Hades'in Perisi

29

Merhaba!

Multimedya : Lia&Hades temsili.

(Fotoğraflar bölüm sonunda.)

Lütfen desteklerinizi esirgemeyin. <3

İyi okumalar!

Önceki bölümden;

"Aurasını hissedebiliyor musun?" diye sordum.

"Evet... Ateş ve toprak... Toprak daha baskın."

"Dedesine çekmiş." dedim gülerek.

"O benim çocuğum. Bana çekmeli."

"Ama bana çekti. Unuttun mu Poseidon'dan olmayım." dedim gülerek.
Hades, cevabıma karşılık homurdandı ve miniğimizi kucağına aldı ve fısıldadı.

"Artık bir ailem var."

"Artık bir ailemiz var."

Hades, miniğimi kucağıma bıraktı ve odadan dışarı çıktı.

Kucağımdaki miniğim gözlerini açarken kıpırdanmaya başladı. Yeni doğmuş olmasına rağmen oldukça uzundu. Kollarım miniğim kıpırdadıkça tutmakta zorlanıyordu. Hades, elini uzattı ve miniğimi alıp Artemis'in kucağına bıraktı.

"Sanırım yeni anne biraz yorgun." dedi Hera gülerek.

"Verdiğin iksir sayesinde iyiyim." dedim. Gülümserken. "Gittiniz sanıyordum." diye devam ettim.

"Hayır, bebek bakmak o kadar kolay değil. Emzirmeyi göstermek için kaldım." dedi Hera.

"Bende Dionysos’u kızdırmak için. Kendisi gelemediğini için iddiayı kaybettiğini sanıyor." dedi Apollon kahkahalarla gülerek.

"Apollon!"

"Efendim kardeşim?"

"Lütfen sus artık." dedi Artemis bıkkın bir şekilde. Onun tavrına güldüğümde Apollon hiç umursamadan Hades'e bir şeyler söylüyordu. İçeri giren Yuan ile yataktan doğruldum.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordu, Hades.

"Odamıza. Kıyafetimi değiştirmek istiyorum." dedim. Yanıma gelip beni kucağına aldı. Saniye içerisinde beliren ışıkla odamıza gelmiştik.

Hades, beni yavaşça yatağa bıraktı. Sırtımı yatağın başlığına dayadım ve onu izlemeye başladım. Dolabımızı açarak birkaç elbisemi kenara ayırdı. O sırada onu izlerken göğüs uçlarımda bir sızı hissettim. Elim göğsüme gittiğinde sızı daha çok arttı. Sütüm gelmeye başlamıştı. Hades, arkasını döndüğünde elimi çektim ve ona baktım. Mavi elbiseyi yatağın üstüne bıraktı. Yanıma geldiğinde elbisemin kenarından açıp üstümden çıkardı.

Elimi karnımın üzerinde gezdirdim.
Karnımı uzun bir aradan sonra düz görmek oldukça tuhaf gelmişti. Miniğimin varlığına karnımda çok alışmıştım. Mavi elbiseyi üstümden geçirdi ve bağladı. Elbisemin üstü mavi tül ve üstündeki gümüş işlemelerle yapılmıştı. Kollarında da gümüş bakışlar vardı. Eteğimin tülü tekrardan maviydi ve uçlarında gümüş taşlarla nakış yapılmıştı.

Ayağa kalkıp yerdeki kirlenmiş elbiseyi odanın kenarında duran büyük sepete koydu. Arkasını döndüğünde ayağa kalktım. Tekrardan yanıma gelip eğildiğinde onu durdurdum.

"Biraz yürüsem iyi olur." dedim. Alnımdan öptü ve kolunu kırdı. Koluna girdiğimde kapıyı açtı ve koridora çıktık.

Yeraltı sarayında çalışan ruhlar beni görüp kutluyordu. Miniğimize iyi dileklerini sunuyorlardı. Yaklaşık bir yıllık evliliğimde onlar için iyi bir düzen sağlamaya çalışmıştım. Onların aileme böyle yaklaşması iyi bir düzen kurduğumu gösteriyordu.