2

2.1K 165 243
                                    

"Senin adın neydi?" Arka koltuktan ses gelmeyince kafamı arkaya çevirdim. Yaralı adamın baygın olduğunu gördüm. Belki de adam Hakkın rahmetine kavuştu, nereden biliyorsun uyuduğunu? Nefes aldıkça inip kalkan göğsünden! Varlığını unuttuğum Manuel'in telefondan çıkan sesini duymamla kafamı tekrar ön cama çevirdim.

"Adı Mattia. Adını amcam koymuş. Çünkü adını koyacak ne bir babası ne de annesi kalmıştı hayatta." Manuel'in sesindeki acı içimi sızlatmıştı. İçinde bulunduğumuz durumda beni kahrediyor. Sen sus, duygusuz.

"Anlamı ne?" diye sordum. Bakışlarım benden bir hamle bekleyen roketatarı tutan adama çevrildi. Omzumdaki sızı tekrar başladığında dişlerimi sıktım.

"Annesi doğuma girdiğinde vücudunun birçok yerinde kurşun varmış. Annesinin yaşamasını bile beklemezken karnındaki bebeğin hayata tutunması bir mucizeymiş doktorlar için. Ama O, mucizeyi gerçekleştirmiş sağlıklı bir şekilde doğmuş. Amcam da ona 'Tanrı'nın armağanı' demiş . Adını Mattia koymuş. "

" Tanrı'nın armağanı demek. Ben bu armağanı pek sevmedim. Çabuk pes etti baksana bayıldı. "

" Şu bulunduğunuz durumdan bir çıkış yolu var mı sence? "

" Bu adamlar yaklaşık 5 dakikadır bekliyorlar. Neyi bekliyorlar? Bizi öldürmek isteseler çoktan havaya uçmuştuk. Dertleri ne bunların? "

" Kamerayı roketatarı tutan adama çevirebilir misin? "

Elime telefonu alıp arka kamerayı açtım. "Bu mesafeden adamı görebilecek misin? "

" Elindeki telefon son model, "dedi alayla. Şuna bak bize hava atıyor.

" Manuel senin o havanı münasip bir yerine... Neyse. Elimdeki son model telefonun o müthiş kamerasından adamların kim olduğunu görebildin mi?"

" Tam seçemiyorum ki camdaki tozdan. "

Arabanın camını aşağı indirip telefon olan elimi dışarı çıkardım. Telefonu adama doğru döndürdüm. Bir de el sallayın da tam olsun. Aslında fena fikir değil. Saçmalama Arıza. İçimden geçenleri adam sanki duymuş gibi boşta kalan elini havaya kaldırıp salladı. " Manuel? "

"Bu siktiğimin herifinin ne işi var orada?!"

Elimi içeriye sokup camı tekrar kaldırdım. Telefonun ön kamerasını açıp telefonu tekrar gösterge paneline koydum. Manuel'in yüzünde şaşkınlıkla beraber öfke vardı. "O şey ettiğinin herifi kim oluyor acaba?"

"Giorgio. Büyük bir mafyanın veliahtı."

"Yani? Bu çatlak adam neden az önce kameraya el salladı?"

"Bilmiyorum, bekle." Manuel kameranın açısından çıktıktan yaklaşık 2 dakika sonra geri geldi. Bana sanki uzaylıymışım gibi bakıyordu.

"Ne oldu?"

"Yok bir şey. Arabayı çalıştır dümdüz yoluna devam et. Senin geçmene izin verecekler."

"Nasıl?"

"Soru sorma da dediğimi yap, Mattia daha fazla dayanamaz." Başımı sen bilirsin der gibi salladım. Bok kokusu alıyorum Arıza. Ben de. Kontağı çevirdiğimde Manuel'in bana olan dik bakışlarına karşılık ofladım. "Senin adın ne?" Sorsana bunu sormak şimdi mi aklına geldi?

"İlk önce bana öyle dik dik bakmayı kes Manuel. İsmim Azra."

Manuel gözlerini benden kaçırıp "Affedersin Azra," dedi.

"Şimdi bu adamlar bizim geçip gitmemize öylece izin verecekler doğru mu anlamışım?" Manuel başını salladı. "O zaman herif niye roketatarı bize doğrultuyor?"

ARIZA'LI Azra İtalyan AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin