Cedric hastaneden çıkalı 2 hafta olmuştu ve artık bu konu gündelik konuşmalarımızdan çıkmıştı. 1 ay sonra sınavlar başlayacaktı ve ben onunla daha az hatta belki de hiç görüşemeyeceğim için üzülüyordum.
Her zamanki gibi durgun bir perşembe günüydü. Ben, Hermione ve Ron akşam yemeğindeydik, Harry ise -ben hariç- her kızın dibinin düştüğü şapşal Lockhart ile cezadaydı.
Hermione son zamanlarda iyice hayranı olmuştu Lockhart'ın. Biz üçümüz ise bu duruma birazcık iğreniyorduk. "Sizce Harry'e ne ceza vermiştir ?" diye sordu bize. "Eminim o aptal, aptal hayranlarına cevap veriyordur ve Harry de yardım ediyordur" "Ona aptal deme Ron" diye çıkıştı Hermione.
Ben onunla bu konuyu milyon defa konuştuğumdan artık pes etmiştim. Onlar tartışmaya devam ederken göz ucuyla Hufflepuff masasını kesiyordum. Birkaç dakika sonra Cedric'i bulmuştum. Bakabildiğim kadar baktım sonra kafasını hareket ettirir gibi olunca tekrar yemeğime döndüm.
"Hadi ama Hermione 3-4 saattir cezada, sencede biraz fazla değil mi?" dedim yumuşak bir sesle. Haklı olduğumu bildiğinden omuzlarını silkti ve yemeğine devam etti.
10 dakika sonra yemeklerimizi bitirip hala gelmemiş olan Harry'i bulmak için koridorlara çıkmıştık. Köşeyi döndüğümüzde aniden durduk çünkü o da koşarak gelmişti ve şaşırmışa benziyordu.
"Harry!" dedi Hermione. "Sizde duyuyor musunuz ?" dedi ve yüzümüze bakmadan duvarlara baktı. "Hayır Harry ses falan yok" dedim telaşlanarak. O koşmaya başladığında onu takip ettik.
**
"Siz dördünüz hariç" dedi Dumbledore, önce duvardaki "Sırlar Odası açıldı. Varis'in düşmanları kendinizi kollayın" yazısına sonra bize bakarak. Kalabalık dağılınca sordu "Burada ne işiniz vardı ?" Dördümüz de birbirimize baktık ama hayatta inanmayacağımız bir şey oldu ve Snape bir iki adım atıp konuştu.
"İzninizle Profesör Dumbledore, bence Potter ve arkadaşları yanlış zamanda yanlış yerdeydi, fakat ben Potter'ı yemekte görmedim" Lockhart araya girip Harry'nin onunla olduğunu söyleyince Hermione çenesini tutamadı.
"Bizde Harry'i merak ettik ve onu aramak için gittik. Onu bulduğumuzda ise bize-" "Aç olmadığını söyledi. Oysaki saatlerdir yemek yememişti, bizde onu büyük salona götürüyorduk ki duvardaki yazıyı gördük" dedim ve konuşmasını bitirdim.
"Pekala gidebilirsiniz" dedi Dumbledore ve koşar adımlarla ortak salona doğru gittik. Tenha bir koridor bulunca Hermione bizi oraya çekti ve fısıltıyla konuştu. "Onlara söylemeliydik-" "Söyleseydik ve Harry'i suçlu mu sansalardı. Hiç sanmıyorum" deyip onu susturdum.
Ron "Aslında ben biraz korkmadım değil. Harry bir ses duyuyor ve sonra birisi taşlaşıyor" "Carla iyi yaptı" dedi Harry ve beni savundu. "Ama Harry, Dumbledore ne yapacağını bilen bir profesör"
"Orada sadece Dumbledore yoktu. Ayrıca neler olduğunu bile bilmiyoruz-" "Dinle ben sadece fikrimi söylüyorum-" "Gerçekten mi, ben ne yapıyorum acaba" Hermione ile hiç istemediğim bir tartışma yapıyorduk. Tanrı aşkına Ron araya girdi ve bu anlamsız tartışmayı bitirdi.
"Hey hey. Kavga etmeyin, hadi yukarı çıkalım ve yatalım" Kimse bir şey söylemedi ve onu takip etti.
**
"Bütün binaların öğrencileri dedikodu yapıyorlar. Bana açıklayabilirsin orada ne olduğunu" Cedric'e sonsuz güveniyordum ama dün Hermione'ye o kadar laf söyledikten sonra olanları Cedric'e anlatmam mantıksız olurdu. "Ama sana zaten 15 dakikadır anlatıyorum Cedric" Çok zekiydi bu yüzden herkese söylediğim bahanelere kanmıyordu. Tanrım çok zekiydi.
"Eğer buna inanacağımı düşünüyorsan diye söylüyorum, bahanen pekte inandırıcı değil ama öte yandan seni sıkıştırmak istemiyorum" Hem zeki hem anlayışlıydı ve onun kahve gözlerinde kaybolduğumda çokta yakışıklı olduğunu bir kere daha anlamıştım.
Aşk sarhoşluğum onun gülümsemeyile bozulmuş ve beni kendime getirmişti. "Teşekkür ederim anlayışın için" yarım saat daha sohbet ettikten sonra hava soğumuştu bizde içeri girmeye karar vermiştik.
**
1 ay sonra taşlaşanların yanına Colin de eklendiğinde herkes iyice telaşlanmıştı. Kimse saldırıları engelleyemiyordu. Şimdi ise düello kulübünde Harry ve Draco düello ediyorlardı. Draco yere düşmesinin üzerine sinirlendi ve Harry'e karşı bağırdı "SERPENSORTİA!" yılan ortada belirmişti ve Harry ona doğru adım atıyordu.
Değişik, başka bir dilde bir şeyler söyledi, herkes degşet içindeydi. En son Snape yılanı yok ettiğinde yılan Hufflepuff'lı bir öğrenciye doğru gidiyordu. Düello bititkten sonra dördümüz koşarak ortak salona girdik.
"Sen bir çatalağız mısın ?" diye sordum bekletmeden" "Ne- o da ne ?" anlaşılan hiçbir şey bilmiyordu. Hermione ve Ron ona özetlerken ben hala şaşkındım.
"Şimdi herkes seni Slyhterin'in varisi-" "AMA DEĞİLİM, ben varisi değilim!" diyerek sözümü kesti. Bağırmak istemediğini biliyordum bu yüzden kırılmadım. "Tamam sadece sakin ol" diye yatıştırdı Ron onu.
Ve beraber yarın ki İksir sınavına hazırlanmak için kütüphaneye gittik.
Sınav sabahı kahvaltıdan erken ayrıldım ve Hufflepuff masasına gidip Cedric'i buldum. Beni görünce gülümsemiş ve bana dönmüştü bundan cesaret alarak kısık sesle konuştum. "Sında başlarınlar" "Efendim ?" Ne, ben ne demiştim. Gülümsediği için heyecanlanmış sözcükleri birbirinin içine geçirmiştim. "Yani- sınavda başarılar" dedim ve rahatladım. İki kelimeyi bir araya getiremiyordum gerçekten hele ki önümüzde bir grup insan bize bakarken.
"Ah, sana da başarılar" dedi ve tekrar gülümseyince karşılık verdim. Masadan ayrılırken arkamdan kıkırdamalar duyuyorudum. "Hey Cedric..." "Ahh kesin sesiniz" dedi ve hepsini susturdu Cedric. Duyduğum son kelimeler bunlardı.
**
Sınavını bitirip çıktığından beri Harry'i görmemiştik. Belki gelir umuduyla ortak salonda onu bekliyorduk. Öğlene doğru delik açıldı ve Harry girdi. Hepimizin ayaklandığını görünce biz sormadan kendisi açıkladı. "Birisi daha taşlaştı ve Neredeyse Kafasız Nick'te galiba... o- ne olduğunu bilmiyorum ama taşlaşmış gibi işte"
"Dumbledore beni yanına çağırdı ve konuştuk. Önemli bir şey olmadı" bu konusa hassas olduğunu bildiğimizden üstelemedik. Büyük masaya oturup diğer sınavlar için çalışmaya başladık.
![](https://img.wattpad.com/cover/281963994-288-k295628.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cedric Diggory İle Hayal Et
Fiksi IlmiahEğer Cedric'e takıntılıysanız sizi okumaya alalım.