9

11.8K 676 39
                                    

Merhaba!

Lütfen desteklerinizi esirgemeyin. <3

İyi okumalar!

Önceki bölümden;

"Hades, bana bu kadar yakın olmamalısın."

"Neden?" diye sordu açıkta duran omzumu öperken.

"Çünkü hala Kore'nin izlerini taşıyorsun. Ben Hera gibi kalamam." dedim. Mühürünü yeraltındaki ağaca feda etmişti ama hala Kore'den söz edildiğinde bakışları değişiyordu. Onun kalbinde başka birisi varken kalbine sığınamazdım.

Kafasını omzumdan kaldırdı. Arkamdaki sıcaklığının kaybolmasıyla geriye çekildiğini anlamıştım. Kapının kapanma sesiyle gözlerimdeki yaşları tutamamıştım.
Elbiseyi üzerimden sıyırdım ve dolabın kenarına doğru ayağımla ittim. Yatağın örtüsünü kaldırıp içine girdiğimde bile hala gözlerimden yaş akıyordu. Bu üzüntünün bana bıraktığı etkiyi yok etmeye çalışarak uyuyakaldım.

Aynadan kendime bakıyordum. Gözlerim kızarmıştı ve ten rengim solmuştu. Saçlarımı taradım ve yukarıdan at kuyruğu yaptım. Ayağa kalktım ve odadan çıktım. Merdivenlerden indim ve yemek masasına doğru yürüdüm. Kahvaltı hazırdı ama Hades masada yoktu. Artık aklıma takılması gereken Hades olmamalıydı. Masaya oturup kahvaltımı yaptım.

Kahvaltım bitince ayağa kalktım ve tapınağın kapısından dışarı çıktım. Bahçenin içine girdim ve çiçekler için güzel sözler fısıldadım. Nergislerin arasına sıkışmış olan kırmızı gülü kopardım ve elime aldım.

Bahçeden çıktım ve yürümeye başladım. Hades'in tapınağını geçince kanatlarımı açtım ve Apollon’un tapınağına doğru uçtum.

Apollon’un tapınağının kapısını itip içeri girdim. Apollon, masada oturmuş meyve yiyordu. Karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum.

"Günaydın Lia! Hades ile gideceksin sanıyordum."

"Tek gitmem daha iyi olur diye düşündüm."

"Eğer Olimpos'a tek gidebilseydin." diye devam ettirdi cümlemi. Kafamı aşağı yukarıya salladım. Elindeki kirazları tabağına koydu. Ellerini masanın üstünde duran bezle sildi ve ayağa kalktı. Elini bana uzattı. Elini tuttum ve beyaz ışığın bizi çekmesini izledim.

Gözlerimi açtığımda Olimpos’ta olduğumuzu gördüm. Eksik olan tek kişi Tanrı Ares'ti.

"Ares için kalkıp geldim ve yok mu?" dedi Poseidon.

"Ona biraz zaman tanıyın. Onun için zor." diyerek oğlunu korudu Hera.

"Ona zaman tanıdığımız için buradayız Hera." dedi Artemis. Hera tam ona cevap verecekti ki Ares tahtında belirdi.

Arkamda duran havuza oturdum tekrardan. Alacakları karar beni bağlamıyordu. Sadece evime gitmek istiyordum. Tanrılar ve tanrıçalar yerlerine oturmuş, Dionysos’ta kadehlerini doldurmuştu. Zeus alınan karar için söze girdi.

"Dün Hades'e sunulan anlaşmayı gerçekleştireceğiz."

"Benim itirazım var!" dedi Demeter. Kimse ona cevap vermedi.

"Öncelikle Afrodit ve Hephaistos'un boşanmasını gerçekleştireceğiz."

"Zaten gerçek bir evlilik değildi." dedi Afrodit gülerek.

"Hayır, sen sadık bir eş değildin." dedi Hades. Herkesin bakışları ona dönmüştü. Zeus bile susuyordu bu cevaba.

Hera ayağa kalktı ve Afrodit ile Hephaistos'un ortasında durdu. Birkaç cümlesinden sonra yerine geri oturdu. Onları boşamış mıydı şimdi?
Afrodit'in gülerek Ares'e bakması bunun cevabını veriyordu aslında.

"Sıradaki Demeter." dedi Zeus ve devam etti. "Gücünü sadece insanlara adayacak, gücünü kendin için savunmayacaksın."

