27

8.5K 577 64
                                    

Merhaba!

Multimedya : Lia&Hades temsili.

İyi okumalar!

1 yıl sonra...

"O gün geldiğinde Tanrı Zeus, annesi Rhea'nın onu sakladığı mağaradan çıktı ve kardeşlerini babasından kurtarmak için savaştı."

"Peki ya sonra ne oldu?" diye sordu küçük Dionysos melezi. O, pek şahit olunmayan bir melezdi.

"Zeus, Poseidon ve Hades evren için bir karar almak zorundaydılar.
Zeus gökyüzünü,
Poseidon yeryüzünü ve suları,
Hades ise yeraltını seçti.
Böylece evrenin ilk adımları atıldı."

"Yeraltı korkunç bir yer mi?" diye sordu birisi.

Kafamı yana doğru eğip baktığımda bunun küçük Joshua olduğunu gördüm. Kendisi sekiz yaşındaydı ve Apollon’un en küçük meleziydi.

"Ben orada yaşıyorum. Buraya çok benziyor. Sadece gün ışığı ve bitkiler yok." dedim gülümseyerek.

"Tanrıça Lia, siz bizim aura derslerimize siz mi gireceksiniz?" diye sordu biri. Sarı saçlı genç bir çocuktu. En fazla on yedi yaşındaydı.

"Hayır, sadece bu hafta için sizinle olacağım." dedim.

"Tüm sene burada olmanızı isterdim."

"Dersleri güzel anlatıyorum farkındayım." dedim gülerek. Karşımdaki melezler bana eşlik ederek güldüler.
"Ama aynı zamanda yeraltı kraliçesiyim ve Ερημος'u yönetiyorum. Zamanımın çok olduğu söylenemez."

"Çok güzelsiniz. Umarım zamanınız bol olur buraya gelirsiniz." dedi tekrardan.

"Sen Zeus'un oğluydun değil mi?" diye sordum.

"Evet." dedi gururlu bir sesle.

"Aynı babana benziyorsun." dedim gülerek.
Poseidon ya da Apollon’un çapkınlığını biliyorduk. Ama Zeus'un fantezilerine basit bir çapkınlık demek imkansızdı.

Ayağa kalkarak elbisemin eteğindeki çimenleri sirkelerdim. Bu ders için getirdiğim büyük kazanı ve iksirleri kucağıma aldım ve okula doğru adımladım.

Atina Yarı Tanrı ve Tanrıça okulundaydım.

Derslere giren profesörlerden biri yeni melezleri alma görevine gitmişti. Yerine Artemis'in önermesiyle derse ben gelmiştim.

Daha önceden yaşadığım birkaç olayın üstüne, Hades gitmeme karşı çıkmıştı. Ama aynı düzenin içerisinde dönmenin de sıkıcı olduğunu ona söyleyerek buraya gelmiştim.
Bu açıklama yüzünden bana alınsa da güneşin batmasıyla yeraltına girme sözüm onun alınganlığını söndürmüştü.

Binanın içine girip adımlarken elim belime gitti. Normalde hafif olan kazan şimdi bir dağmış gibime geliyordu. Belimdeki elimi bozmadan kazanı masaya bıraktım. Kullandığım oda giriş kattaydı ve büyük bir bahçesi vardı. Bu odayı kendim seçmiştim. Yeraltında üzerinde çalıştığım bitkileri burada gözlemleyebilmek için.
Güzel bitki kokuları derince içime çektim ve kalan çalışmama devam ettim.

●●●

Güneş yavaşça kızıla dönmeye başladı. Üstünde çalıştığım bitkileri yanımda getirdiğim siyah bir çantaya dikkatle koydum. Kullandığım malzemeleri küçük bir gizleme büyüsüyle sakladım. Çalışmam sıradan bir çalışma değildi. Yeraltında açan çiçeğin atalarını inceliyordum. Belki aynı türden bir bitki bulup onu da yeşertebilirdim.

Yeraltı geçidini oluşturdum ve taht odasından içeri girdim. Hades tahtında oturmuş elinde kadehiyle bana bakıyordu.

"Geç kaldığımı düşünmüyorum."

Hades'in PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin