce. Bugün üzerinde olan kedili yeleği görmediğimi sanma."
James'in gözleri büyümüştü. Sevgili komşusunun gönderdiği ve giydiğine dahil kanıt olarak hareketli fotoğraf çekindiğini birtek kendisi biliyor sanıyordu.
"Sen- sen beni mi takip ediyorsun?"
Olivia kahkaha attı. "Evet hemde kendi kameram ile..." dediğinde Natalie'de Olivia'ya katılarak kahkaha attı. Natalie'nin kahkaha attığını gören Sirius'ta kahkaha atınca bozulmuş olan Marlene dışında herkes kahkaha atmıştı.
James ise... Sadece Olivia'nın gülümsemesine takılmıştı...
☾ 🔭 𖨆♡︎𖨆
Selam canlarım nasılsınız umarım iyisinizdir
Başta da yazdığım gibi memlekette olduğum için yazamadım sizi çok beklettim bunun için gerçekten üzgünüm
Birde umarım yangın olan yerlerde değilsinizdir ben gerçekten çok üzüldüm bunu yapanların Allah belalarını versin, hepsi bulunup eziyet çektirilerek gebersin amin🤲
Umarım beğenmişsinizdir oy ve yorumlarınızı unutmayın💗