Zeus'un sözlerinin bitmesiyle, Demeter'in göğsünde yeşil bir ışık belirdi ve söndü. Bunun ne demek olduğunu bilmiyordum.
Demeter'in ağlamasıyla bakışlarımı Ares'e çevirdim. Sıkılmış gözlerle etrafa bakarken göz göze geldik. Bana tehlikeli bir şekilde güldü. Ben olmasaydım planı gerçekleşebilirdi.

"Ares, seni bekliyoruz." dedi Hera.

Ares, ayağa kalkmadan elindeki kâğıdı Hades'e doğru uçurdu. Hades, eline gelen kâğıdı okudu ve güldü. İşler onun istediği gibi olmuştu.

"Umarım bir sorun kalmamıştır." dedi Zeus.

"Hayır, her şey olması gerektiği gibi." dedi Hades.

Zeus'un bakışları beni buldu. Artık evime gitme zamanı gelmişti demek.

"Poseidon Kızı Lia." dedi ve babama baktı.
"Babanla konuştuk ve güçlerinin oldukça güzel kullanabildiğini fark ettik. Bu yüzden yarı tanrı okulunda eğitim görmeni ve yarı tanrı okulundaki kardeşlerinle tanışmanı istiyoruz."

Ayağa kalktım. Böyle bir şey olamazdı!
"Bu kararı alırken bana sormadınız! Beni ölümlü çocuklarınızla aynı yere sokamazsınız!" dedim sinirle.

"Böylesi senin için iyi olacak Lia." dedi babam.

"Benim iyiliğimi 204 yıl öncesinde düşünmeliydin Poseidon!"

"Aldığımız karar bu." dedi Zeus. Tekrardan söze girecekti ki araya ben girdim.

"Kimlerin aldığı karar? Bu karara on iki tanrı ve tanrıça mı karar verdi?"

"Ben bir şeye karar vermedim." dedi Apollon gülerek. Zeus'un sinirli bakışları onu buldu ama bunu umursamıyordu.

"Tanrıların ve tanrıçaların oylamasını istiyorum." dedim ve babama baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu.

"Bu mükemmel kızın, yarı tanrı okuluna gitmesini istemeyenler el kaldırsın." dedi Apollon ve elini kaldırdı. Ona gülerek bakıyordum. Apollon'dan sonra Artemis, Athena, Dionysos, Hephaistos el kaldırmıştı.
Sadece beş kişiydiler gitmemi isteyen tanrı ve tanrıçalar ise yediydi. Hades'e çevirdim. Gözlerime bana bakıyordu. Elini kaldırmasını bekliyordum ama yaptığı tek şey gözlerime bakmasıydı.

"Tanrılar ve tanrıçalar oylamasında gitmen kararlaştırıldı. Buna bir itirazın var mı?" dedi Zeus.

"İtiraz değil ama bir isteğim olacaktı." dedim sakince. Hayatım boyunca kimseden minnet istememiştim. Şimdi de istemeyecektim. Zeus, elini bana çevirdi ve konuşmamı bekledi.

"Ares, Demeter ve Afrodit, Hades'e saldırdığında Ερημος'u kapatmak zorunda kalmıştım. Ερημος'ta yaşayan halkım ben dönene kadar orada tutsak bir şekilde yaşayacak. Onlara durumu açıklamak ve evimi iyi bir şekilde emanet etmek istiyorum." dedim ve bekledim.

"Bunda herhangi bir sıkıntı yok." dedi Zeus. Kafamı aşağı eğip aşağı yukarı salladım. Babam yerinden kalkıp yanıma geldiğinde gözlerimi ondan alıp Hades'e çevirdim. Onda yaşadığım hayal kırıklığını ifade edecek kelimelerim yoktu.

Babam gelip elini uzattı. İlk gün geldiğim gibi elini değil, üstündeki mavi ceketi tuttum. Gözlerimi Apollon'a çevirdim. Gülen gözleriyle bana bakıyordu. Sol elimi kaldırıp ona el salladım.
Bana yaptıkları için küçük bir teşekkürdü sadece.
Belki de bir veda.

Gözlerimi çevirip son kez Hades'e baktım. Sırtını tahtına yaslamış, elinde kadehiyle bana bakıyordu.

Işığın parlayıp bizi çekmesiyle Hades kaybolmuştu. Dolmuş gözlerimle ona vedamı etmiştim.

_____________________________
817 kelime.
Bölüm notları hariç.

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Hades'in PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin